AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MUTLULUK _MUTSUZLUK

Aşağa gitmek

oku MUTLULUK _MUTSUZLUK

Mesaj tarafından vgokhan Salı Haz. 24, 2008 10:39 am

Son zamanlarda sık sık kendime söylediğim bir söz: "Mutsuzluk
ahlâksızlıktır." ahlâk yaşamının hedefi mutluluktur; mutluluk ahlâkına
göre yaşamalıyız anlamında söylemiyorum bu sözü. "Mutluluk",
"mutsuzluk" kavramlarından, çağımız insanının çoğunlukla anladığını
anlamıyorum. Bu kavramların farklı yorumlarına gerek duyduğumuzu
düşünüyorum.

Akıllı mutsuz, salak mutlu mu olur?

Alışılagelmiş
bakışla, düşünen, araştıran, soruşturan, eleştiren insanın mutsuz
olması gerektiğine inanılır. Dünyadaki gidişe "aklı eren" insan,
oradaki akıldışı akışı, haksızlığı, sömürüyü, acıyı, iletişimsizliği,
kısacası dünyadaki cehennemi görür ve mutsuz olur. Aydın mutsuzdur;
gördüğü karşısında; gördüğünü düzeltmeye çabalamasındaki yetersizliği
karşısında. Düşününce mutsuz olur insan; bir anlamda nasıl düştüğünü
görmüştür, kendinin ve insanlığın. "Düşünüyorum: O halde mutsuzum" der.
Mutsuzluk dünyayı değiştirmenin bir gerekçesi olur; yalnız gerekçesi
değil, itici gücü, enerjisi. Mutsuzlar, dünyaya isyan edip, dünyayı
değiştirmeye, dönüştürmeye çabalayacaklardır. Mutsuzluk, uyumamanın,
uyanıklığın, isyanın, eleştirinin bir itici gücüdür. Mutsuz,
bilinçlidir, bilgilidir, asidir.

Oysa, mutlu, tam bir
salaktır. Düşünme gücünden yoksun, bilgisiz olduğu için mutludur. Aydın
mutlu olamaz; o denli çok kaygısı; içinden bir türlü çıkamadığı
kendisine, düzene, düzenin değiştirilmesine ait sıkıntıları vardır ki,
mutlu olması olanaksızdır. Boş kafalı, yaşamayı yüzeyden alan,
sorumsuz, bencil insanlar mutluyum diye dolaşırlar. Ne kadar kapsamlı,
ne kadar derin düşünürseniz o kadar mutsuz olursunuz.

İşte
yukarıda mutluluk ve mutsuzlukla ilgili saptamalara karşı çıkıyorum.
"Akıllı mutsuz, salak mutlu" savının yaşama beceriksizliklerinin bir
avuntusu olabileceğini düşünüyorum. Mutsuzluk görüntüsünün,
saplantısının ya da avuntusunun "gerçekle" yüzleşmekten bir kaçış
olduğunu düşünüyorum.

Mutluluk bilinç ve yürek işidir.

Dünyada
bir zulüm, haksızlık, sömürü düzeni olduğu bana açık geliyor. Mutsuz
olmamız, kahır çekmemiz için ne çok sebebimiz var! Olup bitenin, acı
verici durumu karşısında mutsuz olmak daha insana yakışan bir şey değil
midir? Değildir! Mutlu olmak, insan olma sorumluluğu taşıyan herkesin
bir sorumluluğudur. Burada, "şişe yarıya kadar dolu" demiş mi oluyoruz,
"yarısı boş olan şişe"ye? Mutlu olma bir çeşit aldanma sonucu mu elde
edilecektir? Avunma, aldanma, görmezlikten gelme, sorunlardan kaçma
yoluyla "mutluluk oyunu" oynamaktan söz etmiyorum.

Aldanma
sonucu "mutluluk" sözde mutluluktur. Mutluluk bir bilgi işidir: Fark
etme, ayırt etme, yargılama; düşünebilme işidir! Dürüstlükle başarılır.


İnsanın ardında olduğunu söylediği mutluluğun, sorunlardan,
acılardan, kaygılardan azade bir ruh haliyle yaşanması gerekmez.
Gerçekle yüz yüze, onun sorunlarıyla içice olduğunuz halde mutlu
olabilirsiniz.

Önce şu soru: Neden ardındayız mutluluğun?
Gerçekçi olduğumuz, gerçeği anlamaya, yorumlamaya, sorunlarıyla baş
etmeye çabalamak için. Araştırmak için. Mutsuzdan araştırmacı olmaz.
Mutsuzdan devrimci olmaz. Mutsuzdan başkaldırı, umut, düş
bekleyemezsiniz!

Karşı çıkışları duyuyorum: Mutsuz
bilenmiştir, ödün vermez, kavgaya, savaşa, mücadeleye, zulüm görmeye
hazırdır. Kelle koltuğunda yürür mutsuz. Mutlu, yitirmek istemediği
mutluluğu için korkaktır, ödünler verir; dünyadan hoşnuttur, merak
etmez, öğrenmez, kendini aşmak istemez.

İşte tam da bu noktada
karşı çıkışlara karşı çıkıyorum! Böyle salak, böyle eblek, böyle
sorumsuzdan mutlu insan çıkmaz! Mutluluk bir bilinç işidir, yalnız
bilinçli olmakla kazanılmaz mutluluk, yürek işidir aynı zamanda.
Mutluluk, uyuşukluk, tembellik, atâlet değildir. Hamarat ruhların
işidir. Acı çeken, acı çekmiş, duyarlı insanların. Mutluluk bir haz
hali değildir. Acı yokluğu hiç değil!

Mutsuzluk yaşama beceriksizliğidir.

Mutluluk
iç ve dış özgürlüğe kavuşabilmede bir dönüm noktasıdır. İç dünyamızın,
düşünce ve duygu dünyamızın bağımsızlığı, insanlarla kurduğumuz ikili
ilişkilerin, toplumsal ilişkilerin özgürleşebilmesinde katkısı olan bir
güçtür. Kendimizi ve dünyayı değiştirebilme gücü. Telos'umuza,
hedefimize, amaçlarımıza, düşlerimize, ütopyamıza bizi ulaştırabilme
gücü. Bu gücü anlayamamak, bu güce bigâne kalmak elbette
sorumsuzluktur. Güzel, hakça bir dünya için çalışmamak demektir.
Elbette ahlâksızlıktır.

Mutsuzluk kendimizle yüzleşebilme
cesareti için gereklidir. Gerçekle, dışımızdaki ve içimizdeki gerçekle,
tarihle, kültürle karşılaşabilmek için. Yılgınlığı, tembelliği,
kolaycılığı yenebilmek için. Mutlu insan, iç dünyasında gezebilen,
içinde kolayca dolaşabilen; kendini tanımaktan ürkmeyen özerk bir
insandır. Mutlu, gerçekliğin karşısına çıkardığı sorunlarla
karşılaşabilme gücü taşır.

Mutlu, kendini, gerçekliği yaşamaya
hazırdır: Elbette öteki insanlarla birlikte. Mutlu, birlikte yaşamaya,
paylaşmaya açar kendini. Mutluluk, yaşamaya hazır olmadır: Geçmişi
üstlenip, eleştirip, eleyip, yorumlayıp, geleceğe doğru yürüyebilme
durumudur. Tek başına mutlu olunmaz; birlikte olunur. Paylaşmayla
olunur. Ortalık güllük, gülistanlık olduğu için değil; savaşta,
kavgada, kuşkuda, zulüm görmede de mutlu olunur.

Mutlu,
duygularını, aklını, bedenini bir bütün halinde yaşar. Duygu ve aklıyla
iletişime geçer; onları tanır. Bedeninden gelen enerjiye haberlere,
uyarılara açıktır.

Mutlu, dinlemeye, anlamaya, söyleşmeye
hazırdır: Kendiyle ve öteki insanlarla. Taktik uygulayan; insanları
sınıflandırıp, damgalayan, denetleyip, elinin altından bırakmayan,
mutlu olamaz. Mutluluk umut; mutluluk, içimdeki "daha var" diyen
sestir.

Mutlu, kendini "aşmak", öğrenmek, üretmek ister.
Mutluluk, olanaklarını gerçekleştirmeye çalışmada yatar. Mutsuz,
olanaklarını keşfetse de, gerçekleştiremeyendir. Mutsuzluk, insanın
yaşama beceriksizliğidir. Kendini gerçekleştiremeyen, düş kuramayan,
görüşlerini açık açık dile getiremeyenden mutlu olmaz.

Mutlu insan dünyayı değiştirecek insandır.

Mutluluk,
edilgenlik demek değildir. Tembellik hiç değil. Mutluluğun, dünyanın
sonu olduğunu söyleyen masallarla kültürümüze geçtiğini görüyoruz.
Mutluluk, öykülerin, romanların, filmlerin sonunda yer alabiliyor.
Sonlara tıkılmış bir yaşam biçimi değildir oysa; somut yaşam alanında
ortaya çıkıyor. Mutlu insan dünyayı değiştirecek insandır:Yaşamaya,
kavgaya, düşünmeye, üretmeye hazır bir insandır.

Mutluluk bir
haz hali değildir. Bir karakterdir. Mutlu insan bu ahlâki karakteriyle,
başına gelmiş ve gelecek olanları yaşar. Mutlu insan, zulüm çekmiş,
işkence görmüş biri de olabilir. Mutlu insan yerinde duramaz, etkindir;
sorumludur: Mutlu insanlardan söz ediyorum. Dünyaya bir bakış biçimi,
bir yaşam biçimi oluveren mutluluk, ağır bir sorumluluk taşır. Çünkü,
mutluluk "hazır olma" durumudur; mutlu insan, gerçekleştireceği
tasarılarının altında ezilmez.

Gelip geçici bir hâl değil de bir karakter oluveren mutluluk, bize yaşam boyu destek oluverecek bir güçtür.

Yanılır
mıyız mutluluk konusunda? Zaman zaman. Neyin mutluluk, neyin mutsuzluk
olduğunu anlamak, hangilerinin mutluluk karakterine (ahlâk
karakteridir!) uygun olduğunu önceden söyleyebilmenin zorlukları var.
Bize mutluluk gibi görünen, öteki insanların mutsuzluğu olabilir. Oysa,
dünyadaki sorunları ele almanın, tavır koymanın, gerçekliğe yönelmenin,
kimi eylemlerin çekirdeğini taşıyan bizim karakterimizdir. Karakterimiz
mutluluk karakteri ise gelip geçici mutsuzluklarımızı görmezden
geliriz, onları simyacı gibi mutluluğa dönüştürmeye çalışırız.

Siz
kendinizi "mutlu", "karakterli" biri olarak görüyorsanız; kendinizle
barışık, geleceğe ilişkin tasarımlar taşıyan bu karakterinizle dünyanın
zorluklarıyla baş etmeyi biliyorsunuz demektir.

Bu yazıyı elbette kendini sorgulayan bir mutsuz, bir ahlâksız yazdı.


Prof. Dr. Ahmet İnam
ODTÜ Felsefe Bölümü Başkanı
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz