Ahmet Arif vs Sigara Dumanı
1 sayfadaki 1 sayfası
Ahmet Arif vs Sigara Dumanı
Sigara kullanan birisi değilim. Bunun en
temel sebeplerinden birisi çocukluğumdan beri sigara dumanına karşı
duyduğum aşırı rahatsızlık. Gerçi zamanla yanımda sigara içen
arkadaşlarım sayesinde bu rahatsızlığım bir nebze olsun azalmasına
karşın sigara içmememdeki en büyük sebep babama bu konuda verdiğim söz.
Ortaokuldan sonra yatılı olarak liseye başlayacağım zaman babam,
oğlum ne yaparsan yap ama sakın sigaraya musallat olma, sana
gönderdiğim parayı ister yırt istersen dilediğin gibi harca ama sakın
sigaraya para verme deyince sigaraya başlamayacağım diye önce babama
sonrada kendime söz verdim. O günden sonrada hiçbir arkadaşıma cebimde
babamın parasını taşıdığım süre zarfında sigara almadım, sigara alması için borç para vermedim.
Genelde
çevresinden kolay etkilenen birisi olmadığım için sigara içen
arkadaşlarımın olması sigaraya başlamama sebep olacak kadar üzerimde
bir etki etmedi. Lakin özellikle, sıkıntılı zamanlarda babamın sigara
içişine resmen hastaydım; araba kullanırken bir elini direksiyonda
tutarken diğer eliyle sigarayı ağzına götürmesi, gözlerini hafiften
kısması ve en önemlisi inceden bir gurbet türküsü söylemesi…Öylece
durup onu izlerdim.
Tek tük, elin parmaklarını geçmeyecek
şekilde sigara içtiğim zamanlar oldu ki bunları babama yeri geldiği
zaman söylemişimdir. Hepsinin belli bir zamana özel, dost hatırı için
olduğundan bahsettim. İşte böyle sigara içtiğim zamanlarda inanmazsınız
belki ama babamı taklit etmeye çalışıyorum hala. Pek becerebildiğim
söylenemez aslında ne zaman dumanı içime çekmeye çalışsam
boğuluyormuşum gibi hissediyorum.
Birde ne zaman sigara içmeye kalkışsam Ahmet Arif aklıma gelir. Merak ederim nasıl bir hissiyatla yazmıştır şu satırları;
başladım. Öyleki tamamen unuttuğumu sandığım şeyleri bile hatırlar
oldum. Geçmişte yaşadığı kötü zamanlara küfürler eden, yaşadıkları için
derin pişmanlıklar duyan birisi değilim. Zaten geçmişe dönük olarak
hissedilen aşırı pişmanlık kaderi tenkite girer ki böyle birşeyi yapmaktan tüm kalbimle imtina etmeye çalıştım her zaman.
Yaşadığımız
ve tecrüme ettiğimiz herşey bizi başka birşeye, başka bir serüvene,
başka bir hayata hazırlıyor. Yapmamız gereken belki sadece sabretmek ve
ne ile karşılaşacağımızı görmek. Ama insanoğlu işte….
temel sebeplerinden birisi çocukluğumdan beri sigara dumanına karşı
duyduğum aşırı rahatsızlık. Gerçi zamanla yanımda sigara içen
arkadaşlarım sayesinde bu rahatsızlığım bir nebze olsun azalmasına
karşın sigara içmememdeki en büyük sebep babama bu konuda verdiğim söz.
Ortaokuldan sonra yatılı olarak liseye başlayacağım zaman babam,
oğlum ne yaparsan yap ama sakın sigaraya musallat olma, sana
gönderdiğim parayı ister yırt istersen dilediğin gibi harca ama sakın
sigaraya para verme deyince sigaraya başlamayacağım diye önce babama
sonrada kendime söz verdim. O günden sonrada hiçbir arkadaşıma cebimde
babamın parasını taşıdığım süre zarfında sigara almadım, sigara alması için borç para vermedim.
Genelde
çevresinden kolay etkilenen birisi olmadığım için sigara içen
arkadaşlarımın olması sigaraya başlamama sebep olacak kadar üzerimde
bir etki etmedi. Lakin özellikle, sıkıntılı zamanlarda babamın sigara
içişine resmen hastaydım; araba kullanırken bir elini direksiyonda
tutarken diğer eliyle sigarayı ağzına götürmesi, gözlerini hafiften
kısması ve en önemlisi inceden bir gurbet türküsü söylemesi…Öylece
durup onu izlerdim.
Tek tük, elin parmaklarını geçmeyecek
şekilde sigara içtiğim zamanlar oldu ki bunları babama yeri geldiği
zaman söylemişimdir. Hepsinin belli bir zamana özel, dost hatırı için
olduğundan bahsettim. İşte böyle sigara içtiğim zamanlarda inanmazsınız
belki ama babamı taklit etmeye çalışıyorum hala. Pek becerebildiğim
söylenemez aslında ne zaman dumanı içime çekmeye çalışsam
boğuluyormuşum gibi hissediyorum.
Birde ne zaman sigara içmeye kalkışsam Ahmet Arif aklıma gelir. Merak ederim nasıl bir hissiyatla yazmıştır şu satırları;
…Hırsla çakarım kibriti,Geçmişi çok özlemeye
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman alırım, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye,
Biliyorum, “sen de mi?” diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya…
Ahmet Arif,Akşam Erken İner Mapushaneye
başladım. Öyleki tamamen unuttuğumu sandığım şeyleri bile hatırlar
oldum. Geçmişte yaşadığı kötü zamanlara küfürler eden, yaşadıkları için
derin pişmanlıklar duyan birisi değilim. Zaten geçmişe dönük olarak
hissedilen aşırı pişmanlık kaderi tenkite girer ki böyle birşeyi yapmaktan tüm kalbimle imtina etmeye çalıştım her zaman.
Yaşadığımız
ve tecrüme ettiğimiz herşey bizi başka birşeye, başka bir serüvene,
başka bir hayata hazırlıyor. Yapmamız gereken belki sadece sabretmek ve
ne ile karşılaşacağımızı görmek. Ama insanoğlu işte….
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz