NE ZAMAN EVLENMELİ

[vgokhan]

Benzer hikayeleri hepimiz
duymuşuzdur: Evlilik yüzüğünü erkenden takan ve 30 yaşından önce
boşanan çok genç kadınlar ve çok geç olmadan bir erkek sevip evlenerek
çoluğa çoçuğa karışmak için çabalayan daha yaşlı kadınlar. Bu
deneyimler akla şu soruyu getiriyor: " Zamanlama gerçekten bu kadar
önemli mi?" Yüzde 90'ımız 50 yaşından önce en azından bir kez
evleneceği için o büyük soru ile, yani, ne zaman evlenmek gerektiği ile
en azından bir kez karşı karşıya kalacağız demektir.
Acaba evlilik
için gerçekten uygun zaman var mıdır? Buna yanıtımız hem evet hem de
hayır. Bazı araştırmalar enerjinin ve deneyimin mükemmel noktaya
ulaştığı 28-32 yaş arasını evlilik için en uygun zaman olarak
tanımlamaktadır. "20 yaşında evlenmek tıpkı 30 yaşında evlenmek gibi
avantajlar ve dezavantajlar içerir. Fakat artılar ve eksiler o kadar
çeşitli ve karmaşıktır ki, en iyisi 20 ya da 30 kıstasına girmeden
kendiniz için en uygun olan yaşta evlenmenizdir." Bu açıklama Rutgers
Üniversitesinden Evlilik Projesi Başkanı David Popenoe'ye ait. İhtiyaç
ve beklentilerinize - çocuklar, kariyer, seks- en uygun zamanda
evlenmeniz mutlu bir yaşam sürme şansınızı arttırır. Ve Cosmopolitan
beklentilerinizi ve isteklerinizi dikkate alarak sizin için en uygun
olan evlenme yaşını belirledi. İşte evlilik yaşınız:

Eğer muhteşem bir seks istiyorsanız: 20'li yaşlar
Eğer
evlilik için kriteriniz 24 yaşlarında olan, evlenmeye hazır, istekli,
uygun ve seksi bir erkekse hiç düşünmeden nikah kıyabilir ve genç, evli
bir kadına dönüşebilirsiniz. Yeni evli 4000 kişi arasında yapılan bir
araştırmaya göre seks hayatı en verimli olan çiftler 20'li yaşlarındaki
çiftler oluyor. Bir yıllık evlilikten sonra 20'li yaşlardaki genç
evliler ayda 24 kez seks yaparken, bu sayının 30'lu yaşlarını yaşayan
evlilerde ayda 17 kez olduğu tespit edilmiş (ki bu da küçümsenmeyecek
bir rakam).

Ayrıca araştırmalar 20'li yaşlarında olan
çiftlerin 30'lu yaşlara nazaran yatakta daha deneyimli olduklarını
gösteriyor. Genç çiftler sevişmeye başlamadan önce yüksek bir isteğin,
diğer bir deyişle tam bir kızışmanın yaratılmasını sağlayabiliyor ve
daha ateşli sevişmeler yaşayabiliyorlar. Genç kadınlar kendilerinden
daha yaşlı olanlara kıyasla modlarında olmadıkları halde eşlerini
hoşnut etmede ve tatsızlığı önlemede daha başarılılar.

Eğer ilişki ve gerçek aşk istiyorsanız: 30'lu yaşlar
Araştırmalara
göre evliliğe odaklı ilişkiler daha çok 18 ile 29 yaşlar arasındaki
gençlerde görülmekte. Bu çiftler çoğunlukla yeterli cinsel deneyim
yaşamamışlardır ya da tüm yaşamı tek bir insanla geçirmeyi
kaldırabilecek kadar olgunlaşmamışlardır. Evlendiklerinde de dışarıda
bir şeyleri kaçırmakta oldukları duygusuna kapılırlar ve evliliğe olan
bağlılıkları azalır. 25 yaşından önce evlenen erkekler risk taşırlar,
bu yaşlar erkeklerin aldatmaya en yatkın oldukları yaştır, hormonlar
çoğaldığı için daha fazla seks isterler. Bu yüzden bu yaştaki evli
erkeklere çok dikkat etmek gerekir.

Ayrıca araştırmalara göre
gençlerin sadık kalması daha zordur. 20'li yaşlarında olanlar 30'lu
yaşlara kıyasla nikah gününden itibaren bir başka erkek tarafından
baştan çıkarılmaya ve yasak elmadan yemeye daha meyillidir.

Eğer iyi bir kariyer istiyorsanız: 30'lu yaşlar
Eğer
şirkette basamakları tırmanıp yükselmek istiyorsanız nikah masasına
oturmak için sabırsızlanabilirsiniz. Genç evlenen çiftler çoğunlukla
ister istemez geleneksel rolleri benimserler, erkek çalışır ve para
kazanır, kadın da eve çeki düzen verir. 20'li yaşlarda erkek egosu
kadının yatakta olduğu gibi faturalarda da partneri olabileceğini kabul
edecek kadar gelişmemiştir.

Çoğunlukla daha genç evlenen erkek
ve kadının birbirlerinin mesleklerine bakış açıları eşittir. Mesleki
kariyeriniz belli bir hıza kavuştuktan ve belli bir noktaya geldikten
sonra evliliğin onu inişe sokması olası değildir. Yine araştırmalara
göre 20'li yaşlarda kişiler kendilerini kanıtlamak için saatler
harcamak zorunda kalırken 30'lu yaşlarda kişiler tahminlerde bulunmakta
daha profesyonelleşmiş oluyorlar.

Eğer çok çocuk istiyorsanız: 20'li yaşlar
Bildiğiniz
gibi çocuk yapmak için ne kadar çok beklerseniz işiniz o kadar çok
zorlaşıyor. Hamile kalmanız gittikçe zorlaşır ve ne kadar zorlaştığını
fark etmeyebilirsiniz. 31 yaşından başlayarak hamile kalma olasılığınız
gün be gün, yıl ve yıl azalır ve her geçen yılda bir öncekinden daha
dramatik bir noktada olursunuz. Bu yüzden 35 yaşına geldiğinizde artık
şansınız 29 yaşındaki kadar kadar yüksek değildir. Ve 40 yaşına
geldiğinizde doğurganlık olasılığınız iyice düşmüştür. 29'unda ya da
ondan önce ilk çocuğunu doğurmuş olan kadınların istediği kadar çok
çocuğa sahip olma şansı 30 yaşında ilk çocuğunu doğurmuş olana kıyasla
5 kat daha fazladır.

Bugün tıp ve suni döllenme gibi
olanakların oldukça ilerlediği kesin bir şey ancak gelişmiş üreme
teknolojisi doğanın yasalarına karşı koyamaz. Son olarak
söyleyeceğimiz, eğer bir bebek istediğinizden eminseniz bunu asla
geciktirmeyin.

Eğer maddi güvence istiyorsanız: 30'lu yaşlar
Çok
para özlemi içinde olan genç kadınların biraz sabırlı olmaları ve
evliliği geciktirmeleri maddi gelecekleri açısından daha güvenli
olacaktır. Eğer 20'li yaşlarınızda nikah masasına oturursanız para
evlilikte önemli bir stres kaynağı olabilir. Erken evlenen erkek ve
kadın kendi keyfi için sınırsızca para harcayan arkadaşlarını
kıskanmaktadırlar. Onlar sürekli olarak para biriktirmeleri ya da ev
giderleri için tutumlu olmaları gerektiğini hissederler. Bu
"zorundalık" onlar için pek de keyifli değildir.

Ancak bu tür
sorunlar 35 yaşlarındaki çiftler için büyük bir önem teşkil etmez. 35
ile 44 yaş arasındaki evli kadınların 240 milyon ile 500 milyon
arasındaki ev giderleri 15 ile 24 arasındaki genç kadınların hemen
hemen 5 katı kadardır. Şüphesiz, yaşınız arttıkça iş tecrübeniz ve
maaşınız da artar ve hem evliliğin, hem istediğinizi almanın, hem de
eğlenmenin üstesinden kolaylıkla gelebilirsiniz.



Eğer kavgaların az olmasını istiyorsanız: 30'lu yaşlar
Romeolarıyla
kavga etmeye tahammül edemeyen kadınların 30'lu yaşlarda evlilik
yüzüğünü takmaları halinde kavga riski azalacaktır. Yaşlandıkça
karşınızdakini anlama isteğiniz artar ve fevrilik azalır. Gerçekten
üzgün olduğunuzda tuhaf şeyler yapmazsınız ve tartışmayı olgunlukla
karşılarsınız. 20'li yaşlardaki gençlerin çoğu, eşleri ile kavga
ederken bağırıp çağırmak, bir şeyler fırlatmak ve kırmak gibi eğilimler
gösterirler.

30'lu yaşlarındaki yeni evlilerin çoğu olgun
tavırlar sergileyip, her gün birbirleri ile konuşabilecek zamanı
yaratmaya çalışırken, daha genç evliler iletişime pek fazla zaman
ayıramıyor. Çelişkiler ve çatışmalar ortaya çıktığında iyi iletişim
temeli evliliği kurtaran güç oluyor. Genç evliler ise oturup yüz yüze
konuşamadıkları için her şey çabucak kontrollerinden çıkıyor ve
evlilikleri de kısa sürede bozuluyor.

Eğer ait olmak istiyorsanız: 20'li yaşlar
Aslında
20'li yaşlar "Evet" demek için en ideal yaş dönemidir. Bu büyülü yaştan
ne kadar çok uzaklaşırsanız kendinizi o kadar tuhaf hissetmeye
başlarsınız. 30'lu yaşlarda hala evlenmemiş olmak ruh sağlığı için pek
yararlı olmuyor çünkü insan ister istemez kendini toplum dışı
hissetmeye başlıyor.

30 yaşına geldiğinde evlenmemiş olan
kadınlar endişelenmeye ve "evde kalacağım, kimseyi bulamayacağım" diye
düşünmeye başlıyorlar. Evlilik yüzüğü takılır takılmaz da bu negatif
düşünceler uzaklaşmıyor. Geç evlenen kadınlar insanların kendileri
hakkında "bu vakte kadar acaba neden evlenemedi?" gibi seyler
düşüneceği korkusu ile savaşmak zorunda kalıyorlar. Ya da erkek
arkadaşlarını evliliğe zorluyormuş duygusuna kapılıyorlar. " Ben
normalim" bakış açısına göre değerlendirirsek anormal olan 20'li
yaşlarda evlenmek.



Eğer pişmanlık istemiyorsanız: 30'lu yaşlar
Yaş
ve deneyim gençliği yenebilir. Daha olgun olan çiftler yürümemiş
binlerce deneyimden geçmişlerdir. Doğru olduğundan emin olmadıkça
evlenmek için can atmayacaklardır.

Daha genç kadınların ise
daha idealist ilişki anlayışları olabilir ve kendilerini idealden uzak
gerçekler karşısında bulunca da artık evliliği istememeye ve
yürütememeye başlarlar. Araştırmalara göre evlendiği için pişmanlık
duyan kadınların hemen hemen tamamı 20'li yaşların ilk dönemlerindedir.
Erken evlenenlerden yalnızca yüzde 9'u evliliği sürdürebilmiştir.



Cennette ya da cehennemde evlilik
Sadece
sağlıklı ilişkilerde karşımıza çıkan o büyük büyü evliliği ayakta
tutar. Acaba siz ve eşiniz bu büyüye sahip misiniz? İşte size iyi günde
ve kötü günde beraber olup olamayacağınızı gösterecek bir kaç özellik.
Nikah masasına oturup "Evet" demeden önce dikkat etmeniz gereken bir
kaç püf noktası:
Kolay iletişim kuruyorsunuz
Eğer yaşamınızı
bir erkekle geçirmeye karar vermişseniz onunla konuşabildiğinizden,
hatta derin tartışmalar yapabildiğinizden emin olun. Hep aynı şeyleri
konuşmak ya da hep geyik yapmak bir süre sonra sıkıcı olabilir.
Birbirinize konuşmak yerine birbirinizle konuşmayı deneyin. Günün
sonunda birbirinize özet bilgiler sunan diyaloglarınızı fikirlerinizi
tartıştığınız konuşmalara dönüştürün. Eğer müzikten Zen budizmine kadar
her konuda kafadarsanız bu duygusal anlamda da doğru yolda olduğunuzu
gösterir.

Sık sık birbirinize dokunuyorsunuz
Mutsuz
çiftler bile güzel bir seks hayatına sahip olabilir ancak gerçekten
neşeli olanların yatak odasının dışına uzanan fiziksel bir bağlılıkları
vardır. İyi bir evliliğe sahip çiftlerin (kaç yıllık evli olursa olsun)
çoğunun birbirlerine seks dışında da dokunmaktan hoşlanan çiftler
olduğu görülmüş. Birbirlerinin elini tutan, konuşurken kollara dokunan
ve yatak odası dışında da popolarına dokunan çiftler aşk yaşamlarına
uzun yıllar ekleyecek bir bağlılık yaratmış olurlar.



İkiniz de yetişkinsiniz
Her
ikiniz de hayatta neler yapacağınızdan ve hayattan ne beklediğinizden
emin olmadan evlenme kararı almamalısınız. Hayata dair soruların
tamamının yanıtını bulamamış olabilirsiniz ancak en azından bu konuda
çaba harcamanız yeteri kadar olgunlaştığınızı gösterir. Ancak bundan
sonra evliliğinizin gerçek amaçlarına odaklaşabilir ve evcilik oynayan
bir küçük kız durumuna düşmezsiniz.

Birbirinizin en yakın arkadaşısınız
Uzun
süreli aşıklar tartışsalar bile birbirlerine büyük bir saygı duyarlar.
Kavga ederken bile karşınızdaki kişinin en yakın arkadaşınız olduğunu
aklınızdan çıkarmamalısınız.

Hatalı olduğunu düşünseniz bile
daha ılımlı davranarak tartışmanın büyümemesini sağlayabilirsiniz. Dost
olmanız her zaman her şeyin süt liman olmasını gerektirmez ama en
azından gergin günleri daha kolay atlatmanızı sağlar.