İdeal İlişki Var mıdır?

[vgokhan]

Gazetelerde dergilerde “ İdeal eşinizi bulun?” “ İdeal kadın nasıl
olur?” “ Erkekler ne ister?” “ Mükemmel evliliğin yolları” gibi bir çok
yazı araştırma okumuşuzdur. İnternet sitelerinde en çok tartışılan
konular da bunlar. Herkes merak ediyor ideal erkeğini, ideal kadınını
ve mükemmel ilişkisini.


Fatoş Cömert
İlişki Terapisti/Bireysel ve Kurumsal Gelişim Danışmanı
Gazetelerde dergilerde “ İdeal eşinizi bulun?”
“ İdeal kadın nasıl olur?” “ Erkekler ne ister?” “ Mükemmel evliliğin
yolları” gibi bir çok yazı araştırma okumuşuzdur. İnternet sitelerinde
en çok tartışılan konular da bunlar. Herkes merak ediyor ideal
erkeğini, ideal kadınını ve mükemmel ilişkisini.
Hele
forumlarda biri hayalindeki mükemmeli anlatırken, bir diğeri ona karşı
çıkıyor. Herkesin idealize ettiği eş farklı. Herkesin beklentileri
farklı.
Bundan
doğal ne olabilir ki. Hepimizin dünyayı algılayışımız farklı. Bakış
açılarımız, inançlarımız, korkularımız, tecrübelerimiz çok farklı.
Zihnimizde oluşturduğumuz listelerimiz var. Tercihlerimiz var. Kimimiz
bir bakıştan etkilenirken, kimimiz sözlerden, kimimiz dokunuşlardan
etkileniyor. Kimi hediyelere önem verirken, kimi birlikte ne
yapıldığına, kimi vücuduna, kimi evine arabasına, yatına katına, kimi
sesine, kimi bitirdiği okula önem veriyor. Hep bir “beyaz atlı prens”
veya “sindrella” yaratılıyor zihinlerde.

Haftalık sohbetlerimden birinde, eşinden
ayrılmış bir hanım, aradığı erkeğin olmadığını, ideal erkeğini
bulamayacağına inandığını söyledi. Ondan bize ideal erkeğini tarif
etmesini istedim. Uzun boylu, esmer, yakışıklı, karizmatik, kültürlü,
iyi eğitim almış, iyi bir geliri ve saygın bir işi olan, anlayışlı,
centilmen, kadına değer veren ve onu çok seven bir erkek istediğini
söyledi. O bunları söylerken sohbete katılan diğer hanımlar da
başlarıyla onaylıyorlardı. “ Peki” dedim “ şimdi lütfen kalkıp salonun
ortasında durur musunuz?” Şaşırdı biraz ama itiraz etmeden salonun
ortasına gitti. “ Şimdi siz tarif ettiğiniz gibi bir erkek olduğunuzu
düşünün” dedim. “ Uzun boylu, esmer, karizmatik vs vs” O da
salondakiler de gülüştüler. Kalktığı yeri, boşalan koltuğu gösterdim. “
Lütfen bu kadına bir bakın… Aşık olur musunuz? “ dedim. Hiç düşünmeden
“ hayır!” dedi. “Neden?” diye sorduğumda, “ kendine bakması, kilo
vermesi, hayatını düzene sokması ve kendine güvenmesi gerekir” dedi.
O’ndan yerine oturmasını istedim. Yerine geçtiğinde sorum şuydu: “
ideal erkeğinizi bulmanız için ne yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz?”
Cevap elbette çok açık ve netti. “ Önce kendi kafamdaki ideal kadın
olmam “
Aslında
herkesin hayalinde bir erkek veya kadın vardır. Ama çok az kişi buna
ulaşabileceğine inanır. Engelleri ise kendilerini beğenmemeleri ve bu
ideale uygun görmemeleridir.
Aynaya
baktığımızda gördüğümüz kişiyi beğenmiyorsak, kendimizi değersiz
buluyorsak, sevmiyor ve onaylamıyorsak, hiçbir şeye layık görmeyiz. Bu
değersizlik hissi, eksiklerimizi daha da çok hissetmemize, komplekslere
kapılmamıza veya başka şeylerde abartarak onları gizlemeye çalışmamıza
bile neden olur.
İdeal
eşimizde ise hep olmak istediğimiz kendimizi kurgularız. Hayallerimiz,
beklentilerimiz, aslında kendi olmak istediğimiz kişi, kendi yaşatmak
istediğimiz ilişki ve bulunmak istediğimiz konumla ilgilidir.
İdeal
erkek veya kadınımızı hayal ederken, bu özelliklere sahip olursa onu
daha çok seveceğimizi sanırız. Yani aslında biz öyle olursak kendimizi
de daha çok seveceğimizi düşünürüz.
Oysa
sevgi, insanın karar verip yapabileceği bir şey değildir. Yani ben şunu
seveyim, şu kişiye aşık olayım diye bir karar verme becerimiz yoktur.
Kişi ancak sevilebilecek özelliklere sahip olma, albenisini artırma
becerisine sahiptir.
Kişi
kendini yaşamaya değer gördüğü insanla, yaşamaya değer gördüğü ilişkiyi
yaşar. Oysa hayallerinde ise olmak istediklerini kurgular.
Ünlü
düşünür Kant “ insanların nasıl olmasını istiyorsanız, siz de öyle
olmalısınız” demiştir. Neye layık olduğumuza inanırsak onu yaşarız.
Kendi değerimizi kendimiz biçeriz. Olmak isteklerimizi idealize eder ve
ona ulaşamayacağımıza inanırız.
Benzer benzeri çeker. Herkes kendi frekansında anlaşır. Hayallerimiz bize ulaşılmaz geliyorsa, biz böyle inandığımız içindir. Kendi
gelişimimizi, farkındalığımızı, becerilerimizi, dolayısıyla
albenilerimizi arttırarak, kendi frekansımızı oluştururuz. Kendimizi
onayladıkça, önce kendimizi değer gördükçe de, hayallerimiz
ulaşılabilir olmaya başlayacaktır. İdeal ilişkilerimizi kendimiz
yaratmaya başlayacağızdır.

Saygılarımla,
document.write("");
^{document.write("fatoscomert"+"@"+"stradadanismanlik.com");}
fatoscomert@stradadanismanlik.com