AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BİR İÇİM SU

Aşağa gitmek

BİR İÇİM SU Empty BİR İÇİM SU

Mesaj tarafından vgokhan Paz Ağus. 05, 2012 5:57 am

BİR İÇİM SU Su
Su yaşamın kaynağıdır. Bedenimiz bir sünger gibidir ve
hücrelerimiz sıvı dolu trilyonlarca odacıktan oluşur. Peki suyun
değerini ne kadar biliyoruz? Hayati öneme sahip, tatsız, kokusuz,
renksiz ve insan yaşamı için oksijenden sonra gelen, birazdan yazımda da
bahsedeceğim gibi duygularımızı hafızasına alıp tüm vücudumuza ileten
en önemli besin öğesinin değerini.. Diğer bir deyişle içeceklerin
efendisinin değerini !


Su , hepimizin çok iyi bildiği gibi, hidrojen ve oksijen
elementlerinden oluşuyor. Bu elementlerin her ikisi de normal koşullar
altında gaz. Ama suyu oluşturacak şekilde bir araya geldiklerinde, sıvı
bir bileşik oluyorlar. Bunun dışında su vücumuz için gerekli pek çok
minerali de bünyesinde bulundurmaktadır. Normal içme suyu alımı bir
insanın lityum, çinko, kalsiyum, bakır, magnezyum, demir ve flor
gereksiniminin % 10′unu karşılar. Bu miktar, besinlrerin mineralden
zengin olduğu yerlerde önemli olmayabilir. Suyun magnezyum ve kalsiyum
oranı ise su sertliğini oluşturur. Suyun serliğinin sağlık üzerine
herhangi bir etkisi yoktur ancak; içimi hoş olan sular, daha çok orta
sertlikte sulardır. Sert sular, fazla sabun sarfına neden olmaları ve
endüstriyel kullanıma uygun olmamaları nedeniyle tercih edilmezler.

Besinlerin yakılması ve sindirilmesi, vücudun ısı dengesinin
sağlanması, sindirim ve solunum sonucu ortaya çıkan atıkların vücuttan
uzaklaştırılması ve hatta vücudun en küçük yapı taşı olan hücrelerin
yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için su gereklidir.
Yetersiz su içildiğinde halsizlik, sinirlilik, dikkat eksikliği gibi
belirtiler ortaya çıkar. Daha ileri su kayıplarında ise şuur kaybına
kadar varılabilir. Hatta vücudumuzdaki su miktarının beşte birini
kaybetmek hayati risk altında olduğumuz anlamına gelmektedir.

Suyun da Bir Hafızası Var ..

Fransız bilimadamı Dr. Jacques Benveniste, 1980′lerde başlattığı
çalışmalarında suyun hafızası olduğunu anlamış. Suya bir madde ekleyerek
bunu 1 milyon kez sulandırmış ve özel bir alet ile aşırı hızda
sallayarak o maddenin yok olacağını tahmin etmiş ama hala maddenin suda
mevcut olduğunu görünce deneylere defalarca milyonlarca kez daha
sulandırarak devam etmiş. Ancak ne kadar sulandırsa da suyun içine en
başta eklenmiş olan maddenin yok olmadığını tespit etmiş. O zaman suyun
yüklenen maddeyi bir şekilde hafızaya kaydettiğini anlamış. Bir başka
deneyinde suya bir zehir yerine sadece zehirin frekansını yüklemiş ve
aynen zehirin kendisi eklenmiş gibi içine koyulan sinekleri öldürdüğünü
görmüş.

Aynen Japon bilim adamı Masaru Emoto nun da dediği gibi : Unutmayalım
ki; insan bedeninin %85′i sudur. Düşüncelerimiz ve konuştuklarımız
bedenimizdeki suya kaydedilir ve o kalitede yaşarız. Şeklimizi,
sağlığımızı ve hayatımızı biz oluştururuz. Yaşam muhteşem bir enerjisel
danstır, frekansların uyumu, birleşmesi, çatışması, aşağı-yukarı,
sağa-sola, zıt yönlere dalgalanmasının dansı.

Okunmuş Suları İçmemizin Bir Sebebi Varmış ..

Yine Emoto’ya göre, suya söylenmiş sözler veya çalınmış müzik suyun yapısını değiştirmekte..

Emoto’nun çalışmasında somut kanıtlarla insanın titreşimsel
enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerin, fikir ve müziğin suyun moleküler
yapısını etkilediğini ispat etmiştir.. Bu anlamda değişik kaynaklardan ,
değişik durumlardaki suları mikroskop altında incelediğinde son derece
ilginç ve de anlamlı sonuçlar ortaya çıkmış. Örneğin fabrika atıklarının
akıtıldığı suların kristal yapısının geometrik şekillerinin, doğal ve
temiz su kaynaklarınınkine nazaran bozulduğu ve dantelsi yapı
göstermediği ispat edilmiştir. Yine aynı şekilde farklı kaplardaki
sulara farklı duygu ve düşünceler söylenmiş ya da bulundukları kabın
üzerine bunlar yazılmış ve sonrasında incelendiğinde, olumlu duygu ve
düşüncelerin iletildiği suların kristalize yapısının çok da düzgün ve
dantelsi, olumsuz düşünce ve duyguların iletildiği suların kiristalize
yapısının ise şekilsel bozukluk gösterdiği ve rastgele şekiller
oluşturduğu saptanmıştır.

Dolayısıyla bir anlamda yaşamımızın kalitesi içtiğimiz su ve vücut
sıvımızın kalitesi ile direkt bağlantı halindedir. Geçmişten bugüne
vücut suyumuzdaki bilgilerin kaydıdır aslında bizi biz yapan.. Su
hücreler arası bilgi alış-verişini sağlar. Gün içinde düşündüğünüz ve
söylediğiniz her şey tüm hücrelerinizi etkiler, çünkü bedeninizdeki su
bunların enerjisini kopyalayıp hücrelere dağıtır.

Dolayısı ile bizler bir bakıma düşündüğünüz ve konuştuğunuz şeyler
oluruz ve bedenimizi de etkileriz. “Hasta olacağım!” ya da “Bu işi
başaramayacağım !” dediğinizde içinizde dolaşan su o kaliteye bürünüp
bunu hücrelere iletir ve siz hasta olursunuz ya da işlerinizde
başarısız..

Aslında bizler düşündüklerimiz ve söylediklerimizin kalitesinde yaşarız. bilgilerin kaydıdır.

Hatırlıyorum da, sınavlara girerken anneciğimin okuyup da içirdiği okunmuş sularmış vücudumdaki huzurun sebebi..

Suyun eksikliğinde oluşabilecek sağlık problemleri :


  • Aşırı yorgunluk,
  • Hafıza zayıflığı problemi ve konsantrasyon bozukluğu,
  • Halsizlik şikayetleri, baş dönmesi ve başağrısı, soluma güçlüğü,
  • Matematik zekasındaki gerilik,
  • Dolaşım – böbrek yetmezliği, kas spazmları, kabızlık..

Suyun Vücut İçin Sağladığı Faydalar:


  • İran asıllı Dr. Fereydoon Batmanghelidj “Su” isimli kitabında “Hasta
    değil, susuzsunuz!” derken çok da güzel özetliyor aslında suyun
    önemini.. Daha ayrıntılı bakacak olursak;
    Vücudunda büyük oranda su içeren canlıların vücut sıcaklıklarında çok
    değişiklik olmuyor. Su ısıyı iyi ilettiği için ısının vücudumuzda eşit
    dağılmasını sağlıyor..
  • Hücrelere oksijen ve besin öğelerinin taşınmasını, ayrıca atık (toksik) ürünlerin taşınarak böbreklerden atılmasını sağlar.
  • Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükürük, amniyotik sıvı (gebelikte) ve idrar gibi vücut sıvılarının büyük bir kısmı sudur.
  • Cilt sağlığında, bağışıklık sisteminde, vücut ısısının denetiminde rolü vardır.
  • Tükürük ve mide salgısında besinlerin sindirilmesinde görev alır.
  • Vücudun ihtiyaç duyduğu önemli minerallerin pek çoğunu sağlar.
  • Soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini düşürür.
  • Su eksikliği sırasında vücut, iç dokularından (özellikle de kalın
    bağırsaktan) su çekerek dışkının sertleşmesine, dolayısıyla kabızlığa
    yol açar. Yeterli su tüketildiği takdirde bağırsakların çalışması normal
    seyrinde olur ve kabızlık önlenir.
  • Zayıflama diyetlerinde metabolizmayı çalıştırmanın yanında, midede hacim oluşturarak tokluk hissi vermede işe yarar.
  • Vücutta özellikle el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engeller.
  • Tansiyonu dengeler ve tansiyon yükselmesini engeller..Bir günlük Su İhtiyacımız Ne kadar ?
    Kişinin su ihtiyacı kendine özgüdür ve kilosuyla doğru orantılıdır.
    Sağlıklı ve ideal kilosunda bir kadının günde 10 bardak, erkeğin ise 14
    bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu
    miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. Ortalama bir hesapla
    vücut ağırlığının %55-60’ının sulardan gelmesi gerekmektedir.
    Meyve suları, meşrubatlar, çay ve kahve su yerine geçemez. Suyu su
    olarak yeteri miktarda almak sağlık açısından son derece önemlidir. Her
    gün içtiğimiz suyun yeterli olup olmadığını idrarımızın renginden
    anlayabiliriz. İdrarımızın rengi açık renkte ve kokusuz ise o gün için
    yeterli su tüketmişizdir.
    Bir diğer nokta ise su içmek için susamayı beklememeliyiz. İşyerinde,
    okulda, evde yakınlarımızda sürekli temiz bir su bulundurarak düzenli
    su içimini alışkanlık haline getirmeliyiz. Özellikle çalışan bireyler,
    mesai saatleri içinde, masalarında bir şişe ya da sürahi suyu (ortalama 2
    litre) bulundurmalı ve işten ayrılana kadar bu suyu bitirmeyi,
    hedeflemeliler.
    Biliyor muydunuz ?
    Yılda 1,2 milyar kişi temiz sudan yoksun yaşıyor.
    Yılda 5-10 milyon kişi içme suyu ile bağlantılı hastalıklardan ölüyor.
    Dünya nüfusunun yüzde 40′ı su sıkıntısı çekmekte.
    Bu sıkıntı 2050 yılında dünya nüfusunun 2/3 nü etkileyecek.
    Avrupa’da kişi başına günde 160 litre su tüketilirken, bu oran
    Somali’de 5-10 litre ve bu suya ulaşmak için kilometrelerce yol
    katedilmek zorunda.
    1 litre atık su, 8 litre temiz su kirletmekte.
    Dünya içme sularının % 60 ı U.S.A, Çin, Endonezya gibi 10 ülke tarafından kullanılıyor.
    Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
    Su, altın madeninden 30 kat daha fazla enerji ile ısınıyor.. 1 kg
    suyu 1 derece ısıtmak için harcanan enerji ile 30 kg altını 1 derece
    ısıtmak mümkün ..
    Hangi Suyu İçelim ?
    İçme suları renksiz, berrak, lezzetli olmalıdır. Sudaki bulanıklık
    suyun kirli olduğunun göstergesidir ve içilmemelidir. İçme uyunun genel
    özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
    Hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemelidir.
    Kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır.
    Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır.
    Yeterli derecede yumuşak olmalıdır.
    Ne aşındırıcı olmalı, ne de taş yapmalıdır.
    Hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri ihtiva etmemelidir.
    Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır. Bazı kimyasal
    maddeler zehirli etki yapabilir; arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, cıva
    gibi. Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler,
    amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa
    olumsuz etkileri olan maddelerdir. Bazı kimyasalların varlığı aynı
    zamanda, suya kirli suların karıştığının göstergesidir.
    Şebeke suyu mu ? Damacana su mu ?
    Yakın bir geçmişe kadar çeşme (şebeke) suyu kullanılırken günümüzde
    damacana ve şişe su kullanımı ön plana çıkmıştır. Damacana ve pet
    şişelerin hammaddesinde bulunan forgen adlı kimyasalın suya karıştığı
    taktirde zararlı olabileceğini biliyoruz. Dolayısıyla damacana su
    kullananlar, evlerine aldıkları damacananın yıpranmamış olmasına dikkat
    etmelidirler. Pet şişeler ise yine aynı şekilde açıldıktan sonra hemen
    tüketilmelidir. Besinleri saklamada en uygun yöntemin cam kaplar
    olduğunu düşünürsek suyu da cam şişe ve kaplarda saklamak en sağlıklı
    yöntem olacaktır.
    Şebeke suyu ise suyu zararlı organizmalardan arındırmak için
    klorlanmaktadır. Fakat klorun fazlası da vücudumuz için zararlıdır. Bu
    nedenle şebeke suyu kullanan bireylerin suyu yaklaşık 1 saat kadar
    dinlendirdikten sonra tüketmeleri fazla klor alımlarını engelleyecektir.
    Suyun temizliğinden emin olunamayan durumlarda ise yaklaşık 5 dakika
    kaynatılıp soğutulduktan sonra tüketimi son derece önemlidir.
    KAYNAK :Bir İçim Su,Banu TOPALAKÇI


vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz