AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:04 pm

I. Dünya Savaşı'na Almanya ile birlikte giren Osmanlı Devleti, Çanakkale Savaşı'ndaki
başarılı savunmaya ve Kafkasya cephesindeki kısa süreli başarılara
rağmen savaşın son döneminde İngiliz ordularına karşı bir dizi ağır
yenilgiye uğramış ve Hicaz, Filistin, Suriye ve Irak'ı kaybetmişti. Suriye cephesinin çöküşü üzerine, İmparatorluğu 1913'ten beri diktatörlük yöntemleriyle [kaynak belirtilmeli] yöneten İttihat ve Terakki hükümeti 8 Ekim 1918'de istifa etti. Hükümet ileri gelenlerinden Talat, Enver ve Cemâl Paşalar yurt dışına kaçtılar. Genel af ilan edilerek, sürgün ve hapisteki muhaliflerin İstanbul'a dönüşüne izin verildi. 30 Ekim1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı hükümeti yenilgiyi kabul etti. İstanbul basını mütarekeyi sevinçle karşıladı.
Mütareke hükümleri, a) sınır müdafaası ve asayiş için gereken
birlikler dışında Osmanlı ordusunun terhisini ve elde kalan silah ve
cephanenin teslim edilmesini, b) boğazlar, demiryolları ve Toros
tünelleri gibi stratejik noktaların müttefik devletlerce işgalini, c)
altı doğu vilayetinde karışıklık çıkması halinde buraların
müttefiklerce işgalini, d) Arap ülkelerinde kalan Osmanlı birliklerinin
teslim olmasını, e) Kafkasya cephesinde 1914 sınırına geri dönülmesini,
f) Türklerin elinde bulunan müttefik ve Ermeni esirlerinin serbest
bırakılmasını öngörmekteydi.

İstanbul işgali, Kasım 1918

6 Kasımda Boğazlar silahsızlandırıldı. 7 Kasımda işgal güçleri
Çanakkale'den geçti. 13 Kasım 1918'de Osmanlı'nın başkenti İstanbul'a
müttefik asker geldi. 23 Kasım 1918 sonra Ahmet İzzet Paşa yeni
hükümeti kurdu. 9 Şubatta Hadisat gazetesinde Süleyman Nazif
'Kara Gün' başlıklı bir yazı yazdı. Türk milletinin böyle bir işgali
yaşamadığını ve bunu kaldıramayacağını söyledi. İtilaf devletleri Türk
halkının tepkisini çekmemek ve işgalin haklılığını kanıtlamak için
işgalin geçici olduğunu amacının Padişahlığı, halifeliği, azınlıkları
korumak olduğu. Padişahlık makamının kaldırılmadığını ve İstanbul'dan
verilecek kararların geçerli olduğunu ilan etti.

Kuva-yı Milliye

İttihat ve Terakki yönetiminin, gizli bir teşkilat olan Teşkilat-ı Mahsusa
vasıtasıyla Anadolu ve Rumeli'de savaş sonrası bir direniş hareketi
örgütlediği anlaşıldı. Direnişin amacı, doğu illerinin Ermenilere, Ege
bölgesinde bazı yerlerin Yunanlılara ve Adana yöresinin Fransa
kontrolündeki Suriye'ye verilmesini öngören girişimlere karşı mücadele
etmekti. Yanı sıra, savaş yıllarında çeşitli yöntemlerle önemli servete
ve yerel iktidara kavuşan İttihat ve Terakki yanlısı zümrelerin
konumlarının korunması, savaş sırasında sürülen gayrimüslim
Osmanlı vatandaşlarının geri dönmesinin önlenmesi, bundan dolayı
çıkabilecek karışıklıklar nedeniyle müttefik devletlerin olası
müdahalesine karşı konulması amaçlanmaktaydı.
1919 başlarından itibaren Kuva-yı Milliye
(milli kuvvetler) adıyla silahlanan bazı gruplar, Ege ve Karadeniz
bölgesinde Rumlara, Güneydoğu'da ise Ermenilere karşı çatışmalara
girdiler. Bu grupların çoğu 50 ila 200 kişilik düzensiz kuvvetlerden
oluşmakta ve Teşkilat-ı Mahsusa üyesi olduğu bilinen kişilerce
yönetilmekteydi.
1919 Şubat ayında Müttefik Yüksek Komutanlığı, Anadolu'da asayişi
sağlamak amacıyla üst düzey bir Türk komutanının özel yetkilerle
donatılarak Anadolu'ya gönderilmesini önerdi. 15 Mayıs 1919'da
"Anafartalar Kahramanı" ve "Fahri Yaver Hazreti Şehriyari (Padişahın Onursal Yaveri)" Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu komutanı ve Anadolu Genel Müfettişi sıfatıyla, padişah VI. Mehmet Vahdettin tarafından Anadolu'ya gönderildi.....


En son vgokhan tarafından C.tesi Mayıs 17, 2008 8:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Geri: Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:08 pm

İzmir işgali, Mayıs 1919


İzmir'in işgali düşüncesi 1919'un Şubat ortalarında Yunanistan
başbakanı Venizelos'un önerisiyle, İngiltere başbakanı Lloyd George
tarafından ortaya atıldı. İzmir'in İşgali, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla
ortaya çıktı. ABD başkanı Wilson bu öneriye önce kesinlikle karşı
çıktı, ancak 25 Mart dolayında daha esnek bir tavrı benimsedi. 7 Mayıs
ta İngiltere, ABD ve Fransa, Yunan donanmasının İzmir'e gönderilmesinde
mutabık kaldılar.
İzmir kenti ile birlikte Ayvalık, iki kent arasındaki sahil şeridi,
Çeşme yarımadası ve Belkahve'ye kadar İzmir'in hinterlandı da işgal
edilmiştir. 1920 Nisan'ından sonra Yunan ordusu İzmir'den harekete
geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon'a kadar Batı Anadolu'nun
büyük bir bölümünü de işgal altına almıştır.Örgütlenme Dönemi, Mayıs 1919 - Mart 1920


Paris'te toplanan uluslararası Barış Konferansı, o günlerde
açıklanması beklenen Türk Barış Antlaşmasını, 1919 Mayıs başlarında
belirsiz bir geleceğe erteledi. 15 Mayıs'ta Yunan kuvvetleri, müttefik
devletlerin kararıyla İzmir'i işgal etti. Ulusal bir felaket olarak görülen bu olay, Türkiye çapında müthiş bir ulusal tepkiye yol açtı. 23 Mayıs'ta Fatih ve Sultanahmet'te
Türk siyasi tarihinin o güne kadarki en büyük kitle gösterileri
düzenlendi. Direniş fikri, İttihat ve Terakki yandaşlarının görüşü
olmaktan çıkarak tüm ülke sathına yayıldı.
21 Haziran'da Mustafa Kemal, Anadolu'daki en önemli askeri birliklerin komutanları olan Kâzım Karabekir, Refet ve Ali Fuat Paşalar ve Ege bölgesinde asayişi sağlamakla görevlendirilen Rauf Bey ile Amasya'da buluşarak Amasya Tamimi'ni
yayımladı. Bildiri, ulusal bağımsızlığın ancak ulusun "azim ve iradesi"
ile sağlanacağını vurgulayarak, ülke çapında bir direniş hareketinin
işaretini vermekteydi.
23 Temmuz'da Kâzım Karabekir'in öncülüğünde Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Kongresi,
askeri görevlerinden istifa eden Mustafa Kemal'i kongre başkanı seçti.
Kongre, Doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi olasılığına karşı direnme
kararı alırken, Türkiye'nin kalkınması için Amerikan mandası fikrine
açık kapı bırakmamaktaydı.
4 Eylül 1919'da Türkiye'nin her yanından gelen delegelerin katılımıyla Sivas'ta toplanan kongrede, genel seçimler yapılıp yeni Mebusan Meclisi
kuruluncaya kadar İstanbul hükümetiyle tüm resmi bağların kesilmesi
kararlaştırıldı. Ülke çapında yeni bir idari ve siyasi örgütlenme
kurmak amacıyla bir Heyet-i Temsiliye kuruldu.
Kasım ayında Adana, Maraş, Antep ve Urfa'nın Fransızlarca işgali
üzerine, Heyet-i Temsiliye tarafından yönlendirilen direniş hareketi
başlatıldı. Direniş umulmadık bir hızla başarıya ulaşarak 1920
Mayısı'nda Fransızları ateşkese zorladı.

Osmanlı Meclisinin açılması ve Misak-ı Milli, Kasım 1919 - Ocak 1920 [değiştir]


Aralık ayında yapılan genel seçimler sonucunda son Osmanlı Meclis-i Mebusanı (1920) oluştu. Meclise Anadolu'dan sadece Milli Mücadele yanlısı milletvekilleri seçildi. İki ayrı ilden milletvekili seçilen Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a gitmeyi reddetmesi üzerine, Sivas Kongresi başkan vekili olan Rauf Orbay Meclis reisliğine seçildi. 28 Ocak 1920'de Mebusan Meclisi daha sonra Misak-ı Milli adıyla anılan “Ahd-ı Milli Beyannamesi”ni kabul etti. Beyanname, Mondros Mütarekesi sınırları içinde tam bağımsızlık sağlanıncaya kadar mücadeleye devam etmeyi öngörmekteydi.

Osmanlı Meclisinin kapatılması, Mart 1920 [değiştir]


16 Mart 1920'de
Meclis-i Mebusan da dahil olduğu halde Babıali ve bütün hükümet
daireleriyle beraber İstanbul, İngilizler tarafından cebren ve resmen
işgal edilmiştir. İngiliz birlikleri İstanbul'daki önde gelen Milli
Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar. Ayrıca telgrafhaneler
de işgal altına alınmış ve resmi makamlar arasında iletişim imkânı
kalmamıştır. Bu şartlara göre, Anadolu, İstanbul ve resmi makamlarla
ortak hareketten mahrum kalmıştır.
İstanbul’daki olağanüstü hal, ortaya Osmanlı Devletinin kimin
idaresi ve hangi güçlerin kanunlarının geçerli olduğu sorunu ortaya
çıkarmıştır. Bu durumda Mustafa Kemal Temsil Heyetinin başkanı olarak:
"Bu hareketin Anadolu’da Osmanlı Kanunlarının yürürlüğünü
engellemeyeceğinden ve her ne şekilde olursa olsun alınacak önlemlere
Osmanlı milleti uygarlık yeteneği özellikle dikkat çekici bulunduğundan
kanun dışında hiç bir işlem yapılmaması ve bütün görevlerin özenle
yapılması hayatımızın gereklerindendir" diye genelge yayınlamıştır [2].
Bunun üzerine Meclis 18 Mart 1920 bir toplanarak kendini feshettiğini açıkladı. Meclisin kendini feshettiği açıklaması Padişah’ın Nisan 11 1920'de
ikinci meşrutiyetin sona erdiğini açıklaması ile bir başka Meclis
oluşturma yolunu kapatmıştır. Aynı gün Şeyhülislâm Dürrizâde
Abdullah'ın, "Padişah ve Halife kuvvetleri dışındaki millî kuvvetleri
kâfir ilan eden ve katlinin gerekli" olduğunu bildiren fetvası
"Takvim-i Vekayi"de yayınlandı. Padişah Osmanlı Devleti'nin tarihinde
bir bölümü kapatmayı amaçlamış ve kendi otoritesi dışında bulunan bütün
güçlerin (millî kuvvetleri) devlet karşıtı olduğunu ilan etmiştir.
Padişah ve atadığı hükümetler Osmanlı devletinin idaresine tek otorite
durumuna gelmişlerdir.
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Geri: Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:12 pm

Hakimiyetin sağlanması, Mart 1920 - Mart 1922

Bu dönemde Büyük Millet Meclisi'nin etkinlikleri karşı taraflara
Anadolu'yu kendisinin temsil ettiği ve onun içinde olmadığı hiçbir
barışın geçerliliği olmadığını kabul ettirmesi çabasıdır. Bir yandan
uluslararası destek ve yardım arayışına girilerek, Batum'un geri verilmesi karşılığında Sovyetler Birliğinden
mali yardım sağlandı. Öbür yandan Anadolu'nun çeşitli yörelerindeki
düzensiz direniş gruplarını tasfiye ederek düzenli bir ordunun
kurulması için adımlar atıldı. Askeri olarak karşısına çıkacak bütün
güçlerle baş edebilecek düzeyde olduğunu kanıtladı.

Büyük Millet Meclisi açılması, Nisan 1920

Osmanlı Meclisinin fes edilmesi yeni bir meclisin, bir kurucu
meclisin, gerekliliğini doğurmuştu. Kurucu Meclis ve seçimlerle ilgili 19 Mart 1920'de
bir bildiri yayınladı. Sultan İstanbul'da idi ve Mustafa Kemal
"olağanüstü yetkilere sahip bir meclis" olarak takdim etti. Seçimlerin
yapılması için yayınlanan bu bildiri uyarınca, yurdun her yerinde
seçimler yapıldı. 16 Mart 1920'deki
baskından kurtulan milletvekilleri gizlice Ankara'ya geçtiler. Bolu
Düzce, Hendek bölgesinde başlayan ve Nallıhan, Beypazarı çevresine
sıçrayan (bakınız İsyanlar (İç Cephe)) ayaklanma olayları oldu. Bu
olaylardan dolayı, seçilen milletvekillerinin tümünün gelmesi
beklenilmeden, Millet Meclisi'nin açılma hazırlıkları yapıldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (1. Dönem) 23 Nisan 1920'de
Ankara'da Mustafa Kemal Paşa önderliğinde toplandı. Bu tarihten
itibaren İstanbul hükümetinin etkisi İstanbul kenti ve çevresiyle
sınırlı kalırken, Ankara'da oluşturulan Meclis ve hükümet, fiilen
Türkiye'nin yönetimini ele aldı. Mustafa Kemal 24 Nisan 1920'de Meclis Başkanı seçildi

İsyanlar (İç Cephe)

Tekâlif-i Milliye Kanunu ile, ordunun finansmanı için ağır vergiler kondu. Vergi vermeye ve askere alınmaya karşı koyanları sindirmek için İstiklal Mahkemeleri
kuruldu. Tek celsede idam kararı alma yetkisine sahip olan İstiklal
Mahkemeleri, Ergun Aybars'ın araştırmalarına göre 9000 dolayında idam
kararı verdi.
Kuva-yı Milliye'yi dağıtma girişimi bazı bölgelerde başarılı
olurken, bazı Kuvayı Milliye birliklerinin yoğun direnişiyle
karşılaştı. Kasım 1920'de başlayan ve Ocak 1921'de yenilgiye uğratılan Çerkez Ethem İsyanı bu direnişlerin en önemlisidir.

Ermeni Savaşı (Doğu Cephesi)

Dünya Savaşı sonunda Kuzeydoğu cephesi Müttefik devletlerin talebi
doğrultusunda 1914 Osmanlı-Rus sınırına çekilmişti. Bu sınır
Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit hattından geçiyordu. Sınırın öte yanında
1918'de Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu.
1920 Eylülünde Türk-Rus mutabakatının sağlanması üzerine 28 Ekim 1920'de Kâzım Karabekir
komutasında harekete geçen Türk kuvvetleri, 10 gün süren bir harekât
sonunda Ermenistan'ı kesin yenilgiye uğrattı. Bu harekâtta Türk tarafı
46 şehit verdi. 1 Aralık'ta imzalanan Gümrü Antlaşması
ile Türk-Ermeni sınırı, 1878 öncesindeki Osmanlı-Rus sınır hattına
çekildi. Bu sınır, bugünkü Türkiye-Ermenistan sınırıdır. 2 Aralık'ta
Kızıl Ordu Ermenistan'ı işgal ederek bağımsız Ermenistan'ın varlığına
son verdi.


En son vgokhan tarafından C.tesi Mayıs 17, 2008 8:29 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Geri: Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:14 pm

Yunan Savaşı (Batı Cephesi)

Buradaki Savaşlar,İzmir-Bursa-Balıkesir-Kütahya-Eskişehir hattında gerçekleşti. Müttefik devletler tarafından 18 Nisan 1920'de Paris'in Sèvres banliyösünde ilan edilen Sevr Antlaşması
Türkiye'den önemli bazı toprakların alınmasını ve Türk devletinin
müttefikler kontrolü altında bir tür yarı-bağımsız statüde
yönetilmesini öngörmekteydi. Türk tarafının anlaşmayı imzalamaktan
kaçınması üzerine müttefikler, Yunan ordusunu Anadolu içine sevk
ettiler. Temmuz ayında Bursa, Ağustos'ta Uşak Yunanlılar tarafından
işgal edildi. Yıl sonunda Yunan ordusu Eskişehir ve Kütahya'yı tehdit
etmeye başladı. Bu sırada çıkan Çerkez Ethem İsyanı Türk savunmasını zor durumda bırakarak, Yunanlıların mevzilerini ilerletmesine yardımcı oldu.
Batı Cephesi komutanlığına atanan İsmet Bey, Ocak 1921'de Birinci İnönü Muharebesi ve Mart 1921'de İkinci İnönü Muharebesi'nde Yunan ilerlemesini durdurdu. İnönü zaferleri, milli ordu projesinin başarısını kanıtlayarak T.B.M.M.
hükümetinin otoritesini pekiştirdi, Milli Mücadelenin nihai zaferine
olan güveni sağladı. 27 Mart'ta Afyon'un kaybedilmesi bu zafer
duygusunu ancak kısmen gölgeleyebildi. Temmuz 1921'de Yunan Kuvvetleri Garp Cephesi ordularını Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde yenilgiye uğratarak çevirme harekatıyla yok etmek üzereyken, komutayı bizzat ele alan Mustafa Kemal ve Fevzi Paşa, Türk birliklerini süratle geri çekerek Sakarya nehri kıyılarına çektiler.
Ancak 23 Ağustos - 13 Eylül arasında süren Sakarya Meydan Muharebesi ile Yunan taarruzu püskürtüldü. Bu zafer nedeniyle Mustafa Kemal Paşa'ya müşir (mareşal) rütbesi ve Başkumandan payesi verildi.
Nihayet 26 Ağustos 1922'de Afyon'un doğusundaki mevzilerden taarruza geçen Türk ordusu, 30 Ağustos'taki Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde
Yunanlıları kesin yenilgiye uğrattı. Tamamen dağılan Yunan ordusunun
boşalttığı Ege bölgesi birkaç gün içinde Türk kuvvetlerinin eline
geçti. Nihayet 9 Eylül'de Türk orduları İzmir'e girerek Yunan işgaline son verdi.

Fransız (Güney Cephesi)

Türk-Fransız Cephesi veya Güney Cephesi Kurtuluş Savaşı Milli
kuvvetlerin Fransız lejyoner birliklerine (Fransız, Cezayir ve Ermeni
Askerlerinden oluşan) karşı verdikleri savaşı kapsamaktadır. İngilizler
Musul, İskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye’yi işgal ettiler.
Maraş’ta, Sütçü İmam’ın
önderliğini yaptığı mücadele sonunda Maraş’ta tutunamayan düşman şehri
terk etmek zorunda kaldı (12 Şubat 1920). Urfa şehrinde Ali Saip(Ursavaş) Bey tarafından teşkilatlandırılan Türk direnişi başarıyla sonuçlandı. Fransızlar 11 Nisan 1920’de
şehri boşalttılar. Antep halkı 1 Nisan 1920’de Fransızlara karşı
ayaklandı. Üsteğmen Salih’in ‘Şahin’ takma adıyla Kuvayı Milliye
Komutanlığına atanması halkı daha da örgütlü bir güç haline getirdi.
Hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin Fransızlara karşı direnişi
yaklaşık 1 yıl sürdü. Antep şehri, tüm olanaksızlıkları yaşadıktan ve
altı bin şehit verdikten sonra onurundan taviz vermeden 9 Şubat 1921’de düşmana teslim olmak zorunda kaldı.
Fransızlar halkın direnişleri sonucunda askeri harekatlarını durdurduktan sonra Sakarya Zaferi’nin arkasından TBMM ile Ankara Antlaşması’nı yaptılar ve işgal ettikleri yerleri boşalttılar.


En son vgokhan tarafından C.tesi Mayıs 17, 2008 8:30 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Geri: Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:20 pm

Londra Barış Konferansı, Şubat 1921 ve Mart 1922

1921 yazında Londra Barış Konferansı
ile müttefikler Sèvres Antlaşmasını Ankara hükümetine kabul ettirmek
istediler. TBMM hükümetinin kesin tavrı karşısında Yunan ordusu bu kez
Ankara'yı ele geçirmek üzere harekete geçti. Sakarya Meydan Muharebesi bir güç gösterisi olarak gerçekleşti.
1922 yılının ilk yarısı sonuçsuz barış müzakereleri ile geçti. Bu
dönemde değiştiriliş Sèvres Antlaşmasını ortaya atıldı. Bu yeni çözüm
Sèvres hükümlerini yumuşatılmış şekli olmaktaydı.

Barışın sağlanması, Mart 1922 - Kasım 1923

Bu dönemde Büyük Millet Meclisi'nin etkinlikleri çizilen sınırların
dünyaca kabulünü ve bu sınırlar içinde Cumhuriyet ile yönetilecek
devletin ilanını kapsamaktadır.

Mudanya Mütarekesi, Eylül 1922

İzmir'in kurtuluşundan birkaç gün sonra Türk ordusu İngiliz
işgalinde bulunan Çanakkale Boğazı karşısında mevzilenerek İngilizlerin
çekilmesi için bir ültimatom verdi. Çanakkale Krizi adı verilen bu olay üzerine, 15 Eylül'de başbakan Lloyd George başkanlığında toplanan İngiliz kabinesinin Liberal Partili
bazı üyeleri ültimatomu reddederek, İngiltere ile Türkiye arasında
savaş çıkmasına yol açacak bir politika benimsedi. Ancak İngiliz
kamuoyunun sert tepkisi üzerine koalisyon ortağı olan Muhafazakâr Parti hükümetten çekildi. Lloyd George hükümeti 19 Ekim'de düştü. 11 Ekim'de İngiltere ile Ankara hükümeti arasında Mudanya'da ateşkes imzalandı. Ateşkes anlaşması en kısa zamanda İsviçre'nin Lozan (Lausanne) kentinde bir barış konferansı toplanmasını öngörüyordu.

Saltanatın kaldırılması, 1 Kasım 1922


1 Kasım'da TBMM, İstanbul hükümetinin hukuki varlığına son vererek Türkiye'nin tek ve tartışmasız hakimi oldu.
Şeklen "halife" unvanını koruyan VI. Mehmet Vahdettin 10 Kasım'da
son Cuma selamlığına katılmış, ancak yaşamına ve özgürlüğüne yönelik
tehditleri gerekçe göstererek 17 Kasım sabahı Boğaziçi'nde demirli
bulunan İngiliz zırhlısı ile Malta'ya sığınmıştır. Bunun üzerine 19
Kasım'da TBMM, veliaht Abdülmecit Efendi'yi halife ilan etmiştir.

Lozan Barış Konferansı, Kasım 1922

20 Kasım 1922'de toplanan Lozan Barış Konferansı'nda Türk delegeleri İsmet Paşa ve Dr. Rıza Nur Bey idi. 4 Şubat 1923'te konferans anlaşma sağlanamadan dağıldı. Türkiye'de, müzakere edilen anlaşmanın Misak-ı Milli
sınırlarından taviz verdiğini belirterek dayatılan koşullara direnen
Meclisin feshedilerek yeni Meclis üyelerinin seçilmesi üzerine, 23
Nisan'da yeniden toplanan konferans, 24 Temmuz 1924'te Lozan Barış Antlaşması'nı kabul etti.

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923


Bu antlaşma ile Türkiye Hicaz, Mısır, Suriye, Filistin, Irak, Kıbrıs ve Oniki Ada üzerindeki tüm haklarından vazgeçti; Batı Trakya'da
da bazı koşullarla Yunan egemenliğini kabul etti. İstanbul ve Çanakkale
Boğazlarının silahsızlandırılarak uluslararası bir komisyonun
yönetimine bırakıldı. Osmanlı borçlarının bir kısmı silinirken,
bakiyesinin uzun vadede ve uygun koşullarla ödenmesi kararlaştırıldı.
Türkiye'deki gayrimüslim azınlıklara uluslararası hukukun koruması
altında bazı haklar tanındı. Buna karşılık Türkiye'nin idari, hukuki,
adli ve mali konulardaki bağımsızlığı onaylandı.
Antlaşmaya ekli bir protokolle, Türkiye'deki Rum azınlığı ile Yunanistan'daki İslam azınlığın (bazı istisnalarla) zorunlu mübadelesine karar verildi.

Cumhuriyetin İlanı, 29 Ekim 1923

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra
taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece, Türkiye
devletinin yönetimi biçimi "Cumhuriyet" olarak, adı "Türkiye
Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi. Atatürk, kurulan Türkiye
Cumhuriyeti'nin, ilk "Cumhurbaşkanı" oldu.

Ek Konular

İngiltere, Batı Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerine politik ve
parasal destek vermiş fakat Yunan hükümetinin ısrarlı talebine rağmen
Yunan ordusunda danışman ve subay bulundurmaktan kaçınmıştır.
Yunanistan'a İngiliz askeri yardımı 1922 başlarında kesilmiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında düzensiz Türk kuvvetleri Adana, Maraş,
Antep ve Urfa'yı işgal eden Fransız ordusuna karşı savaşmıştır. Aralık
1919-Mayıs 1920 arasında altı ay süren çatışmalar, 31 Mayıs 1920'de
ateşkes ile sonuçlanmıştır. Bu tarihten sonra Fransa
uluslararası planda genellikle Ankara Hükümetini desteklemiş, Ekim
1921'de Anadolu'dan çekilen Fransız kuvvetleri, Türk tarafına önemli
boyutta silah ve mühimmat teslim etmiştir.
1919 Mayısında İzmir'in Yunanlılarca işgalini kendi çıkarlarına yönelik bir saldırı olarak değerlendiren İtalya,
Kurtuluş Savaşı süresince Türk tarafını desteklemiştir. 1919 yazında
Kuşadası cephesinde Yunan ve İtalyan kuvvetleri çatışmıştır.
Kurtuluş Savaşı'nı "emperyalizme" karşı bir devrim savaşı olarak
değerlendiren görüş 1967 dolayında sol-Kemalist çevrelerde ortaya
atılmıştır

KAYNAK:


  1. ^
    İkinci safhanın başlangıcı olan Mart 1920'da Müttefik devletlerince ilk
    defa olarak "Ankara hükümetine" barış önermiştir: Conference of London.
    (2007, July 2). In Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved 22:06,
    November 24, 2007, from [http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Conference_of_London&oldid=142083124
  2. ^ http://ataturk.yargitay.gov.tr/hukuk/komutanlik.html
  3. VİKİPEDİ


En son vgokhan tarafından C.tesi Mayıs 17, 2008 8:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 Empty Geri: Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:22 pm

Zaman Çizelgesi

Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ekim 1918 - Mayıs 1919 B6990980b196d52a433b8e23b4401d2b
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz