AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Aşağa gitmek

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Empty şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Mesaj tarafından vgokhan Paz Haz. 14, 2009 9:12 am

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Şizofreni Nedir?
Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya
tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir.
Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal
düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.Aynı zamanda
hatırlama ve normal konu?ma yeteneği genelde kaybolur. Diğer bedensel
ve ruhsal hastalıklarda olduğu gibi organik nedenleri vardır.Bu Gün şizofreninin ortaya çıkışında rol oynayan dopamin ve serotonin sistemi gibi beyinde yer alan
taşıyıcı (nörotransmitter) sistemlerin rol oynadığı araştırmalarla
gösterilmektedir. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir.
Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. şizorfeni hastalığı 12 yaşından önce ve 40 yaşından sonra görülmesi enderdir.
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Szf1uo6Günümüzde kullanılan ilaçlar belirtileri büyük oranda kontrol Altına
alabilmekte ancak bazı semptomlar çoğu hastada yaşam boyu sürmektedir.
Bu hastalığı tümüyle atlatan hasta sayısı tüm hastaların ancak
1/5’idir. Bazı hastalar sadece bir defa atak geçirmekte, bazı
hastalarda ara dönemleri normal olan ve tekrarlayan ataklar olmakta,
bazı hastalarda ise belirtilerde artma ve azalma ile giden ancak hiçbir zaman normale dönmeyen bir seyir görülebilmektedir.
İlaç kullanımı ile çoğu belirti kontrol altına alınabilmektedir,
buna karşın bazı hastalar halen var olan ilaç tedavilerinden
faydalanamamakta, ekonomik nedenlerle ilaçları temin edememekte veya
ilaç yan etkileri nedeni ile tedaviye devam etmek istememektedir.
Şizofreni Nedenleri Nelerdir?
Şizofreninin kesin nedeni tam olarak bilinememektedir. Bu konuda
değişik teoriler ileri sürülmektedir. Klinik izlemelerde kan bağı olan
kişilerde genetik yatkınlığın olduğu başka nedenlerin de araya girmesi
ile hastalığın ortaya çıktığı görülmektedir.
Tek yumurta ikizlerinin birinde şizofreni görülmesi durumunda
diğerinde şizofreni ortaya çıkma olasılığı %50, anne babanın ikisinin
birden şizofren olması durumunda çocuklarda şizofreni görülme olasılığı
%40, anne veya babanın şizofren olması durumunda çocuklarda görülme
olasılığı %8, kardeşlerden birinin şizofren olması durumunda diğer
çocukta hastalığın görülme olasılığı %12’dir. Genetik geçişten sorumlu
tutulan bazı genler vardır ancak bu konu henüz tam olarak
aydınlatılamamıştır.
Şizofren hastaların beyin tomografisi ve MR gibi radyolojik
incelemelerinde beynin bazı bölgelerinde değişiklikler tespit
edilmektedir ancak bu değişikliklerin şizofreniye özgü olmadığı
bilinmektedir. Yine ölen şizofren hastaların beyin biyopsilerinde
beyinde bazı doku değişiklikleri görülmektedir. Bu değişikliklerin de
hastalık oluşmadan önce mi olduğu veya hastalığın ortaya çıkşıyla mı
geliştiği bilinememektedir.
Beyin biyokimyası ile ilgili araştırmalarda beyinde haberci rolü üstlenen (nörotransmitter) Maddelerden biri olan dopaminin aktivite artışının hastalığa yol açtığı bilinmektedir.
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Szf2be0Son
yıllarda dopamin yanında serotonin ve norepinefrin gibi diğer
habercilerinde şizofreni oluşumunda rol oynadığı belirtilmektedir.
Kullanılan ilaçlar da bu sistemler üzerinden etki etmektedir. Her
hastada aynı belirtilerin ortaya çıkmaması,her ilacın her hastaya
yaramaması hastalığın ortaya çıkışında bu maddelerle ilgili kişiden
kişiye değişen özelliklerin olduğunu düşündürmektedir. Hastalığın
ortaya çıkış nedeni olarak bazı hastalarda dopamin sistemi daha etkin
olurken bazılarında sorun daha çok serotonin sisteminde olabilir.
Bağışıklık sisteminin bu hastalığa yol açtığı öne sürülen teoriler arasındadır.
Gebelik sırasında grip enfeksiyonu geçiren annelerin çocuklarında bu
hastalığın ortaya çıktığı ileri sürülmüştür, ancak araştırmalar bunu
desteklememektedir.
Çevresel bazı etkenler hastalığın ortaya çıkışında rol oynamaktadır.
Kalp hastaları nasıl çevresel stres yaratan durumlardan olumsuz
etkileniyorsa veya stresli bir yaşam olayı nasıl hastalığın ortaya
çıkmasında rol oynuyorsa şizofrenlerdede aynı durum geçerlidir. Bu
hastalarda tek başına ilaç tedavisi genelde yeterli olmaz, stres
yaratan durumların da ele alınması gerekir. Bazı Aile yapılarının şizofreniye yol açtığı öne sürülmüş ve şizofren Aileler modeli geliştirilmeye çalışılmıştır, ancak sonra yapılan araştırmalar bu teoriyi desteklememiştir.
Şizofrenlerde hormonlarda bazı değişiklikler olduğu ve bunun da hastalığa yol açtığı belirtilmektedir.
Bazı yapısal ve kimyasal bozuklukların şizofren hastaların
algılarında bozulmalara yol açtığı ve hastaların algılarında seçicilik
olmaması dolayısıyla beynin çok fazla uyaranla karşılaştığı öne
sürülmektedir. Örneğin normal kişilerde bulundukları ortamda aynı anda
ortaya çıkan seslere karşı bir seçicilik vardır, Televizyonun
sesini dinlerken dışarıda bağıran satıcının sesini algılamayabilir,
oysa şizofrenlerde bu seçiciliğin olmadığı aynı anda var olan tüm
seslerin algılandığı ve beynin fazla uyaranla karşı karşıya kaldığı
belirtilmektedir.
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Sizorfenicv6Stres-diyatez
teorisine göre bünyesel olarak yatkın olan kişilerde stresli bir
durumla karşılaşıldığında şizofreni ortaya çıkmaktadır. Şizofreninin
ortaya çıkışında biyolojik, psikososyal ve çevresel etkenlerin birlikte
rol oynadığı, stres yaratan bir durumla karşılaşıldığında hastalığın
ortaya çıktığı ve stres yaratan durumun da bu etkenlerden biri ile
ilgili olabileceği belirtilmektedir.Örneğin ortaya çıkarıcı etken
enfeksiyon gibi biyolojik bir neden veya bir yakınını kaybetme veya
sorunlu bir Ailede
yaşama gibi psikolojik bir neden olabilir. Her enfeksiyon hastalığı
olan veya her yakınını kaybeden şizofreni olmaz, bu hastalığın ortaya
çıkışı için bünyesel yatkınlığın da bulunması gerekir.

vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Empty Geri: şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Mesaj tarafından vgokhan Paz Haz. 14, 2009 9:13 am

Şizofreni Belirtileri Nelerdir?
Şizofreni hastaları dünyayı değişik algılar. normalde çevrede varolan uyaranlar dışında olmayan sesler, hayaller, garip kokularla dış dünya karışık ve anlaşılmazdır.
Bu ortamda hastalarda anksiyete artışı, heyecan ve korku sıktır. Bu duygularla genelde normal olmayan davranışlar sergilerler.
Şizofreninin ortaya çıkışı değişik şekillerde olabilir. Bazı
hastalarda aniden ortaya çıkabileceği gibi çoğu hastada sinsice yavaş
yavaş gelişir. Yavaş seyir gösteren şizofrenide başlangıçta dikkat
toplama güçlüğü, toplumsal ilgiyi kaybetme, içine kapanma, kendine
bakımda azalma, dini uğraşılarda artma veya kara sevdaya tutulma gibi
belirgin olmayan ve ilk bakışta şizofreniyi düşündürmeyen belirtiler
görülebilir ve sıklıkla başka psikiyatrik hastalıklarla karıştırılır.
Bu başlangıç belirtilerinin ardından birkaç Ay veya yıl
içinde de tüm belirtileri ile hastalık ortaya çıkar. Hastalar sıklıkla
garip davranışlar ve konuşmalar sergilerler.Gerçekte olmayan sesler
işitmeye ve hayaller görmeye başlarlar. Bazı hastalarda garip
pozisyonlarda uzun süre durma, bazılarında hiç hareket etmeksizin uzun
süre sessiz kalma veya aşırı hareketlilik görülebilir. Yavaş seyir
gösteren şizofreninin yanında hızlı seyir gösteren şizofreni de
olabilir. Bu hastalarda ise belirtilerin çoğu bir arada aniden ortaya
çıkar.Bazı hastalarda belirtiler hafif seyrederken bazılarında şiddetli
semptomlar olabilir ve bu durumda hastaları kontrol etmek güçleşebilir.
Şizofrenide görülen belirtiler iki başlık altında toplanır: Pozitif belirtiler ve Negatif belirtiler. Her hastada bu belirtilerin tümü bir arada görülmez.
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Sizorfenicv6şizofreninin
tipine göre belirti kümeleri de değişir. Örneğin paranoid şizofrenide
şüphecilikle ilgili belirtiler baskındır. Paranoid şizofrenlerde sık
görülen temalardan bazıları şunlardır: kendisine kötülük yapmak isteyen
kişiler veya güçler vardır, bununla ilgili sesler işitmektedir, bu
nedenle evde perdeleri kapatıp oturmakta, yemek
yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği kendi önünde
hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir. Odasına dinleme
cihazları yerleştirilmiştir, bu nedenle odasında temkinli
konuşmaktadır, eşi kendisini aldatmaktadır, v.b. Basit şizofrenide ise
toplumsal çekilme, içine kapanma, sosyal aktivitelerde azalma, kendine
bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla bulgu olmayabilir.
Pozitif belirtilerde; şüphecilik, işitme varsanılar ve garip
davranışlar sıktır.Hastalarda düşünce ve konuşmada kopukluk
görülebilir. Konuşurken konudan konuya atlama, içerik olarak bir anlam
ifade etmeyen sözcükleri birbiri ardına sıralama sonucu dinleyenler
tarafından bir anlam ifade etmeyen sözcük salatası dediğimiz içeriği
boş, anlamsız ve karmaşık konuşma biçimi görülebilir. Bazende hastalar
kendileri kelime uydururlar, bu kelimeler kendilerince bir anlam ifade
etmektedir.Aslında anlamsız gibi görülen konuşmaya dikkat edilirse
çokta anlamsız olmadığı içeriğinin olduğu görülebilir. Bu konuşma
biçimi kişinin çağrişimlarının hızlanması ile ilgilidir. Düşüncede bu
hızlanmanın yanında duraklamalar da görülebilir.
Hastalar konuşurken ani duraklamalar, bloklar genelde buna bağlıdır.
Düşünceler genelde çocuksu ve büyüseldir. Hastalarda gerçekle
bağlantısı olmayan inanışlar görülebilir. Bu hastalarda görülen bazı
düşüncelere şu örnekler verilebilir; Telefon
ları dinlemekte, insanlar kendisini takip etmekte, herkes düşüncelerini
bilmektedir, kötülük yapmak isteyen kişiler vardır, hatta ev içindeki
yakınları bile kötülüğünü istemekte ve kendisine zarar
vermek için planlar yapmaktadır,televizyondan mesajlar almakta, herkes
kendisine manalı manalı bakmaktadır, iç organları parçalanmış ve yok
olmuştur, telepatik güçleri vardır, uzaylılar kendisi ile bağlantı
kurmaktadır v.b.
Gerçekle bağlantısı olmayan sesler işitilebilir. Bazen bu sesler bazı komutlar vermekte, Alay
etmekte veya kötü sözler söylemektedir. Yine gerçekte olmayan hayaller
görülür. Garip şekiller, korkunç yaratıklar olabilir. Hastalar bu ses
ve görüntülerin gerçekte olup olmadığını ayırt edemez. Çoğu zaman
bunlardan rahatsız olurlar ve korkarlar. Bunları kendi beyinlerinin bir
ürünü olarak kabul etmez ve genelde dışarıdan birileri tarafından
yapıldığını düşünürler. Bazen bu seslere yanıt verir, konuşmaya
başlarlar veya görüntüleri takip ederler.Hastaların bu hareketleri
dışarıdan gözlendiğinde kendi kendine konuşuyormuş veya sabit bir
noktaya bakıyormuş gibi gelir.
Negatif belirtilerde; toplumsal çekilme, içine kapanma, ilgi ve
istek azlığı,kendine bakımda azalma, konuşma ve hareketlerde azalma
gibi belirtiler görülür.
Duygulanımda azalma görülür. Hastaların jest ve mimiklerinin
azaldığı görülür.Olaylara uygun tepkiler veremezler. Çoğu zaman
yüzlerine maske giymiş gibi tepkisiz bir görünüm sergilerler. Bazen de
uygunsuz tepkiler verdikleri görülür, ağlanacak yerde güler veya
gülünecek yerde ağlayabilirler. Genelde hareketler azalmıştır.
Harekete başlama güçlüğü görülür. İleri evrelerde hareketsiz uzun
süre durdukları görülebilir. Bu hareketsizliğin nedeni sıklıkla ileri
derecede kararsız kalmakla ilgilidir. Bazen bu uzun süreli
hareketsizliğin ardından ani beklenmeyen bir hareketlilik olabilir,
hasta yaydan fırlamış ok gibi eyleme geçebilir. Hastalar toplumsal
olaylara ilgi ve isteklerini genelde kaybederler. Toplumsal çekilme,
okul ve işe devam edememe, arkadaşlardan uzaklaşma, yalnız kalmayı
tercih etme sık görülür. Dikkat toplama güçlüğü vardır, hastalar bir
konuya odaklanamazlar.
şizofreni hastalarında saldırganlık sık görülen belirti
değildir. Ancak şizofreni belirtileri ortaya çıkmadan önce saldırgan
kişiliği olanlarda hastalık ortaya çıktıktan sonra saldırganlık
görülebilmektedir. Bunun dışındaki hastalar genelde içine kapanıktır.
Şüpheciliği olan hastalar ilaç kullanmıyorlarsa saldırgan olabilirler.
Genelde aile içinde veya arkadaş ortamında saldırgan davranışlar
gösterirler. Yine Alkol
ve madde bağımlılığı olan şizofrenlerde saldırganlık görülebilir.
Şizofrenide intihar riski normal topluma göre fazladır. Hastaların
%10’unda intihar girişimi görülebilmektedir. Hangi hastanın intihar
edeceğini önceden kestirmek genelde güçtür.
Şizofreni Tedavisi..
Şizofreni oldukça değişik şekillerde kendini gösteren ve neden ortaya
çıktığı bilinmeyen bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide amaç
semptomları yatıştırmaya ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemeye
yöneliktir.
Şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar ilk olarak 1950 yıllarında
ortaya çıkmıştır. Bu ilaçlar hastalarda ortaya çıkan belirtileri
yatıştırmakta hastanın günlük yaşama uyumunu artırmakta, iş verimini
yükseltmekte ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemektedir ancak
hastalığın tam olarak ortadan kalkmasına yardımcı olamamaktadır.
İlacın seçimi ve doz ayarlaması hastaya ve hastanın belirtilerine
göre değişir. Hangi ilacın, ne dozda kullanılacağı ancak deneme ve
yanılma yolu ile anlaşılmaktadır. Her ilaç her hastaya yaramamakta,
bazı hastalarda bazı ilaçlar ufak dozlarda bile şiddetli yan etkiler
çıkarabilmektedir. Bazı hastalarda yüksek doz ilaç kullanımına rağmen
belirtiler azalarak devam etmekte, nadir de olsa bazı hastalar halen
var olan hiçbir ilaç tedavisinden faydalanamamaktadır.
Son on yılda
atipik antipsikotikler olarak adlandırılan yeni bir grup ilaç şizofreni
tedavisinde kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlardan ilki ve en etkili
olanı Clozapine’dir. Etkinliği yanında kandaki beyaz hücrelerde ani
düşme gibi hayatı önemi olan bir yan etkisi olması dolayısıyla doktor
kontrolünde ve dikkatli kullanılması gerekir. Bu grupta yurdumuzda
halen kullanılan diğer ilaçlar Risperidone, Olanzapine ve
Quetiapine’dir. Bu ilaçların yan etkileri Clozapine göre daha az
olmasına rağmen yine de değişik yan etkiler görülebilmektedir. Bu grup
ilaçlar klasik ilaçlara göre oldukça pahalıdır. Bunlar dışında halen
yeni ilaçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar özellikle ses işitme, hayal
görme, şüphecilik gibi bazı belirtileri kolayca ortadan
kaldırabilirken, ilgi, istek azlığı ve duygulanımda azalma gibi bazı
belirtilere fazlaca etkili olamamaktadır.
Haloperidol gibi klasik antipsikotiklerin uygulanmasında ilave ilaç
kullanımını gerektirecek yan etkiler sıkça görülürken atipik
antipsikotiklerle bu yan etkiler çok nadirdir.
Hastaları ve yakınlarını en çok kaygılandıran konu hastalarda bu
ilaçlara bağımlılık gelişmesidir. Ancak bu ilaçların bağımlılık yapıcı
yan etkisi kesinlikle yoktur.
İlaçların Etki Mekanizması Nedir?
Şizofrenide beyinde varolan ve düzenleyici, haberci gibi işlevleri olan
dopamin, serotonin ve glutamat gibi nörotransmitterlerde işlev
bozukluğu olduğu ve hastalığın bu nedenle ortaya çıktığı
düşünülmektedir. Her hastada bu maddelerle ilgili ortaya çıkan işlev
bozukluğu farklı şekillerdedir ve buna bağlı olarak ortaya çıkan
belirtilerde hastadan hastaya değişir. Bazı hastalarda sorun ağırlıklı
olarak dopamin sistemindedir ve bu hastalar dopamin sistemini etkileyen
klasik nöroleptiklerden daha çok faydalanır. Bazı hastalarda ise sorun
daha çok serotonin sistemindedir ve bu hastaların klasik ilaçlara
yanıtı azdır ve yeni grup ilaçlar bu hastalarda oldukça etkili
olmaktadır.
Her hastaya uygun ilaç, uygun doz ve kullanım şekli farklıdır.
Hastalığın belirtilerinin ani ortaya çıktığı ve şiddetli olduğu
vakalarda kas içine verilen iğne formları kullanılabilir. Yine hastanın
durumuna göre ağızdan damla, şurup veya hap şeklinde uygulama yapılır.
İlaçlara ne kadar devam etmek gerekir?
Bu ilaçlar hastalığı kontrol altına aldığı gibi tekrarlama şansını da
düşürürler. Bazı hastalarda ilaç kullanımının devam etmesine rağmen
hastalık tekrarlayabilir. Ancak ilaçların kısa süreli kullanılıp
kesilmesi ile hastalığın tekrarlama şansı daha fazladır. Hastalığın
alevli olduğu dönemde ilacı daha yüksek dozda kullanılmalı, belirtiler
yatışınca doz azaltılmalıdır. Bazı hastalarda dozun azaltılması ile
hastalık tekrarlayabilir, bu durumda dozun tekrar artırılması gerekir.
İlaçların uygun dozda uygun sürede kullanılması, düzenli doktora gitme
hastalığın kontrol altında tutulması yönünden önemlidir. Bu hastalar
tedavilerini düzenli sürdürme konusunda genelde güçlük çekerler. Hasta
yakınlarının bu konuda hastalara yardımcı olması önemlidir.
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Empty Geri: şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Mesaj tarafından vgokhan Paz Haz. 14, 2009 9:15 am

Hastaların düzenli ilaç kullanmamasının çeşitli nedenleri vardır:
• Bazıları hasta olduğunu kabul etmez ve ilaç kullanmaya ihtiyacının olmadığını düşünür
• Düşüncelerinde dağınıklık olduğu için düzenli ilaç alamayabilir
• Hasta yakınları hastalığın tam bilincinde olmadığı için hastayı ilaç kullanımı konusunda olumsuz yönde etkileyebilir
• Yan etkiler nedeni ile hasta ilaç kullanmak istemeyebilir, tedavi
eden hekim bu konuyu dikkate almaz ise hastanın tedaviye uyumu
bozulabilir
• İlaç kullanımı uzun süreli olduğunda hastanın ekonomik gücü
dikkate alınmalıdır. Alım güçlüğü içinde olan hastalara pahalı
ilaçların başlanması tedaviye devamı güçleştirebilir
• Tedavinin kolay uygulanabilir olması önemlidir. Çok sayıda ve gün içinde değişik zamanlarda uygulanan çok sayıda ilacın kullanılması tedaviye uyumu bozabilir
• Tedavide uyum güçlüğü olan hastalarda uyumu artırıcı önlemler
alınabilir: Yan etkisi çok olan ilaçtan az yan etkili ilaca geçme,
ilacın en etki ve en düşük dozda kullanımı, ağızdan alınan ilaçlar
yerine iğne ile kas içine vurulan depo ilaçların kullanımı v.b.
• Bazı hastalar bir Günde
kullanacağı ilaçları bir kutuya koymakta ve oradan alarak ilaç alıp
almadıklarını kontrol etmektedir. Hasta yakınlarının da bu konuda
hastalara yardımcı olmaları önemlidir.
İlaçların yan etkileri nelerdir?
Klasik nöroleptiklerin en sık görülen yan etkisi kaslarda kasılma,
sertlik hissetme, ayakları sürekli hareket ettirme ihtiyacı,
hareketlerde yavaşlamadır. Daha seyrek olarak ağız kuruluğu, bulanık görme,kabızlık, sersemlik hissi, kadınlarda
adet düzensizliği ve memelerden süt gelmesi, erkeklerde ejakülasyon
güçlüğü görülebilir. Daha çok sakinleştirici ve uyutucu etkisi olan
ilaçlarla ağız kuruluğu, tansiyon düşmesi, bulanık görme, kabızlık gibi
yan etkiler daha fazla görülürken, sakinleştirici ve uyutucu etkisi az
olan belirtileri daha iyi kontrol altına alan haloperidol gibi
ilaçlarda kaslarda kasılma, yerinde duramama gibi yan etkiler daha
fazladır.
İlaçların uzun süre kullanımı ile kalıcı yan etkiler ortaya
çıkabilir. Bu yan etkilerin başında ağız, dudak, yüz ve beden
kaslarında görülen istemsiz hareketler gelir.
Atipik antipsikotikler olarak adlandırılan yeni grup ilaçlarla bu
tip kalıcı yan etkiler çok nadiren ortaya çıkmaktadır. Özellikle genç
hastalarda daha az yan etkisi olan ve kalıcı yan etkiler ortaya çıkarma
olasılığı düşük olan ilaçlar tercih edilmektedir.
Atipik antipsikotiklerden clozapine kullanan hastaların %1’inde
kandaki beyaz kürelerde düşme olabilmektedir. Bu durumda ilacı kesmek
gerekir. Bu yan etkiyi kontrol edebilmek için hastaların düzenli kan
kontrollerine gelmeleri uygundur. Bunun dışında sersemlik, uyku hali,
yorgunluk, tansiyon düşmesi, salya artışı gibi yan etkiler görülebilir.

Risperidon, ketiapin ve olanzapin de kan beyaz küresinde düşme
gösterilmemiştir. Ancak bu ilaçlarla da tedavinin başında sersemlik,
yorgunluk, tansiyon düşmesi olabilir. Hastanın tolere edemeyeceği kadar
yan etki ortaya çıktığında dozun yavaş yavaş artırılması uygundur. Bu
ilaçlar içinde en az yan etki çıkaran olanzapindir. Risperidon ile kas
kasılması gibi yan etkiler olabilir. Bu durumda klasik ilaçlarda olduğu
gibi antiparkinson ilaç kullanımı gerekebilir. Özellikle clozapin ve
ketiapinde doz yavaş yavaş artırılmalıdır.
İlaçların yan etkilerinin ortaya çıkışı hastaların duyarlılığına da
bağlıdır. Aynı ilacın aynı dozu bir hastada hiçbir yan etki ortaya
çıkarmazken başka bir hastada şiddetli yan etkiler görülebilir.
Hastanın tolere edemeyeceği yan etkiler ortaya çıktığında ilaç dozunu
azaltmak, ilacı değiştirmek veya yan etkileri gidermeye yönelik başka
ilaçlar başlamak uygundur. Bu ilaçların kullanımı genelde uzun
sürelidir, bazen ömür boyu ilaç kullanmak gerekebilir. Hastalığın
alevli olduğu dönemde yüksek doz ilaç kullanımı gerekirken belirtiler
kontrol altına alındıktan sonra doz azaltılmalıdır. Doz azaltılmasını
doktor kontrolünde yapılması gerekir. Bazen doz azaltılması sırasında
hastalık belirtileri tekrar alevlenebilir. Bu durumda tekrar doz artışı
yapılmalıdır.
Kas kasılmasını önlemeye yönelik antiparkinson ilaçlar
kullanılmaktadır. Bu ilaçların ne amaçla kullanıldığını bilmeyen
hastalarda bu ilaçlar bazen yanlış anlaşılmalara yol açmaktadır.
Psikozlarda bu ilaçların kullanımı sadece yan etkiyi önlemeye
yöneliktir.
Yine yan etkileri kontrol altına almak amacı ile anksiyete giderici
ilaçlar, antihistaminikler,duygu durum düzenleyicileri kullanılabilir.
Bazen hastalığın belirtilerinin yatışmasının ardından Depresyon
görülebilir veya yeni grup ilaçların kullanımı sırasında obsesif
belirtiler görülebilir, bu durumda antidepresan ilaç kullanımı
gerekebilir.
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Empty Geri: şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı

Mesaj tarafından vgokhan Paz Haz. 14, 2009 9:16 am

Şizofrenide Kullanımı Önerilmeyen İlaçlar Neledir?
Şizofreni hastaları ve diğer psikozlarda hastalar ilaç tedavisi altında
iken bazı ilaç ve maddelerin kullanımı önerilmez. Bunlar tedavi
amacıyla kullanılan ilaçların etkisine ters etkide bulunarak tedaviyi
olumsuz etkiler.
Madde kullanımı: LSD, kokain, Amfetamin
gibi bağımlılık yapan bazı maddelerin kullanımı sırasında şizofeniye
benzer belirtiler ortaya çıkar. Psikiyatrik hastalığı olan kişilerde bu
durum istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Marihuana gibi bilinci
bulandıran ilaçlarda antipsikotik ilaçlarla etkileşir ve hastalığın
tekrar alevlenmesine yol açabilir.
Alkol kullanımı: Uzun süre alkol kullanımı da şizofreniye
benzer belirtiler ortaya çıkarabilir. Ayrıca alkol ilaçlarla
etkileşerek ilaçların beyin üzerindeki etkisini artırır ve bu bazen
tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Kafein: Kahve, kola, çay gibi kafein içeren içecekler kişide
kaygıyı artırıcı yönde etki eder. Yerinde duramama, sinirlilik ve
gerginlik gibi belirtilerde artışa yol açar. Akşamları fazla
alındığında uykuya geçmeyi güçleştirebilir. Bu nedenle fazla miktarda
tüketiminden kaçınılmalıdır.
Antiasitler: mide asidini gidermeye yönelik kullanılan
ilaçlar veya şuruplar nöroleptiklerin emilimini güçleştirebilir. Bu
nedenle aynı zamanda alınmaması uygundur.
Diyet yapıcı ilaçlar: kilo vermekamacı
ile kullanılan bu ilaçların sinir sistemini uyardığı veya kaygıyı
artırıcı yönde etki ettiği görülebilmektedir. Bu nedenle bu hastalarda
kullanımı pek önerilmemektedir. Gerektiğinde doktora danışılarak
kullanımı uygundur.
Psikososyal tedaviler nelerdir?
Şizofreni yoğun olarak 18-35 yaşları arasında görülür. Bu yaşlar aynı
zamanda okul yaşamı, meslek edinme ve evlenme gibi yaşamı önemli ölçüde
etkileyen olayların geliştiği evredir. İlaçlar hastalardaki belirtileri
ortadan kaldırmakta ancak hastanın toplumsal uyumuna yardımcı
olamamaktadır. Hastalar kendi bakımını üstlenme, insanlarla ilişki
kurma ve ve bu ilişkiyi sürdürmede güçlükler yaşamaktadır. Bütün bu
güçlükleri ortadan kaldırabilmek için psikososyal tedaviler şarttır. Ailenin
hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekir. Hastaların
dayanışma içine girdiği destek grupları bu açıdan oldukça faydalıdır.
Bireysel psikoterapilerle hastanın ilişkilerini düzenlemesine ve sosyal
ilişkilerini geliştirmesine yardımcı olunabilir.
İstanbul’da hastalara ve ailelerine destek amacıyla kurulmuş olan “Şizofreni Dostları Derneği” bu alanda
aktif olarak hizmet vermektedir. Şizofreni hastaları bu dernek yardımı
ile grup çalışmalarına katılabilmektedir. Derneğin çıkardığı yayınlarla
hasta yakınlarının bilgilendirilmeleri amaçlanmaktadır.
Aile ve çevrenin yardımı nasıl olur?
Hastalara en büyük destek Aileden gelmektedir. Bunun yanında akrabalar, arkadaşlar, komşular ve sosyal yardım kurumlarının desteği göz ardı edilemez.
Bazı durumlarda şizofreni hastalarının sosyal destek ihtiyacı
artmaktadır. Örneğin tedavi olmak istemeyen ve tedavi olmayı reddeden
hastaları doktora gitmeye razı etmek gerekir. Hastalığın doğası gereği
başlangıçta hastalar hasta olduklarını kabul etmeyebilirler. Bazen de
hastalar kendilerine veya çevreye zarar verecek ölçüde saldırgan
olabilirler. Bu durumda hasta doktora gitmeyi kabul etmiyorsa doktora
götürebilmek için emniyet güçlerinden yardım istenebilir.
Muayene sırasında hastalar bazen belirtileri doktorla paylaşmak
istemeyebilirler. Doğru tanının konup, tedavi takibinin iyi
yapılabilmesi için hasta ile bir arada yaşayan hasta yakınlarının
hastanın durumu konusunda doktoru bilgilendirmeleri önemlidir.
Tanının erken dönemde konup tedavinin erken başlanması tedavide
başarı şansını artırmaktadır. Tedavi olmayan hastaların kendine bakımı
azalmakta, sosyal uyumu bozulmakta yalnız başına kaldığında çoğu kendi
bakımını üstlenemez hale gelmektedir. Ailesi yakını olmayan ve düzenli tedavi göremeyen hastalar ya suç işleyerek hapishaneye düşmekte veya açlık ve yoksulluk içinde sokaklarda yaşamaya mahkum olmaktadır.
Hastalarda olmayan sesleri işitme veya olmayan hayaller görme gibi
belirtiler olabilir. Bazen de “bana kötülük yapacaklar, beni
zehirleyecekler” gibi yanlış inanışlar gelişebilir. Bu algılar ve
inanışlar hasta tarafından kesinlikle doğru kabul edilir, tartışma ile
bunları değiştirmeye çalışmak pek fayda etmez. Bazen hastalar
yakınlarına ses işitip işitmedikleri veya hayal görüp görmediklerini
sorar bu durumda duymadığını veya görmediğini, bu belirtilerin hastanın
hastalığının bir parçası olduğunu söylemek gerekir.
İyileşmiş hastalarda hastalığın tekrarlaması durumunda belirtilerin
ortaya çıkışı hasta yakınları tarafında gözlenebilir. Bu durumu fark
edip tedaviye erken başlamak hastalığın kısa sürede kontrol altına
alınmasını kolaylaştırır. Hastanın daha önce faydalandığı ilaçları
kaydetmek ve yeni atakta bunu doktora iletmek, günlük hayatta ortaya
çıkan değişimleri aktarmak doktorun tedavi planı yapmasında oldukça
faydalıdır.
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Szf2be0Hasta
ailesi ve çevresinin bu desteklerinin yanında hastanın daha önce var
olan yeteneklerini tekrar ortaya çıkarmasına yardımcı olması gerekir.
Hastanın hastalıklı yönlerini vurgulamak yerine Sağlık
yönlerinin ele alınması hastanın kendine olan güvenini kazanması
açısından önemlidir. Örneğin yazma veya resim yeteneği olan bir
hastanın bu yönlerinin desteklenmesi ve yeteneklerini geliştirmesi
amacıyla ortam sağlanması sürekli hastalığı üzerinde durulmasından daha
olumlu bir etki yapar.
Şizofreni Tanısı Nasıl Konur?
• Şizofrenide görülen belirtiler başka psikiyatrik hastalıklarda da görülebilir.
• Hiçbir belirti tek başına tanı koydurucu değildir. Tanı psikiyatri
uzmanı tarafından hastanın ruhsal muayenesi, hasta yakınları ile
görüşme ve çoğu zaman hastanın klinik izlenmesi sonucu konur.
• Şizotipal kişilik bozukluğu, şizoaffektif bozukluk, bipolar
duygulanım bozukluğu şizofreni ile sıklıkla karışan bozukluklardır.
• Bazı bedensel hastalıkların seyri sırasında da benzer belirtiler
görülebilir, bu nedenle ayırıcı tanıyı yapabilmek için fizik muayene ve
kan tahlillerinin yapılması gerekir.
• Alkol ve madde bağımlılığı olan veya bazı ilaçları kullanan
kişilerde de benzer belirtiler olabilir. Hastanın öyküsünün alınması
sırasında buna dikkat edilmeli ve öyküde bu durumlardan bahsediliyorsa
buna yönelik tetkiklerin yapılması gerekmektedir.
Hastalığın Tekrarlanmaması Konusunda Hasta Yakınlarına Öneriler
• Yakınınızın en yakın ve en devamlı destekçisi olduğunuzu unutmayın
• Yakınınızın hastalığı, teşhisi ve hastalık belirtileri konusunda bilgi edinin.
• Yakınınızı hasta olarak kabullenin, gösterdiği davranışları size
karşı yapılmış kişisel hareketler olarak değil, hastalığın belirtisi
olarak görün.
• Yakınınıza karşı saygılı olun, bir çocukla konuşuyormuş gibi değil iki erişkin gibi konuşun.
• Sakin ve net olun
• Tutarlı olun, benzer durumlarda aynı şekilde davranmaya çalışın
• Kurallarınız, neye izin verip neye vermediğiniz ve yakınınızdan bekledikleriniz net olsun.
• Sevecen bir mesafeliliği koruyun, fazla yakınlık da yakınınızı huzursuz edebilir.
• Yaşamınızın kargaşaya sürüklenmesine izin vermeyin, aktif olun.
• Ailenizde hasta yakınınızdan başka insanlar da olduğunu unutmayın, onları ihmal etmeyin.
• Hastanızın durumu kötüleşse bile olumlu yaklaşımınızı sürdürün.
• Eleştirileriniz genellemelerle olmasın (sen zaten hep böyle..), net bir davranış ya da sözü eleştirin.
• Yakınınızın şu anki işlev düzeyine odaklanın
• Bütün olumlu adımları ve davranışları takdir ettiğinizi gösterin
• Uzun vadeli amaçları küçük adımlara bölün.
• Yakınınızın çok hasta olduğu dönemlerde onunla teması azaltmayı düşünün.
• Yakınınızın tedavisi ve hastalığın gidişi ile ilgili kayıtlar tutun, belgeleri saklayın.
• Kendinizi kurban gibi görmeyin, biraz dinlenip güç topladıktan sonra mücadeleye devam edin
• Yakınınızı karar vermeye teşvik edin.
• Neşenizi kaybetmeyin
Hastalar İçin 10 Emir
Emir 1

İlaçlarını almayı aksatmayacaksın
Sorunları çözmek için ilacın tek başına yeterli olmadığını
biliyoruz.İlacı yutmayı kolaylaştıracak sosyal destek programlarına da
ihtiyaç var.
Emir 2
Gününü ve geceni iyi ayarlayacaksın. Yeteri kadar uyumaya özen göstereceksin.
Uyku biraz tartışmalı bir konu. Yeterince uyumazsanız bunun ardından
hastalığınız alevlenme dönemine girebilir. Öte yandan bazı şizofrenler
çok fazla uyuyorlar. Öğlenden sonra Saat
ikide hala üzerinde pijamaları olan kişiler tanıyoruz. Bu kişilerin boş
zamanlarında ne yapacağını bilmemesi de çok doğal ,çünkü bu Saatleri uyuyarak geçiriyorlar. Yeni grup ilaçların uyku verici yan
etkileri daha az. Hepimiz uykudan kazandığımız zamanı nasıl değerlendireceğimizi düşünelim.
Emir 3
Stresten uzak duracaksın
Söylemesi kolay, yapması zor...
Emir 4
Herkesin her gün yaptığı şeyleri sen de yapacaksın
Şizofrenisi olan kişiler de günde üç öğün yemek yemeli ; düzenli
aralıklarla banyo yapmalı, traş olmalı. Ayrıca evini ya da odasını
temiz tutmalı. Temizlik yapma konusunda güçlük çekiyorsanız
yakınlarınızdan yardım istemelisiniz.
Emir 5
Uyuşturucudan uzak duracaksın; alkol ve sigarada aşırıya kaçmayacaksın.
Sokakta satılan uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler hepimiz için
tehlikeli ve yasak. Bağımlılık yapan ya da geçici bir keyif veren
ilaçlardan da uzak durmalı. Bu tür ilaçlar sanki sıkıntıları
rahatlatıyor gibi düşünülse de psikotik alevlenme dönemleri
arasındaki iyilik dönemlerini kısaltıyor.
Alkol ne iyi ne kötü. Ancak çok içmemeye dikkat etmeli.
Şizofrenisi olup da sigara içmemek neredeyse imkansız gibi, ancak aşırı
sigara içmenin kullanılan ilaçların olumlu etkilerini zayıflattığını
hatırlatalım.
Emir 6
Yaşantının belirli bir düzeni olacak
Hep aynı Saatte yatmaya, kalkmaya, yemek yemeye özen göstermek gerekiyor.
Emir 7
Her gün için program yapacaksın
Bütün gününü yatakta geçirmeyeceksin. Her gün yararlı bir şeyler
yapamaya gayret et. İsteksizliğinin üstesinden gelerek ev dışındakı
faaliyetlere katılmaya çalış.
Emir 8
Başkalarıyla bağlantıyı kesmeyeceksin
Arkadaşlarınla ve diğer psikotik hastalarla , tanıdıklarınla ilişkini
sürdürmelisin. Psikotik insanlar bazen çevreden uzaklaşma eğiliminde
olurlar. Bu da iyi bir işaret değildir.
Emir 9
Psikiyatristinle ve tedavi ekibiyle bağlantını kesmeyeceksin
Hastanelerdeki bürokratik işlemlerin sıkıcılığı nedeniyle bu bazen güç olsa da...
Emir 10
şizofreni Nedir Tedavisi Nedenleri Belirtileri Tanı Szf1uo6Her hafta Jimnastik ya da bedensel egzersiz yapacaksın
Böyle bir alışkanlığı olmayanlar için başlangıçta zor gelebilir.
Bunun en kolay yolu her gün düzenli olarak yürüyüş yapmak. Her sabah
yarım saat , ya da sabah akşam. Ayrıca evde jimnastik yapabilirsin ya
da bir jimnastik salonuna kaydolabilirsin.
Hasta Yakınları İçin 14 İlke
1. Şizofreninin nadir görülen bir hastalık olmadığını KABUL EDİN. Nadirmiş gibi görünmesi bu konu üzerinde fazla konuşulmuyor olmasındandır.
2. Şizofreni hakkında en kısa zamanda mümkün olduğunca fazla BİLGİ EDİNİN.
3. Asla KENDİNİZİ SUÇLAMAYIN . Kendini suçlamak hastalıkla
başa çıkmaşansınızı yok eder. Unutmayın ki son araştırmalar şizofreni
gelişmesinde hasta yakınlarının bir kusuru olmadığını göstermektedir.
4. Bu konuda etkili olan tedavicilerden YARDIM İSTEYİN. Bu
kişilerin şizofreniyle mücadele konusunda sizinle işbirliğine istekli
olmasına, hastalığı anlamanıza yardımcı olabilecek özellikte olmasına
dikkat edin.
5. Şİzofreni Dostları Derneği gibi, hasta yakını dernekleriyle BAĞLANTI KURUN.
6.Şizofreni gibi karmaşık bir hastalıkla mücadele ederken sadece kendi doğru bildiklerimize göre davranmanın yetmeyeceğini KABUL EDİN. Yakınlar olarak bu konuda eğitime ihtiyacımız var.
7.Yakınlar olarak bizlerin maruz kaldığı ,giderek artan baskıların nereden kaynaklandığını DÜŞÜNÜN.
8.Ailenin diğer üyelerinin gereksinimlerine de DİKKAT EDİN.
9. Şizofrenisi olan birisi için kendinizi sınırsızca feda etmenin etkili bir bakım ve mücadeleye zarar verdiğini UNUTMAYIN.
10. Şizofrenisi olan yakınınızla sabahtan akşama kadar birlikte vakit geçirmenin işleri bozabileceğinin FARKINA VARIN
11. Özellikle evden dışarı çıkmanızı kolaylaştıracak hobiler edinin, faaliyetlere katılın, arkadaşlıklar KURUN VE SÜRDÜRÜN.
12. Hem kendinizin hem yakınınızın özgürlüğünü sağlayacak bir bakış Açısı GELİŞTİRİN.
13. Bu mücadelede başarıya ulaşan hasta yakınlarını diğerlerinden
ayıran şeyin değişebilme ve olaylara farklı bakabilme yeteneği olduğunu
farkedince ŞAŞIRMAYIN
14. KENDİNİZE ÖZEN GÖSTERİN.
KAYNAK:www.diyadinnet.com
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz