AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY

Aşağa gitmek

GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY Empty GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY

Mesaj tarafından Nezihe Gökhan Perş. Ara. 17, 2009 4:51 pm


GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY


At yarışlarının yapıldığı şehir hipodromu çok kalabalıktı. Tribünler
tıklım tıklım doluydu. Her pazar günü olduğu gibi bu pazar da birinci
olana büyük ikramiyenin verildiği yarışlar yapılacaktı. Birincilik için
en büyük aday Kara Bomba isimli attı. İki yıla yakın bir zamandır bu
şehirde yapılan yarışmaların tek ve mutlak hakimiydi. Simsiyah rengi,
kocaman gözleri ve dev gibi uzun boyuyla o her zaman atların en
irisiydi. Daha uzun bir süre birinciliği kaptırmayacağı tahmin
ediliyordu.
GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY Tay1
Diğer yarışmacı atlar ise Fırtına, Ak kız, Pençe, Sürpriz, Zorlu,
Tavşan ve Yekta idi. Yekta, böyle bir yarışa ilk defa katılıyordu,
oldukça heyecanlıydı. Gerçi yetiştirildiği yarış atı çiftliğinde çok
iyi hazırlanmıştı, fakat genç ve tecrübesiz oluşu onu korkutuyordu. Ya
birinci olamazsa?..Böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyordu.O zaman,
sıradan bir yarış atı durumuna düşecek ve belki bu durum hep böyle
sürüp gidecekti. Bin bir çeşit yarış hilelerinin yapıldığı, düzenin ve
entrikanın bol olduğu bu yarışlarda birinci olmak sadece süratli olmak
ve dayanıklılık demek değildi. Mesela bazı yarışlarda Tavşan tavşanlık
yapardı. Yarış başlar başlamaz öne geçer, temposunu gittikçe arttırır,
atları yorar ve yarışı bırakırdı. Son düzlükte Kara Bomba yaptığı bir
atakla birinciliği kazanırdı. Pençe isimli yarış atı Kara Bomba’nın
diğer yardımcısıydı. Yarış sürerken form durumu yüksek olan atları
kollar, onlara çarpar, önlerine geçip hızlarını azaltır ve Kara
Bomba’nın yarışı kazanmasını sağlardı.

Atlar, düzenli olarak başlama yerinde sıralandılar. Start için tabanca
sesi duyulur duyulmaz, sekiz tane güçlü yarış atı ileri atıldılar.
Çıkışı çok kuvvetli olan Tavşan hemen öne geçti. Yekta tüm çabasına
karşılık ikinci sırada kalmıştı.” Tüh be, Tavşan’ı kaçırdım!..Bu
Tavşan’ı zaten son düzlüğe kadar kimse geçemezmiş. Yarışın ortasına
gelmeden onu mutlaka geçmeliyim. Haydi Yekta, daha hızlı, daha hızlı…”

1500 startı geçildiğinde Tavşan ikinci durumdaki Yekta’nın üç boy kadar
önündeydi. “ Bomba nerelerde ki, dönüp bakmalı. Tavşan bu süratiyle
yarışı tamamlayamaz. Vay, Bomba hemen arkamdaymış! Ne oluyor ya, ne
dümen çeviriyor bunlar? Son düzlüğe kadar orta sıralarda saklanırmış
bu. Benden huylandılar muhakkak. “

Yarışın ortası:1000 startı geçilirken, Tavşan isimli yarış atı aniden
koşu pistinin kenarına çıktı ve yarışı bıraktı. Yekta süratle onun
yanından geçti ve birinci duruma yükseldi. Fakat yarışın bitmesine 1000
metre vardı ve Kara Bomba, Yekta ile arasındaki farkı gitgide
kapatmaktaydı.

Son düzlüğe ( son 500 metre ) Yekta ile Kara Bomba başa baş girdiler.
Nefesleri kesen bir mücadeleden sonra bitişe 100 metre kala başlayan
Yekta’nın öldürücü deparları yarışı iki boy farkla kazanmasını sağladı.
Yekta mutluydu artık çünkü ilk yarışını zor da olsa birinci olarak
bitirmeyi başarmıştı. Yekta, Kara Bomba ve ekibiyle birçok defalar daha
yarıştı. Girdiği her yarışta birinci oldu. Artık bu şehir ona dar
gelmeye başlamıştı. Dışa açılmalı, adını daha geniş çevrelere duyurmalı
ve daha büyük yarışlar kazanmalıydı. Nitekim girdiği bölge birinciliği
koşusunu da kazanınca, bir ay sonra yapılacak olan ülke şampiyonluğu
yarışına katılmak için antrenmanlarını daha da sıklaştırdı.

Hazırlandığı yarış atı çiftliğinde birçok yarış atı Yekta’ya değişik
zamanlarda katıldıkları yarışmaları anlattılar. Yekta, onları büyük bir
dikkatle dinledi. Görgüsünü, bilgisini arttırdı. Yekta’ya göre,
bilmenin, öğrenmenin sonu yoktu. Her yeni bilgi yeni bir şeyler
öğretirdi. Önemli olan öğrendiklerine kendi düşüncelerinden yeni
fikirler katarak “ özgün bilgi “ elde edebilmekti. Doğru düşünebilmek
ancak kendini çok iyi tanımakla mümkün olabilirdi. Bu da kişisel erdem
için gerekli olan “ oto kontrol “ yani kendi kendini kontrol etme
yeteneğini sağlardı. Oto kontrol yeteneğinin düzenli olması,
mükemmellik sınırlarını zorlardı.

Günler günleri kovaladı. Her geçen gün Yekta’nın gücüne güç katıyordu.
Gittikçe daha süratli koşmaya ve mesafeleri daha kısa zamanda aşmaya
başlamıştı. Büyük yarışa yedi gün kalmıştı. Öğleden sonra özel olarak
hazırlanmış kamyona Yekta’yı bindirdiler. Kamyon, biraz sonra ülkenin
en büyük şehrine gitmek üzere yola çıktı. Yolun yarısı geçilmişti ki,
kamyon büyük bir gürültüyle yol kenarındaki hendeğe yuvarlandı. Sonra
derin bir sessizlik. Yekta’ya şans eseri bir şey olmamıştı. Kapısının
açılmasını bekledi. Gelen giden yoktu. Uzun bir süre uğraştıktan sonra
kapının kilidini kırmayı başardı. Korkuyla dışarı fırladı. Yola çıktı.
Çok uzaklarda tek tük ışıklar görünür gibi oluyordu.Yarışın yapılacağı
yer oralarda olmalıydı. Kamyon olmasa da olurdu. Kendi başıma da olsam
oraya varabilirim, diye düşündü. Koşmaya başladı. Koştu…Koştu…

Aradan bir saatten fazla zaman geçti.Hava kararmaya,Yekta, şaşırmaya
başladı. Ne oluyordu? Neden ortalık hep aydınlık kalmıyordu? Karanlık
kadar anlamsız şey var mıydı? Şaşırmakta haklıydı. Gündüzleri açık
havada antrenman yapar, hava kararmadan içeriye girerdi. İçerde de
ışıklar gece gündüz yanardı. O, şimdiye kadar karanlıkta hiç
kalmamıştı. Yekta ay ışığı altında, yavaş bir tempo tutturmuş olarak
kilometrelerce koştuktan sonra birden ürperdi. Sol tarafında bir
karartı vardı ve kendisini geçmeye çalışıyordu. Hızla başını çevirdi.
Bir at !..

Yekta:

“ Kim ola ki? Nereden çıktı birdenbire? Neyse kim olduğu beni
ilgilendirmez. Önemli olan beni geçmek üzere olması.İşte buna izin
vermem!..Şimdiye kadar kimse bana toz yutturamadı. Tempoyu biraz
arttırayım, bakalım ne yapacak? “ diye düşündü. Yekta’nın gölgesini
geçmek için verdiği uğraş bütün bir gece boyu devam etti. Sabaha karşı
karanlık yerini aydınlığa bırakırken Yekta’nın gölgesi silinip gitti.
Bir aralık kafasını sol tarafına çeviren Yekta onu göremedi. Sağına
baktı, yine yok. Arkasına baktı, gerilere daha gerilere baktı.
Rakibinin olağanüstü tempoya ayak uyduramayıp yarışı bıraktığını
zannetti. Hızını yavaş yavaş azalttı.

Yekta hafif bir tempo ile koşmaya bir saat kadar daha devam etti.
Yarışın yapılacağı şehrin işte ilk evleri gözükmeye başlamıştı. Yekta
yolda rastladığı bir sütçü beygirine at yarışlarının yapılacağı
hipodromun nerede olduğunu sordu. Tarif edildiği üzere yoluna devam
etti. Göğsü gururla kabarmış olarak, başı dimdik vaziyette, şehrin ana
caddesinden geçerken arabalar durmuştu ve yol kenarındaki insanlar
gazetelerde,dergilerde birçok defalar resmini gördükleri, hakkında
yazılan yazıları okudukları bu şahane tayı çılgınca alkışlıyorlardı.
Hipodromun kapısının açık olmasından yararlanan Yekta, içeriye girdi.
Biraz sonra koşu pistine çıkmıştı. Altı gün sonraki ülke birinciliği
koşusu burada yapılacaktı. Ağır adımlarla koşu pistinde tur atan Yekta
o yarışta birinci olmayı düşünüyordu mutlaka.
GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY Tay2
Yekta’yı getiren kamyonun devrildiğini haber alan sahibi olay yerine
gelmişti. Sürücü ile seyis yaralı olarak hastaneye kaldırıldılar.
Yekta’nın sahibi sabah olunca Yekta’yı aramaya koyuldu ve onun
hipodroma geldiğini haber alınca oraya gitti. Hipodromun kapısından
içeriye giren Yekta’nın sahibi Yekta’yı koşu pistinde ağır adımlarla
koşarken görünce “ Yekta… Yekta…”diye bağırarak piste fırladı. Hızla
koşarak Yekta’ya yetişti ve onun boynuna sarıldı. Yekta neden sonra
durumun farkına vardı. Sahibi onu bu yabancı şehirde aramış ve bulmuştu.
Yekta’nın sahibi Yekta’yı bir arkadaşının yarış atı çiftliğine götürdü.
Yorgun durumdaki Yekta o günü ve ertesi günü dinlenerek geçirdi. Daha
sonra koşu antrenmanlarına başlayan Yekta üç gün içinde eskisinden daha
iyi bir form tuttu. Artık hazırdı ve birincilik için en şanslı
kendisini görüyordu.

Yekta yarış günü kasırga gibi esti. Daha ilk metrelerde yaptığı korkunç
atakla öne geçti. Çılgın gibi koşuyordu. Ülkenin en iyi yarış atları
onun sürati karşısında çaresiz kalmışlardı. Açık farkla ve rekor bir
dereceyle yarışı birinci olarak bitirdi. Bu birincilik onun pratik ile
teoriyi en iyi şekilde birleştirmesiyle oluşmuştu. Sonuç olarak
mükemmele ulaşmış ve geçilmez ünvanına sahip olmuştu.

Yazan: Serdar Yıldırım
Nezihe Gökhan
Nezihe Gökhan
Moderatör
Moderatör

Kadın
Mesaj Sayısı : 34
Yaş : 49
Nerden : GÜMÜŞHANE
Reputation : 0
Points : 28
Kayıt tarihi : 27/07/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz