KÜÇÜK KIZ
1 sayfadaki 1 sayfası
KÜÇÜK KIZ
Küçük kız...
“İnsanlığa ölet geldi!” diyordu yüzündeki takvim yapraklarını andıran çizgilerle
yaşlı kadın...Gerçi artık takvimler de yapraksızdı. Yaprak, biyoloji
kitaplarında kalan bir şeydi...
Kadının buruşuk ağzından çıkıp,
kınalı saçlarında dolaşan kelimelerin bir anlamı vardı ama neydi?
Düşünüyordu küçük kız, düşünüyordu ama bir türlü bulamıyordu insanlığa
geleni. Bir şeylerin gittiğinin farkındaydı da, gelen neydi
bilemiyordu...
Hep yalnız kaldığı zamanlarda fark ederdi cehaletini.
Azarlamak isterdi bedenine büyük gelen yüreğini... ama nafile, yine
kalemi alırdı nasibini. Kalemi bilirdi ki o, susarak konuşur, konuşarak
susardı...
Karda yürümeyi hiç sevmezdi. Ellerinin ve yüreğinin
karası daha iyi seçilebiliyordu sanki her yer ak-pakken. Utanıyordu
kendinden, tıpkı günahsız gözlere bakarken utandığı gibi. Özünü
görüyordu o tertemiz aynalarda. Görüyor ve özlem duyuyordu “O’na”.
“Vicdanı
ensesinde olmalı insanın” diye düşünürdü zaman zaman. En sevmediği yeri
ensesiydi... hep yaralar çıkardı ensesinde. Vicdanımın işi bunlar derdi
kendi kendine. Çocukken annesi öpünce geçerdi, ama büyüdükçe o da fayda
etmemeye başladı...
Varlığının en zor sınavındaydı küçük kız;
“İnsandı”... Zayıf yaratmıştı onu Yaratan. Güçlensin diye eller
uzatmıştı dolaylı. Bazen dilenci Ahmet’in elleri olmuştu o eller, bazen
de sokak lambasına sıkışıp kalmış yavru bir kuşun çığlığı. Bazen bir
annenin şevkati, bazen de bir “Eş”in anlayışı...
Geceleri çok severdi. Geceler sessizdi, geceler beyaz, geceler doğuştu ve geceler batış...
KAYNAK:PORTAKALMAVİSİ
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz