Adın Aşk, Soyadın Ne?
1 sayfadaki 1 sayfası
Adın Aşk, Soyadın Ne?
Adım aşk der gibi bakıyorsun, soyadın
ne? Hangi zamanda edilen bir duaya karşılık geldin? Artık şarkılardan
fal tutmuyordum ve kimse için söylenecek bestem kalmamıştı, o yüzden mi
buradasın?
Adın Aşk, Soyadın Ne?
Aşkın kendisiymişsin gibi yürüyorsun yollarda, tafran da bundan olmalı.
İnandırabilecek misin kalbimi? Sevda dediğin vurgunları önceden çok
yedim ben, şimdi derin sularda yüzmüyorum, bir okyanusun ortasında
huzurla maviliği izlemek gibi hayallerim de kalmadı. Kandırabilecek
misin?
Duvara nasıl çarpıldığını
bilirim, ayak sesi dinlemenin hazin yalnızlığına da batıp çıkmışlığım
vardır. Senden önce geçtiğim bir ömürden kalma anılarım var aklımda,
birazı karanlık ve acı, silebilecek misin? Beynimin derinliğinde
sesler, yüzler, fotoğraflar, kalabalık ve karmakarışık, eline bir fırça
alıp, beyaza boyayabilecek misin?
Şimdi olduğumdan farklı biri yapmaya çalışmadan sevebilecek misin? Bu
halime gelmek için çok bedeller ödedim. Bir çamur parçasıydım,
şekillendim önce, sonra cehennemlerde yandım alev alev, şeklim
bozulmasın diye. Sonra boyandım, gri de bir renk değil midir? Lafta
kolay gelir de, yaşaması ağırdı. Gördüğünden başka bir ben var içimde,
onu bulup çıkarabilecek misin?
Dilimin suskunluğuyla, aslında ne ağır konuştuğumu duyabilecek misin?
Cümlelerim içinden ışık hızıyla geçecek mi, yoksa gerçekten dinleyecek
misin? Bağırırsam herkes duyar elbette, önemli olan sessizliğime bakıp,
ne dediğimi anlayabilecek misin? Sıradanlaşmayı ben de bilirim, hatta
kolay bile olurdu, tırnak içinde veya büyük harflerle anlatmak derdimi
ama ruhum yaşlıdır benim, görüntüme bakma. Biriktirdiğim yıllara neler
sığdırmışım, sayabilecek misin?
Kafam bozulsa bir gün, basıp gitsem uzaklara, kimseye haber vermeden,
gizlice; peşime düşüp gelebilecek misin? Aşk uğruna yollara düşmek ne
demek, en iyi ben bilirim. Öyle büyük bir yürek lazımdır ki, gidenin
ardından, aynı hayale koşabilmek için. Kendinden, düzeninden,
alışkanlıklarından vazgeçip, bir sevda uğruna kalkıp gidebilecek misin?
Biraz zor gelmiş olmalı isteklerim.
Tok misafir ağırlamak gibidir benim aşkım, bütün bunları göze
alabilecek misin? Biraz pazarlık edelim istersen. Sen inandır ve kandır
beni, kimsenin sevemeyeceği kadar büyük bir kalp vereyim karşılığında.
Başkalarından sakladığım, temiz kalmış yanımı sana emanet edeyim.
Beyaza boyayabilirsen hafızamı, ben de gençliğimi, sonsuz güveni,
sadakati, neşeyi ve mutluluğu vereyim sana. İçinde hiç siyah
barındırmayan bir kadın teslim edeyim. Öyle ya, hafızası olmazsa
insanın, kötülüğü bilir mi? Sen değiştirmeden sevmeyi becer, ben fark
etmeden sana dönüşürüm zaten. Cümlelerimin altını doldur sen, ben de en
güzel aşk şiirlerini yazayım adına ve bir sözüne canımı vereyim. Sen
düş peşime gel, tutkuna hayran kalıp, ömrün boyunca yaşayamayacağın bir
hayatı ayaklarının altına sereyim.
Adım aşk demiştin galiba, peki soyadın ne? Ayrılık mı?....
ne? Hangi zamanda edilen bir duaya karşılık geldin? Artık şarkılardan
fal tutmuyordum ve kimse için söylenecek bestem kalmamıştı, o yüzden mi
buradasın?
Adın Aşk, Soyadın Ne?
Aşkın kendisiymişsin gibi yürüyorsun yollarda, tafran da bundan olmalı.
İnandırabilecek misin kalbimi? Sevda dediğin vurgunları önceden çok
yedim ben, şimdi derin sularda yüzmüyorum, bir okyanusun ortasında
huzurla maviliği izlemek gibi hayallerim de kalmadı. Kandırabilecek
misin?
Duvara nasıl çarpıldığını
bilirim, ayak sesi dinlemenin hazin yalnızlığına da batıp çıkmışlığım
vardır. Senden önce geçtiğim bir ömürden kalma anılarım var aklımda,
birazı karanlık ve acı, silebilecek misin? Beynimin derinliğinde
sesler, yüzler, fotoğraflar, kalabalık ve karmakarışık, eline bir fırça
alıp, beyaza boyayabilecek misin?
Şimdi olduğumdan farklı biri yapmaya çalışmadan sevebilecek misin? Bu
halime gelmek için çok bedeller ödedim. Bir çamur parçasıydım,
şekillendim önce, sonra cehennemlerde yandım alev alev, şeklim
bozulmasın diye. Sonra boyandım, gri de bir renk değil midir? Lafta
kolay gelir de, yaşaması ağırdı. Gördüğünden başka bir ben var içimde,
onu bulup çıkarabilecek misin?
Dilimin suskunluğuyla, aslında ne ağır konuştuğumu duyabilecek misin?
Cümlelerim içinden ışık hızıyla geçecek mi, yoksa gerçekten dinleyecek
misin? Bağırırsam herkes duyar elbette, önemli olan sessizliğime bakıp,
ne dediğimi anlayabilecek misin? Sıradanlaşmayı ben de bilirim, hatta
kolay bile olurdu, tırnak içinde veya büyük harflerle anlatmak derdimi
ama ruhum yaşlıdır benim, görüntüme bakma. Biriktirdiğim yıllara neler
sığdırmışım, sayabilecek misin?
Kafam bozulsa bir gün, basıp gitsem uzaklara, kimseye haber vermeden,
gizlice; peşime düşüp gelebilecek misin? Aşk uğruna yollara düşmek ne
demek, en iyi ben bilirim. Öyle büyük bir yürek lazımdır ki, gidenin
ardından, aynı hayale koşabilmek için. Kendinden, düzeninden,
alışkanlıklarından vazgeçip, bir sevda uğruna kalkıp gidebilecek misin?
Biraz zor gelmiş olmalı isteklerim.
Tok misafir ağırlamak gibidir benim aşkım, bütün bunları göze
alabilecek misin? Biraz pazarlık edelim istersen. Sen inandır ve kandır
beni, kimsenin sevemeyeceği kadar büyük bir kalp vereyim karşılığında.
Başkalarından sakladığım, temiz kalmış yanımı sana emanet edeyim.
Beyaza boyayabilirsen hafızamı, ben de gençliğimi, sonsuz güveni,
sadakati, neşeyi ve mutluluğu vereyim sana. İçinde hiç siyah
barındırmayan bir kadın teslim edeyim. Öyle ya, hafızası olmazsa
insanın, kötülüğü bilir mi? Sen değiştirmeden sevmeyi becer, ben fark
etmeden sana dönüşürüm zaten. Cümlelerimin altını doldur sen, ben de en
güzel aşk şiirlerini yazayım adına ve bir sözüne canımı vereyim. Sen
düş peşime gel, tutkuna hayran kalıp, ömrün boyunca yaşayamayacağın bir
hayatı ayaklarının altına sereyim.
Adım aşk demiştin galiba, peki soyadın ne? Ayrılık mı?....
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz