AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Aşağa gitmek

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Empty ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Mesaj tarafından vgokhan Çarş. Ocak 27, 2010 10:47 am

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Buz-kalp
Hava serin hissediyorum ve
güneş batmak üzere… Yani Ceren öyle söylüyor.Deniz bugün birine çok
kızmış olmalı… Ama kızdığını asla haykıramayacak, kayaları ne kadar
döverse dövsün ona ağzını açıp tek bir kelime bile söyleyemecek… Tıpkı
benim gibi… Onu nekadar sevdiğimi söylememe rağmen onu birdaha asla
göremeyebilirim!
- Yine aynı şey oluyor öyle değilmi Gamze? Yine o lanet olasıca göz
yaşlarına yeniliyorsun, yine o korkunç düşüncelerin beynini kemirmesine
izin veriyorsun!
- Rahat bırak beni Ceren, eğer şimdi koşarak kendimi şu denize atmamı istemiyorsan beni rahat bırak!
- Pekala Gamze ne halin varsa gör tabi eğer bu halinle evin yolunu bulabilirsen!
- Defol dedim sana defoooool! (Birkaç adımlık ayak sesleri duyuyorum ve
başkada yok, biliyorum gitmedi, oturduğumuz banktan kalktı ve arka
tarafımızda ki yeşilliklerin oldugu alana geçti ve beni izliyor
arkadan.Birazdan gelecek ve özür dileyecek.Hep böyle olmadı mı zaten
aynı okula gittik aynı üniversiteye hatta aynı çocuğa aşık olduğumuz
bile oldu ama ne kadar kavga etsekte küs duramadık.Duramazdık çünkü
anneme göre biz kuzendik, birlikte büyümüştük ve küs duramazdık! Bir
saat
kadar geçti veya geçmedi yanıma geldi, dediğim gibi oldu, sonra koluma
girdi eve gittik.Anneme hakkımda söylediklerini duydum! Duymadığımı
sanıyordu ama duydum! Gambazcı!
-iyi geceler tatlım.
-sanada anne. (Işığı kapattı ve ardından kapınin ortunme sesini duydum…
Eskiden olsa annemin ışığı kapatmasına asla izin vermezdim ama artık bu
pekte umrumda değil açıkçası… Benim asıl umrumda olan… Onun yine
geleceği, yine gelip kaldığı yerden devam edeceği korkusu… Yavaş yavaş
uykum geliyor bilincim gidiyor…)
-(Çok güzel bir ev herşeyiyle mükemmel döşenmiş, herşey düzenli yerli
yerinde benim hep alışık olduğum gibi, hiçbirşey eksik değil gibi
”pencereler hariç” bunu gözlerimi açtığım koltuktan kalkıpta ben
neredeyim düşünceleri içinde pencereye yönelip perdeyi sıyırdığımda
anlıyorum.Perdelerin arkası duvar.Pencereler yok! Okadar sessiz ki
etraf bir an sağır olduğumu sanıyorum. Oturma odası biçiminde dizayn
edilmiş odadan çıkıyor sağ taraftaki mutfak şeklinde tasarlanmış yere
giriyorum. Gayet sade herşey, ortada sadece bir tane masa duruyor. sağ
tarafımdaki buzdolabını açıyorum ( o sırada o durumda yapılabilecek en
aptalca şey olduğunu düşünüyorum) dolap bomboş diye kapatacağım sırada
dolabın kapağında plastik şişelerin içinden bana bakan 3 çift göz
görüyorum o andan sonrası yok adeta çizilmiş bir cd gibi cızırtılı…)
-Neredeyim ben! Neredeyim ben! Neredeyim ben! Neredeyim… Anne, anne anneeee…!
- Gamze buradayım kızım beni duyuyor musun?
- Anne..
-Efendim kızım, buradayım güzel kızım..
-Anne… (Yine tutamıyorum o lanet olasıcaları)



–(Herşeş anlamsız,
bomboş…Göremedikten sonra şu hayatın ne anlamı var ki…? İçimden hiç ama
hiçbirşey yapmak gelmiyor. Uzun zamandır ilk defa o rüyaları tekrar
görmeye başladım… Sanki biri bana tekrar yaşayacaksın dermişcesine
azarlıyor yada o yine geleceğini haber veriyor… Ne zaman birşeyi yapmak
istemesem yaparım, mesela birşeyi düşünmek istemezsem aklımdan hiç
çıkmaz. İşte buda böyle birşey o günleri unutmak istedikçe hatırlıyorum…
—Kabuslar peşimi hiç bırakmıyor…
Gözlerimi açtığımda yine o kanapenin üzerindeydim neler olduğu aklıma
geldiğinde dehşete kapıldım…Titremeye başladım…İçerisi buz gibi olmuştu
ve havada keskin bir rutubet kokusu vardı… Olduğum yerde oturdum ve
zihnimin beni evhamlandırmasına izin vermeden düşünmeye
başladım…Kahvaltı için ekmek almaya çıkmıştım, evimizde kucuklugumden
beri müthiş bir düzen vardı. Aynı saatte yatar aynı saatte kalkar
kahvaltı yapardık.O sabah hep alışveriş ettiğimiz markete girip ekmek
almak için ekmek dolabına yöneldiğimde kasiyer kız bana gülerek
”anlaşılan bu gün o kadarda şanslı değilsin senden biraz önce yaşlı bir
bayan gelip 10 ekmeğide alıp gitti evinde ordu besliyor olmalı”
demişti. Bende önemli değil dercesine gülümseyip çıkmıştım oradan…
Ekmek alabileceğim en yakın yer 100 m ilerideki fırındı, denizi çok
sevdiğimden sahilden gitmeye karar verdim.Sabah 7 civarıydı ve
ilkbaharın taptaze günlerinden biriydi… Sonra kulağımda çınlayan
ambulans sesini hatırlıyorum, arabaların ahenkli motor sesleri
arasından bunu hemen farketmiştim ve… ve… Sanırım enseme biri
vurdu…Evet aynen böyle oldu ambulans sesi ve hemen sonra enseme ağır
birşey yemiş olmalıyım, boynumun ağrısı da bu yüzden olmalı…Peki ya
şimdi neredeyim? Aklıma ilk fidye karşılığı kaçırıldığım geldi, ailem
çok zengin değillerdi ama fakirde sayılmazlardı.oooO anda aklıma
dolaptaki o gözler gelince bunun çok aptalca birşey olduğunu anladım.Ne
yazık ki hiçbirşey bilmiyordum ve burnuma gelen küfle karışık rutubet
kokusu beynimi zonklatıyordu… Sonra birşeyler olmaya başladı bir tür
sesler duydum çok uzaktan gelmediğini anladığımda sese doğru koşmaya
başladım.Odadan çıktım, uzun ve soğuk koridordan hızla geçip koridorun
sonundaki odaya geldim bu arada ses kesilmişti.Bu oda adeta bir bebek
odasına benziyordu ama çok sadeydi. Ahşaptan bir dolap siyah beyaz bir
halı ve bir beşik vardı.Birden bir bebek ağlamaya başladı, o an oldugum
yere cakildim ve uzunca bir süre bekledim. Neden sonra beşiğin yanına
gelip yırtık pırtık orayı süsleyeceği zannedilerek konulmuş eski tülü
kaldırdığımda bana gülümseyen oyuncak bebeği gördüm, güzel bebeğin
gözleri göz çukurlarında yoktu, bu yüzden ağlıyor olsa gerek diye
düşündüğümü hatırlıyorum…Arkamı dönüp odadan çıktım solda bir başka oda
daha vardı. Burası yatak odası olmalıydı.Oda kırmızıya boyanmıştı tam
ortada bir yatak yanında buzdolabi. Yatagin üst duvarında asılı takvim
(3 temmuz) ve ayna…Evet bu odada birçok yerde ayna asılıydı
duvarlarda.Odaya girergirmez dolabı açtım. (Bu benim yuvalarından
çıkmış gözler görme arzumdan değildi elbette, reflex olmalı diye
düşünüyorum…) Ama aklımda o gözlerden göreceğim düşüncesi vardı bunu
saklayamam…
(Dolapta bir sürü enjektör, iğne, ilaçlar vs… adeta büyük bir ecza
dolabını andırıyordu…Sonra bir anda etraf bulanıklaşıyor oldugum yere
yigilmisim…)
Kendime geldiğimde ilk isteğim gözlerimi açmaya çalışmak oldu denedim
denedim fakat sanki gözlerim beynimin emrine uymuyormuş gibi
davranıyordu, sonra zar zor açıldılar.Önce bulanık görüyordum fakat
sonra netleşti herşey, en son içinde bulunduğum yatak odasındaydım
şimdi… Beynime vucuduma oradan kalkmayı emretmesini söyledim, o söyledi
vucuduma, bedenim bir kaç kez denedi ama sonra hayır yapamam dedi
bunlar saniyeler içinde oldu. Yalnızca gözbebeklerimi kaydırarak
görebildiğim açıdan koluma takılı bir serum şişesi olduğunu
gördüm.Heryerim uyuşuktu adeta felçli gibi ama yataktan kalkamamak
vucudumun söz dinlememesinden değil o serum şişesinden koluma akan
zehirdendi… O an farkettiğim şeyse az kalsın aklımı da felç ediyordu!
Yattığım yatağın karşısındaki büyük aynadan yatağın üst tarafında asılı
olan takvim görünüyordu ve tarih 3 Ağustosu gösteriyordu oysa ben orada
oturma odasında gözlerimi açtığım ilk gün tarih 3 Temmuz idi yani tam 1
ay öncesi… Eğer ağzımı açabilseydim bana bunları yapan herneyse ona
şunları söyleyecektim:
-Buda ne böyle, nesin sen hayalet falan mı? Su aptal takvimle beni
korkutabileceğini mi sanıyorsun ahmak!Heeey beni duyuyormusun? Bu
sözler kafasında yankılanırken koridordan geçen uzun boylu zayıf şey o
an Gamze nin aklını başından almaya yetebilirdi… Ama aklı daha yolun
başında olduklarını bildiğinden kaçıp gitmedi…
Saatler geçti belkide… Ancak şimdi ellerini oynatabiliyordu… Serum
bitmek üzereydi ve uyuşturucunun etkisi geçmeye başlamış olmalıydı…
Hiçbir ses duymamıştı… Taki o şey gelene kadar… sağ elindeki ipi
gevşetmekle meşguldü Gamze, kafasını çevirdiğinde onu gördü. 1,85
boylarında incecik vucut, laciverte çalan gözler ve adeta gözlerini
açığa çıkarırcasına olan simsiyah saçlarına bakılırsa bu henüz 25 inde
bir erkekti.Saçları karmakarışık ve üstü kir içindeki bakımsız
görüntüsüyle hapishane kaçkınlarını andırıyordu. Sessizce yaklaştı
Gamze ‘ nin onu görmüş olması hiçte umrunda değildi. Kızın kolundaki
serumu yavaşça çekti serum şişesini aldı ve kapıya doğru sessizce
yürümeye başladı.. Ne kızın attığı çığlıkları nede yalvarışlarını duydu
sağır gibi bir an dahi yavaşlamadan odadan çıkıp gitti…
Kafasındaki düşüncelerle savaşmakla meşgul kız düşüncelerine yenildi ve
uykuya doğru yol aldı… Tekrar uyandığında elleri ve ayağı bağlı değildi
ani bir kalkışla kendini yataktan aşağı attı ayağa kalkmayı denemiş ama
vucudunun uyuşmuş olabileceği aklının ucuna bile gelmemişti. Ani kan
dolaşımı vucudunu yakarken yerinde kıvrandı bir süre, daha sonra kan
dolasimi normale döndüğünde ve uyuşukluğu geçtiğinde ayağa kalktı…
Direk kapıya yöneldi uzun koridoru geçti ve sağındaki mutfağa bir göz
attı bütün odaları tek dolandı ama bu evmidir herneyse bu lanet yerin
ne kapısı nede camları vardı! sonra salona girdi biraz durdu etrafına
bakındı anlamsızca ortadaki masanın üzerinde kağıtlar olduğunu farketti
karalanmış anlamsız resimler çizilmiş ve yazılar yazılmış bir sürü
kağıt buldu, oturdu ve okumaya koyuldu… Gamze için korku dolu saatler
asıl bundan sonra başlıyordu…
- RAPOR-1- 03.09.08
HASTA 03.08.08 TARİHİNDE POLİKLINIĞIME GETİRİLDİ.HENÜZ KENDİNE
GELMEDİĞİNDEN HASTALIĞI HAKKINDA KESİN BİRŞEY SÖYLEMEK İMKANSIZ GÖZLEM
ALTINDA TUTULMAKTA.(!)
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Empty Geri: ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Mesaj tarafından vgokhan Çarş. Ocak 27, 2010 10:48 am

Şimdi Gamze elindeki kağıtlarla
olduğu yerde titriyordu aklını kaçıracağını düşündü bir an, hayattaki
en kötü durum belirsizlik olmalıydı… Oysaki hayat Gamzeye yanıldığını
gösterecekti…
–Notlarımı karıştırmaktan vazgeçermisiniz bayan?
–Gamze arkasında o kaçgını görünce geriye doğru sendeledi sonra
dengesini topladı ve eli hemen masanın üzerindeki vazoya gitti vazoyu
kavradı havaya kaldırdı ve;
–Bana hemen bunların ne anlama geldiğini anlatmazsan seni şuracıkta gebertebilirim.
–Gamze dur bakalım biraz sakin olur musun önce!
–Bana hemen olanları neden burada olduğumu anlat hemen şimdi!
–Tamam tamam sanırım artık seninde bilmenin vakti geldi.Yaklaşık 1
aydır benimlesin bir deney için buradayız, adamın sesi giderek azaldı,
aklını ne kadar koruyabileceğini ölçeceğiz Gamze.
–Ne? Ne? Ne? Anlayamadım, ne dediğinin farkında mısın sen, benimle dalga mı geçiyorsun ya?
– Hayır tatlım seninle dalga geçmiyorum ilk önce kabullenmesi gayet
zordur ama daha sonra alışacaksın sende benimle yaşamaya, adam
cümlesini içinden bitirdi, ve beni sevmeye güzelim.. dedi
Gamze duyduklarına inanamıyor yada inanmak istemiyordu. Elindeki vazoyu
masaya bıraktı adeta yenilgiyi kabullenmiş bir savaşcı gibi olduğu yere
çöktü.
–Bak ımmm şey adın neydi?
–Benim adım Hanry.
–Bak Hanry ben yani benim dışarıda bir ailem var ve yaklaşık olarak 1
aydır benden haber alamıyorlar beni çok merak etmiş olmalılar ve bende
onları yani ailemi annemi odamı arkadaşlarımı çok özledim anlıyor
musun, yani demek istediğim o ki (Gamze daha fazla gözyaşların hakim
olamamıştı) buradan çıkmam gerek benim!!!
Gamze başını kaldirdiginda karşısında Hanry yoktu bir an için
sustuğunda iniltieri duydu mutfaktan gelen sese doğru yöneldiğinde
Hanry ‘i gördü, şimdi mutfağın kapısından Hanry bakıyordu, kendisine
sırtı dönük oturmuş kendi kendine konuşan Hanry i görünce çok şaşırdı.
–Asla anne asla! Kimse beni sevmeyecek! Sen beni terkedip gittiğinden
beri bende lanetlendim! Kimse senin gibi sarılmayacak bana kimse!
Sevdiğin kişiye nasıl davranılır bilmiyorum, doğrusu sen babamı okadar
severken sana yaptıklarını düşününce insanlara güvenmiyorum anne!
–Hanry?
–Anneme özel konuşuyordum!
–Annenle mi?
–Ne sandın acaba beni leylekler mi getirdi tabiki annemle!
–Annen nerede şimdi Hanry?
–Seni görünce gitmiş olmalı beni çok kıskanıyor seninle görmeye tahammülü yoktur onun.
–Ha ha ha… Buda ne böyle Hanry oyunun bir parçası falan mı? önce gözsüz
ağlayan bebekler sonra yanlış takvimler aptalca doktor raporları aklını
koruma hikayeleri falan sırada ne var yoksa masanın altından palyaço mu
çıkacak ha? aman ne komik!
Gamzeye dönen Hanry hışımla yerinden kalkıp tezgahtan aldığı biçağı
Gamzeye doğrultuğunda bıçakla Gamze arasında bir karış mesafe
kalmıştı.Gamze olduğu yerde dondu adeta.Ürkek bir güvercin gibi tir tir
titriyordu.
–Benimle sakın dalga geçme sakın!
–Ttt tamam tamam Hanry tamaaamm!
Gamze gözyaşlarına hakim olamıyordu onun ağladığını gören Hanry dahada
sinirleniyordu.Şimdi Gamze yere çömelmiş halde bıçağın keskin yüzüyle
yüzleşirken aklından neler geçmediki… Şimdi orada o bıçak ona saplansa
bu kapısız ve penceresiz yerden hastaneye gidene kadar yahut polisler
onu bulana kadar ölüp giderdi hayat ne kadar ucuz diye düşündü sadece
kısacık bir an… O sırada yine ani bir hareketle Hanry bıçağı tezgaha
bıraktı ve yere Gamzenin yanına eğildi, ilk defa bu kadar inatla
birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı Gamze onun ne yaptığını
anlamaya çalışırken Hanry ona boş gözlerle bakıyordu.Dahada yaklaştı
nazikçe Gamzenin yanagindaki gözyaşlarını sildi ve;



–Ağlama Gamze, dayanamıyorum…. Dedi,


Gamze o an Hanry nin gözlerinde birşey gördü.Hayat boyu da onunla kalsa asla göremeyeceği birşey; aşk!
Onun için herşeyi yapabilecek kadar kendisini seven biriydi bu.Sonra
Hanry yavaşca kalktı ve mutfaktan çıktı, Gamze olduğu yere
saplanmışcasına kalakaldı orada, ufak çapta bir gürültü duydu ve bu
zindan yine sessizliğe bürüldü…
Bir an için korkunç bir kabustan uyanmaya çalışırcasına gözleri kapalı
kafasını salladı gamze, ama asla bu basit bir rüya değildi, gözlerini
açtığında hala mutfakta fayansın üzerinde büzülmüş şekilde oturuyordu,
henüz bıçağın keskin yüzünün şokunu atlatamamıştı…Yavaşca yerinden
kalktı başı dönüyordu dengesini sağlamaya çalışarak mutfaktan dışarı
çıktı salona gidip koltuğa oturdu kafasını ellerinin arasına alıp
düşünmeye başladı… Buradan kaçmak zorundayım! Buradan kaçmak
zorundayım! Buradan kaçmak zorundayım!
Sonra aniden yerinden kalktı ve salondan çıkıp uzun koridorda koşmaya
başladı. Önce koridorun tam karşısındaki bebek odası gibi olan yere
girdi, dolabın içine yatağın halıların altına duvarlara perdenin
arkasına heryere heryere baktı odayı karış karış inceledi ama yoktu
lanet olası bir çıkış yoktu işte! Eğer o pisikopat buradan bir şekilde
gidebiliyorsa kendiside gidebilirdi! Daha sonra yatak odasını ve salonu
da aynı şekilde taradı ama kaçılabilecek en ufak bir yer yoktu gizli
bir kapı gibi falan…Karnına kramplar girmeye başladığını farketti
sanırım acıktım diye düşündü.Mutfağa yöneldi yine, dolabı açtı, o an
aklına orada bulunduğu ilk gün gördüğü gözler gelince dolabı hızlı bir
şekilde kapattı ve kusmaya başladı midesinde hiçbirşey yokyu yanlızca
sarı safra kustu.Açlıktan ölüyordu ama tek lokma birşey yemek
istemiyordu ellerini ve ağzını yıkarken 1 ay boyunca nasıl aç
kalabildiğini düşündü. Sanırım o serumlar beni besliyordu diye geçti
aklından.Kendini pis gibi hissediyordu çünkü öyleydide çok pis
kokuyordu ayrıca kendi kokusu şu beynini zonklatan rutubet kokusunu
bile bastırmıştı. 1 ay boyunca üzerime işemiş olmalıyım diye düşündü bu
serumla beslenildiği fikrini dahada güçlendiriyordu.
–Şimdi bunlardan daha önemli bir problemin var Gamze!
–Neymiş o önemli problemin Gamze?
Hanry elinde büyük bir koliyle salonun girişinde duruyordu.
–Hiçbirşey değil! Nedir onlar?
–Senin için giyecek yiyecek falan getirdim Gamze.
–Hiçbirşey istemiyorum!Yanlızca beni buradan çıkar, yalvarırım sana
bırakda gideyim yalvarırım…Şimdi Gamze tiskinir gözlerle Hanry e
bakıyordu.
–Birgün birlikte çıkacağız tatlım, banyoda duş ta var, ben getirdim
benim görevim bitti böyle pis kokmak istiyorsan sen bilirsin.
–Ben pis kokmuyorum! Gamze utanmıştı gözlerini yerdeki halıya kaydırdı…
–Pekala Gamze ya sen bilirsin..
Hanry elindeki koliyi salondaki masanın üstüne bırakıp arkasını döndü
ve odadan çıktı, o an Gamzenin aklından tek bir şey geçiyordu, hızla
yerinden kalktı ve salonda koşarak bebek odası ve yatak odasının
kapısında durdu yatak odasının kapısını açtı önce hızla, içerisi boştu.
Bebek odasınında yatak odasından hiçbir farkı yoktu.Eğer o çıkıyorsa bu
iki odadan birinden çıkıyor olmalıydı.iki odayıda tekrar elden geçirdi
her köşesini didik didik etti sonunda ucundan tuttugu halıyı yere dogru
fırlatırken hıçkırarak ağlamaya başladı.Artık dayanamıyordu, burada
kaçabilacaği bir çıkış vardı ve bunu o bulamıyordu! Hayatı boyunca
burada mi kalacaktı! Gamze orada dağınık bebek odasında uyuya kaldı…



_RAPOR_ 2 04.08.09
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Empty Geri: ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Mesaj tarafından vgokhan Çarş. Ocak 27, 2010 10:48 am

Hasta halinden gayet memnun
benimle çok güzel vakit geçiriyor ama ona karşı koymak çok güç o yeşil
kocaman gözleriyle bana bakarken tek birşey düşündüm o gözlerin tek
sahibi benim! bir insanın gözlerini feth etmek kalbini feth etmekten
daha basit ve birinin gözlerine sahip olursan eğer o sonsuza kadar
gördüğü son kişiye yani sana aittir.Bir deli aşığım yalnızca ben, o
benim olmalı, onu şiddetle istiyorum.



—-
Gamze gözlerini açtığında hala uyuyakaldığı yerdeydi.Yerden kalktı ve
salona doğru yürüdü üstü pislikten yapış yapıştı buna daha fazla
katlanamayacağını düşündü hemen hızla koliyi açtı içinden çıkanlar onun
için yalnızca bir sürpriz olmuştu. Kolinin içerisinde kendi kıyaftleri
duruyordu düzgünce katlanmış ve annesinin yıkamış olduğunu belli eden o
mis gibi koku vardı üzerlerinde.Artık şaşırmaya öyle çok alışmıştı ki
şaşırmak yerine nasıl bir oyunun içinde olduğunu düşünüp kafasındaki
parçaları birleştirmeye çalışıyordu…
Kıyafetlerini aldı ve banyoya gitti.Banyodan çıktığında kendini kuşlar
kadar rahatlamış hissediyordu sanki tüm o kabus basınçlı düşünceleri
suyla birlikte akıp gitmişti… Pislik çok beter bir şey dedi kendi
kendine iğrenç birşey ve bu oyundaki asıl adam şah ımız her kim ise en
azından temiz olma gereksiniminden anlıyordu.
Kolideki yiyecekler banyodan beri aklından çıkmamıştı zaten çok sevdiği
çikolatalar kekler cipsler daha bir çok şey, koltuğa oturmuş yemek
yemenin tadını çıkartıyordu, yine o tanıdık ses gelmişti artık
alışmıştı ve korkmuyor daha çok bu sesin neye benzediğini algılamaya
çabalıyordu.Bu… Bir kapı kapatma yada birşeyi yerinden oynatma yahut
yerine yerleştirme gibi bir şeydi ve gayet gürültülüydüde…
Salonun kapısı açıldığında gözlerine inanamıyordu karşısında yakışıklı
zarif tam bir beyefendi duruyordu gerçekten gözlerine inanamadı Gamze…
–Bir hoşgelgin yok mu tatlım?
–Yok!
–Görünümümüm hakkında da mı birşey söylemeyeceksin?



Gamze şimdi dili tutulmuş
şekilde Hanry e bakıyordu, sahiden de gözlerine inanamıyordu onu böyle
görünce kendini günlük kıyafetlerinin içinde basit gibi hissetti, sonra
birden kendine geldi.
–(Şaşırmış görünmek istemiyordu)Ne bu halin baloya falan davetli olmalısın!
–Hayır senin yanına böyle yakıştığımı düşünüyorum dedi
Gamze yüzünü diğer tarafa çevirdi onunla ilgilenmiyor görünmek istiyordu.
–Hadi ama söyleyecek hiç mi bir şeyin yok?
–Nereye davetlisin bilmiyorum ama gayet İyi görünüyorsun
–Bu kadar mı?
–Hey sen ne söylememi bekliyorsun söyler misin?
–Benim dediğimi yapıcak mısın ki?
–Saçmalamaktan vazgeç!Bana burada ne kadar daha kalacağımı söylermisin inan artık sıkılıyorum ben bu oyundan.
–Anlıyorum seni Gamze, aklın yine gitmekte, şimdi tatlım benden bir
eksi sana oyunu kurallarına göre oynamıyorsun ve ben mızıkçıları hiç
sevmem şimdi gidiyorum umarım uzun bir süre beni de göremeyeceksin.
–Aklım gitmekte öylemi? Aklımın nerede olmasını beklerdin acaba seni böyle görüp seninle gelmek için yalvarmamı falan mı?



–Sadece aklını kullanmanı Gamze herneyse.
Hanry arkasını döndü salondan çıktı kapıyı çekti bu sırada Gamze hızla
yerinden kalkıp kapının koluna yapıştı ama çok geçti az önce daha o
kalkarken Hanry kilidi çeviriyordu…
–Aman Allah ım olamaz! Hanry! Hanry! Beni duyuyor musun Hanry!
Adamın ayakkabılarının çıkardığı sesten anlaşıldığı kadarıyla adam
koridorda hızla salondan uzaklaştı, tıpkı gamzenin kolundan serumu alıp
gittiğindeki gibi duyduğu şeylere tamamen kayıtsız kalarak
uzaklaştı.Gamze şimdi yine o tanıdık sesi duydu. Tüm gücüyle penceresiz
kapıyı yumrukluyordu.
–Olamaz! Seni gerizekalı aptaaal!!!!
Gamze koltuğa oturdu ve sinirinden ağlamaya başladı.Bukadarı da
fazlaydı evin içinde hapis olduğu yetmezmiş gibi şimdide bu salonda
hapisti.Aradan 1 saat kadar geçmişti ağlamaktan yorulmuş halde koltuğa
uzandı boş gözlerle tavana bakıyordu şimdi.Ne kadar ilginç diye geçirdi
aklından.Tavan yaklaşık olarak 1m2 olacak şekilde 8 tane kare alçıyla
süslenmişti ve karelerin içi duvarlarla aynı bordo renkteydi.Sonra
birden olanlar aklına geldi.Onunla gitmek istediğimi söylesem ne olurdu
diye düşündü…
–Sanki beni buradan çıkaracaktı! Dedi seslice.
Aklını kullanmanı istiyorum demişti Hanry. ”Akıllı hiç bir insan benim
durumumda o aptalla çıkmayı düşünemez ki” dedi kendi kendine.Sonra
hanry geldi gözlerinin önüne.Hayret ediyordu kendine mantıklı davranmak
gerekecekse eğer Hanry den korkmasıda gerekirdi ama o Hanry den…. en
azından korkmuyordu. Hanry ona bir misafir gibi davranıyordu/bazı
zamanlar hariç. Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi.Ne yapıyorum ben!
Aniden yattığı koltuktan doğruldu kafasını ellerinin arasına aldı ve
öylece kaldı bir süre.Bir oyun değil bu gamze! Çıldırıyor olmalıyım
diye bağırdı boş odaya.Ayağa kalktı ve boş odada turlamaya başladı. Bir
süre sonra yorulduğunda koltuğa oturdu yine hiçbirşey düşünemiyor şimdi
sadece inatla o odadan dışarı çıkmak istiyordu.
Gamze çocukluğundan beri sınırlandırılmaktan nefret ederdi ve hanry ona
bunu yapıyordu… Oturduğu koltuğa kıvrıldı bir süre sonra uyku onu
teslim aldı…



——


–Selam hanry! Nekadarda şıksın bugün böyle…
–aaa… ben.. şey teşekkürler!
–47,5 tl bunlar
Hanry kasiyerin uzattığı poşetleri alıp kıza 50 tl verdi ve hızla marketten çıktı.
–Hanry para üstün! Diye bağırdı kız ama Hanry çoktan köşeyi dönmüştü.
Şimdi bu dümdüz yolda yürürken Gamzeyi düşünüyordu. Yemyeşil gözlerine
aşıktı ve şimdi şiddetle onları görmek istiyordu. Taş zeminli yolun sol
kaldırımından hızlı adımlarla geçerken ağaçların korkutucu hışırtısı
onun hastalıklı düşüncelerinin bir yansımasıydı adeta…



Hanry hızlı adımlarla oturduğu
evin yolunu tuttu.Burası hanry nin ailesinden (yabancı uyruklu
annesinden ) kalan gözle görülür tek şeydi.Dışarıdan bakanlar rahatça
onun gayet doğal sakin orta halli bir hayatı olduğunu
söyleyebilirlerdi.Anahtarı cebinde ararken yere bozuk paralarını
düşürdü.Dikkat çektimmi diye etrafına bakınıyordu.Paraları almak için
en ufak çaba harcamadı, anahtarı çıkarır çıkarmaz kilidi çevirdi. 2 kez
çevirdiği kilitin çıkardığı klik sesi ona çok öncesini annesinin henüz
ölmediği günlerini hatırlattı. 5 yaşlarındanken babasıda hergün
annesini bu eve böyle kilitlediğinde bu ses annesinin melodili ağlama
sesini delip geçiyordu.İçerisi soğuktu etraf dağınık görünüyor ama
eşyalar son derece göz alıcıydı. dıştan bir kulubeyi andıran bu evin
içi teknolojik ve tıbbi harikalarla doluydu.Hanry bir kez daha gurur
duydu kendisiyle böyle bir eve sahip olduğu ve yakında gamzeyede sahip
olabilacaği için… Hanry 3 odalı cok sirin bi sekilde tasarlanmış ve
bütün pisikopatik düşüncelerini planladığı bu evde kendini hiç olmadığı
kadar huzurlu hissediyordu. Elbette pisikopatlarda huzur nedir
bilirlerdi ve bu duyguyu hanry ilk olarak babasını öldürdüğünde
tatmıştı… Hanry şirin(!) evindeki koridorda yürürken Gamzeyi özlediğini
hissetti, şimdi burada bu kadar yakınında olmasaydı mutlaka yine aynı
şeyi yapacaktı onu hayatından izinsizce çekip alacaktı.Bu Hanry nin
doğasının bir gerçeğiydi.O istediğine sahip olurdu.Bu yüzden Gamzeye 1
ay önce parkta o darbeyi indirdiği için kendini daha az suçlamaya karar
verdi.Evet canı yanmış olabilirdi ama sonuçta her mutluluğun bir bedeli
vardı.Yalnızca gamze önce bedelini ödüyordu sonra mutlu olacaktı hemde
hiç olmadı birdaha olamayacağı kadar!
………
–Belkide sevdiği falan vardır onunla kaçmıştır!
–İnanamıyorum sana Derya! Şu durumda öz kuzeninin hakkında nasıl böyle düşünebiliyorsun hayret ediyorum doğrusu!
–Beni dinle anne Gamze gayet sakin sessiz biri gibi görünebilir kabul
ediyorum ama onun özel hayatında nasıl sinsi olduğunu yanlızca ben
biliyoruım! (Deryanın gözleri dalmıştı…Geçen yıl Gamzeyle gittikleri
eğitim fakültesinde deli gibi sevdiği çocuğun gelip gözlerinin önünde
Gamzeye arkadaşlık teklif ettiğine şahit olmuştu, nasılda gülmüştü
Gamze nasılda hava atar gibi bakmıştı Derya ya…)
–Eğer teyzenin yanındada bunları söylersen seni asla affetmem Derya! O
kaçırıldı tamam mı bu açıkça ortada polislerde bunu söylüyor sende
biliyorsun değilmi? Marketteki kızın söylediklerini de duydun.Bu
düşüncelerinden kurtulda en azından üzülmesende teyzenin hatrına
üzülüyormuş gibi yap!
–Hadi ya!!! Hanfendi adamın biriyle bir yerlerde kırıştıracak bense onun için burada üzüleceğim öylemi? Yok öyle iş anne!
–Yeter Derya kes sesini duymak istemiyorum bu düşüncelerini! Allah ım Gamze mizi bize bağışla!
–Umarım birgün biryerlerden sevgilisiyle çıktığındada bana böyle bağırırsın anne!
–….Teyzenlere gidiyorum geliyor musun?
–Teşekkürler anne kalsın!



—–
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Empty Geri: ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Mesaj tarafından vgokhan Çarş. Ocak 27, 2010 10:49 am

Gamzenin teyzesi Aynur
Gamzelerin 1 aydır cenaze misali yıkık dökük hüzün fışkıran evlerine
doğru yol alırken yüzünde ne diyeceğini bilememenin izlerini
taşıyordu…Kapıyı açan bölgenin polis memuru Atakan beydi;
–Merhaba hoşgeldiniz bayan tam zamanında geldiniz sanırım kardeşinizin
size ihtiyacı var şuan, eşinede haber verdik yarım saate burada olur.
–Ne oldu neyi var onun! (Aynur odaları koşarak geçerken telaşla
etrafına bakınıyordu.Sanki şimdi salonun köşesinde camın yanında
dışarıyı seyreden onun kardeşi değilde yaşayan bir efkardı, dumanı
burnunda…)
–Allah ım…Aynur onun bu bitkin halini görünce ters giden birşeyler
olduğunu hemen anladı, belkide ölmustur diye dusundu…. şİmdi
gözyaşlarına hakim olamıyordu odanın ortasından hızla geçip Dila hanımı
omuzlarından tutup kendisine çevirdi.
–Dila? ne oldu?
____—
Aynur, kadını öyle hızlı sarstı ki kendisine gelmesi için, sendeledi az
kalsın düşüyordu.Aynur çıldırmış gibi ağlarken karşısında cansız manken
gibi duran kardeşi gözlerindeki derin hüzünle ona bakıyordu…Neyseki
polis memuru bu dehşeti bölmeye çabalıyordu..



–Aynur hanım yarım saat önce geldim yeni gelişmeler var onları söylediğimden beri böyle tek kelime etmedi…
–Ne gelişmesi neler oldu? (Aynur elinin tersiyle yüzünü silip burnunu
çekerken memur ona peçete uzattı, sonra geçip polis memurunun oturduğu
koltuğun karşısına geçip oturdu.
–Gamze evden çıktığı gün önce mahallenizdeki marketin yolunu tutmuş
komşunuzun kızı balkondan onu görmüş fakat ordan çıktığında eli boşmuş
mahallenin dışına doğru yol almış gerisiniyse kimse bilmiyor.Bugün
marketinizdeki kasiyer kıza ulaştık ogünden sonra işten çıkmıştı kızi
bulmamız zor oldu çünkü kız memleketine taşınmış komşuları 1 aydır
zaten taşınacağının planını yaptığını söylüyorlar.Herneyse kızı bulduk
kızla konuştuk.İlk başta hatırlamadı fakat sonra hatırladığı kadarıyla
ekmek kalmadığı için gamzenin marketi terk ettiğini söyledi.Sabahın o
erken saatinde ekmek olmamasınıda gamzeden önce gelen yaşlı biraz garip
bir bayanın ekmekleri aldığını söyledi.Biz bu yaşlı bayanın robot
resmini çizmeye çalıştık kasiyerin anlattığı kadarıyla ve eğer kız
yanılmıyorsa o kadının saçlarını hesaba katmazsak aradığımız kişi o.
–Ne? anlamadım? kızımızı yaşlı yellozun biri kaçırdı öyle mi? bu kadının gamzeyle ne işi olur peki?
– İşin asıl kısmı bundan sonra başlıyor bayan, adamımız bayan değil o
gün sadece kılık değiştirmiş.Aradığımız kişi 3532 nolu akıl
hastenesinin en tehlikeli hastalarından biri. ”Hanry”
Aynur un dili tutulmuştu adeta şimdi yaptığı tek şey aval aval atakan beye bakarken olayı anlamaya çalışmaktı.
–Anlayamıyorum ama neden gamze?
–Bu ben sen o herkes olabilirdi bayan.Adamımız ileri derece şizofren
henüz gamzeyi nasıl bir bağlantısı olduğunu çözemedik ama çalışıyoruz.
–Bu hastanın dışarıda ne işi var peki?
O sırada ani bir çiglik duydu memur ve aynur hanım, gamzenin annesine
baktıklarında kadının yere çökmüş saçlarını yolmakta olduğunu gördüler
kadın adeta çıldırmıştı.Konuşma burada bitti ilk işleri kadını
hastaneye yetiştirmek ve arabada gamzenin babasının da istikametini
hastane yapmak oldu…



____
Dila hanımın sedyede hareketsiz yattığını görenler onun rahatlıkla bir
ölü olduğunu söyleyebilirlerdi.Bembeyaz yüzü sanki hortlak görmüş ve
gördüğü an öylece donup kalmış kadar gergindi.Kapı açıldığında içeri
giren memur atakan beydi.



–O nasıl oldu?
–Neredeyse 5,5 saattir serum takılı ve hala uyuyor hemşireler bunun onu
uyuttuğunu söylüyor zaten günlerdir tek lokmada yememiş vucudunun susuz
kaldığını söylediler daha ne kadar kalırız bilmiyorum aile doktoru
direncini toplayana kadar onu bırakmayacaklarını söylüyor.
–Bu iyi en azından stresten uzakta olur onun kendisini üzmesi hiçbirşeyi değiştirmiyor.
–Şu şizofrenden bahsediyorduk… O nasıl kaçmış tımarhaneden?
–İşte yaklaşık 5 aydır hepimizin sorduğu asıl soru da bu zaten kimse
nasıl kaçtığını bilmiyor ne gören var ne duyan bir sabah kalkıyorlar ve
hooop Hanry ortalarda yok kameralardanda birşey elde edemedik.Bazı
doktorlar güvenliğin işini düzgün yapmadığını daha öncede içeri
sivillerin girdiğini iddia etselerde bence güvenliktekiler gayet temiz
çocuklar…
–Şimdi bütün bunlar ne anlama geliyor söylermisin yani Gamzeyi kaçıranı bilmemizin bize ne gibi bir faydası var.
–Onu 5 aydır arıyoruz ama bulamadık…
–Herhangi bir akıllı bu sürede yakalanabilirdi..
–O bir deli değil Aynur hanım, sadece şizofren..
–Yani?
–Akıl hastanesinde içine kapanıklılığıyla biliniyor ama 5 aydır onu
bulamamamız akıl hastanesinde plan yapmakla meşgul olduğunu
gösteriyor.Oradan kimbilir nasıl çıktı Allah ın cezası!



____


Şimdi Hanry yere oturmuş
koltukta uyuyan gamzeyi seyretmekteydi…Aklından neler geçmedi ki… Hanry
o günü bekliyordu gamzenin kendisini seveceği o günü, o gün Hanry
Gamzeye sonsuza dek sahip olacaktı…
Gamze gözlerini açtığında Hanry i kendisine gözlerini hiç ayırmadan bakarken görünce korktu aniden yerinden doğruldu..
–Kapıyı neden kilitledin! Beni bu evde hapis ettiğin yetmedimi!
–Kahvaltılık ve atıştırmalık birşeyler getirdim orada masanın üstünde..
–Sana soru sordum değil mi?
–Burada seni kaçırmış olan benim ve her soruya cevap vermesi gereken
kişi sensin Gamze o yüzden yerinde olsam bu konuyu kapatırdım!
–Aaaa.. Pekala tabi neden ısrar edeyim ki nede olsa keyfim yerinde
değil mi, tanımadığım biri tarafından kaçırıldım bir odaya kilitlendim
ama en azından iyi davranıyosun diye keyfim yerinde…
–Seninle konuşmamız gerek Gamze…
–Ne konuşucaz?
–Benim kim olduğumu
–Seni daha önce gördüğümü sanmıyorum!
–Herşey senin bildiklerinle sınırlı değildir güzelim…
–Peki Hanry konuşalım seni dinliyorum..
Hanry yerden kalktı masadan bir sandalye çekip Gamzenin karşısına
oturdu şimdi gözlerini Gamzenin gözlerinden ayırmadan ona bakıyordu…
–Eğitim fakültesi 2. sınıfta..
–Eeee
–Gamze yanında Derya vardı! O gün gelip sana arkadaşlık teklif
ettiğimde yüzüme bile bakmadın!Hayır istemiyorum dedin ve Derya yı
elinden tutup götürdün
Gamze şimdi hatırlıyordu bu karşısında oturan adam oydu.Gamze Hanry nin
gözlerinin içine bakarken eskileri anımsadı 4 yıl öncesini… Kampüste
Deryayla birlikte ders saatinin gelmesini beklerken annesi aramıştı
annesiyle ogün okuldan sonra yapacaklarının planlarını yapıyorlarken
Derya titremeye heyecanlamaya başlamıştı ama onun bu haline alışık
olduğundan aldırmamış, hoşlandığı birini gördüğü için heyecanlandığını
sanmıştı.Gamze elinde kağıt kalem arkasındaki duvarda annesinin sipariş
ettiği hazır kekin yabancı adını yazarken Derya o geliyo bize doğru
geliyo Gamze demişti.Gamze hemen anladı bunun 1 yıldır Deryanın
ağzından düşmeyen şu sürekli kendisini izlediğini söyleyen gizemli aşık
olduğunu.Dönüp baktı bir an ama bahçe okadar kalabalıktı ki kimden
bahsettiğini göremeyip -ki zaten kendisini de ilgilendirmeyen biriydi
bu- yine annesinin söylediklerine dikkat etmeye devam etmişti.Telefonu
kapattığında çocuk tamda onlara yaklaşmıştı ve ilk sözü kendisine
arkadaşlık teklif etmek olmuştu Gamze o an Derya ya bakti.Deryanın
gözlerinde gördüğü derin hüzün Gamzenin de canını yakmıştı daha o an
kendisine arkadaşlık teklif eden bu çocuğa nefret duymaya başlamıştı ve
baskılı bir şekilde ”Hayır!” demesiyle Derya yı kolundan tutup okula
sürüklemesi bir olmuştu.O günden sonra birdahada hiç görmemişlerdi bu
çocuğu konu öylece kapanmıştı. Ne derya sözünü etti bir kez olsun ne
Gamze sordu.Gamze şimdi karşısında duran adamın o çocuk olduğuna
inanmak istemiyordu…
–Sen o musun gerçekten?
–Benim tabiki Gamze sana o olduğumu söylüyorum ya!
Şimdi sanki ikiside kendilerini 4 yıl öncesine götürmüş o anı tekrar yaşamışlardı.
–Senden nefret ediyorum Hanry!
–Anlamadım? Bunu benim söylemem gerekmez mi orada herhang ibir açıklama yapmadan Hayır deyip kestirip atan sendin Gamze!
–Sen Deryayla ilgilendin sonrada gelip bana teklif ettin Hanry hemde
bunu Deryanın gözleri önünde yaptın bu yüzden o günden beri senden
nefret ediyorum!
–0ooo… Hayır gamze ben böyle birşey yapmadım ben onunla hiçbirzaman ilgilenmedim…
–Senin kendisini takip ettiğini söylemişti!
–Evet çünkü hep bir aradaydınız Gamze seni takip ediyordum -ve onu hep bana bakarken yakalıyordum- ama seni izliyordum.
–Hayır olamaz bu kadar zaman sonra sana inanmamı bekleme Derya seni çok
sevdi 1 yıl boyunca ağzından düşürmediği tek kişi sendin ve ben seni
hiç göremedim onunla ilgiliydin meşhur gizemli aşık!
–Hayır Gamze hayır! Sen hiç etrafınla ilgilenmedin ki bu yüzden O beni farketti sen etmedin Gamze..
–Bu şaka gibi!
–Seni fakültenin 1. yılından beri seviyordum ilk gördüğüm günden beri.
–1. Yılından beri mi?
–Ben pisikoloji öğrencisiydim o zamanlar sen bir alt sınıftaydın
üniversiteyi daha yeni tanımaya başlıyodun seni ilk yemekhanede gördüm
aptalın biri üzerine meyvesuyu dökmüştü sanırım onu öldürebilirdin en
azından gözlerin öyle söylüyordu.Hanry o günü tekrar yaşıyormuş gamzeyi
ilk defa görüyormuşcasına gülümsedi…
–Gerçektende tam bir aptaldı 5 yıl boyunca o kızı hiç sevmedim! (şimdi
tebessüm gamzenin yanaklarına da yayılmıştı…Böyle tıpkı iki eski dost
gibiydiler…)
Hanry aniden ciddileşti ”Seni o günden beri seviyorum Gamze”
dedi.(Gözlerini dikmiş bir cevap beklermişcesine Gamzenin gözlerine
bakıyordu…)
Gamze ona bakakalmıştı ne diyeceğini yada ne yapacağını
bilemiyordu.Şimdi yerinde kim olsa Hanry nin o bakışlarına acımayla
karşılık verirdi öyle masum görünüyordu ki sanki kedisini kaçıran bu
adam değildi…
–Bak Hanry yani inanamıyorum tamam mı beni anla yani ne diyeceğimi bilmiyorum aklımda milyonlarca soru var…
–Sor Gamze cevaplamaya hazırım lütfen sor…
–Öncelikle beni neden kaçırdın?
–Bak Gamze sen orada bana beni tanımaya dair tek bir şans dahi vermedin
yüzüme bile bakmadın seni yıllarca sevdim artık kendimin sana tanıtmaya
bir şansı olduğunu düşünüyordum sana sorsam izin vermezdin ve benim de
uzun zamanım yoktu sadece ikimizin birlikte geçireceği beni tanıyacağın
kısacık bir kaç ayımız olsun istedim sonra seni sonzu dek serbest
bırakıcaktım Gamze inan bana…
–Hanry inan şimdi tek istediğim doğru söylüyor olduğuna emin olmak bir kaç ay da olsa burdan çıkacağıma emin olmak..
–Söz veriyorum Gamze inan bana…
–Ne kadar zamanım kaldı?
–Gamze yapma lütfen şu ayları ne kadar zamanın kaldığını hesaplayarak
geçirme lütfen ben bukadar tahammül edilemez birimiyim söyler misin
seni incitecek ne yaptım?
Birden Gamzenin gözleri daldı bıçakla yüzyüze geldiği anı
hatırladı.Birgün buradan çıkacağını söylediği için bu adama inanmayı
öyle çok istiyordu ki…
–Pekala Hanry sana inanıyorum. (Gamze bu oyunu kurallarına göre
oynamaya karar verdi.En azından artık birşeyden emindi insan sevdiğine
zarar veremezdi…Şurada bir kaç ayı geçirecek ve defolup gidecekti. İşte
o kadar, farzet ki tatildesin dedi içinden…)
– Peki şimdi benimle gelir misin?
Hanry yerinden kalktı ve salonun kapısına yöneldi bir taraftanda Gamzeye bakıyordu.
–Hadi ama Gamzeee..
–Nereyee?
–Mutfağa sana bir sürprizim var!
Gamze bitkin adımlarla uyuşuk uyuşuk yerinden kalktı neyle
karşılacağını düşünüyordu…Salonun kapsından çıkıp mutfağın kapısına
geldiğinde gördüğüne inanamadı.Heryer balonlarla süslenmişti ve masanın
üzerinde en sevdiği çikolata kırıntılı pasta -üzerinde mumlar- ve en
sevdiği koladan vardı…
–Buda ne böyle Hanry? (Gamze tebessümlerin yanagına yayılmasını engelliyemiyordu..)
–Bu gün senin doğum günün Gamze iyiki doğdun iyiki buradasın!
Gamze şimdi dehşete kapıldı eğer bu doğum günü sahte değilse bu
zindanda ne günlerden ne saatten haberi yoktu sahi olabilirmiydi buraya
geleli 1,5 ay olmuş olabilirmiydi? Uyuduğunda kaç saat uyuyordu acaba
yada uyuduğu zaman iğneyle uyutuluyormuydu yediklerine birşeyler mi
katıyordu Hanry?Aklı bu sorularla kapışıyordu burada herşey onun
kontrolündeydi işte bu düşünce Gamzeyi çıldırtıyordu.Herşeye rağmen
kendini toparladı. Bir kaç adımda masaya yaklaştı Hanry nin
karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu.
–Gerçekten teşekkür ederim Hanry çok teşekkür ederim.
–Beğendiğine sevindim Gamze mutlu olman benim pisikolojimi olumlu etkiliyor..
Gamze şimdi Hanrynin pastadan bir dilim kesişini izlerken ailesinin
neler yaptığını düşünüyordu…Kimbilir ne kadar üzülüyorlardı, annesinin
perişan olduğunu biliyordu.Ailesi onun için endişelenirken o burada
tanımadığı bir çocukla pasta kesiyordu.Kendinden utandı bir an sonra
Hanry nin tabağı ona uzatmış öylece beklediğini ve kendisini izlediğini
farketti aklını okumaya çalışırcasına bakıyordu kendisine Hanry..Hemen
tabağı alıp önüne koydu.
–Aklını fazla karıştırmadım ya Gamze?
–Yooo hayır hayır.. (Gamze Hanry nin ona inandığına emin olmasını
istiyordu.Burada çelişkilerle dolu bir ay daha geçirmesi onun aleyhine
olurdu.)
–Peki pasta nasıl ama?
–Çok güzel (Gamze yüzüne sahte bir tebessüm taktı) Bu tebessüm Hanry i
çok memnun etmiş görünüyordu, Gamze herzaman Hanry nin ne yapacağını
kestiremiyordu ama şimdi değil, şimdi sevgilisiyle pasta yiyen biri
kadar rahattı.
Birlikte üniversideki hocalardan Hanrynin basketbol sevdasından bahsedip durdular bir süre sonra Gamze aniden;
–Çok merak ediyorum Hanry kapı ve penceresi olmayan bu eve nasıl girip çıkıyorsun? dedi.
–Bu soru karşısında hanry önce durakladı, sonra gözleriyle gamzeyi tartmak için tüm dikkatini ona yöneltti.
Şimdi aralarında ne bir ses çıkıyordu nede en ufak bir kıpırdanma
vardı, sorduğu sorunun ikisinide düşürdüğü durum karşısında gamze de
açıklama yapma gereği duydu.
–Yanlızca merak hary!Yine kaçmayı gitmeyi seni bırakmayı düşündüğümü söylemeyeceksin değil mi?
Hanry bir kabustan çekilip alınmışçasına cevapladı gamzeyi…
–Yooo öyle düşünmüyorum sana inanıyorum…Ben yanlızca…Yani bunu şimdilik bilmesen daha iyi, olur mu?
Sanki olmaz desem söyleyecek! dedi gamze içinden öfkeyle.Sonra hemen yüzüne gülücüğünü iliştirip;
–Tabiki olur hary burada patron sensin değil mi? dedi şakayla karışık olmasına ısrarla özen gösteren bir tavırla…
–Bunu anlamış olmana seviniyorum..diye gayet masum gülücüklerle katıldı ona hary…
Hary yine bir ara içiriye birşey almaya yada bakmaya gider gibi
yerinden kalkmış ve dönmemişti.Gamze o bilindik sesi duymasıyla
yerinden fırladıysada yetişemedi odaları dolandığında kimsecikler yoktu.
Şimdi oturma odasındaki koltuğa yan yatmış şekilde
duruyordu.Olanlara artık dur diyemiyor, hayatını kendisi
yönetemiyordu…”Bir ay öncesine kadar mesleğinde doktora planları yapan,
herkesin övünerek baktığı, başarılı, güzel ve zeki Gamze öğretmen!”
dedi içinden gayet açık alaylı tavrıyla…”Nerede kaldı aklın? Bir
pisikopatla/üstelik seni sevme gibi bir zafı olan bir pisikopatla bile
başa çıkamıyorsun!” Küçük bir damla süzüldü teninden kadife koltuk
örtüsünü ıslattı, tek bir notkaya dikmiş gözlerini öylece bakıyordu
sadece, kendine hakveriyordu yinede herşeye rağmen az da olsa haklıydı
kendiside…Öyle karışmıştı ki kafası…İçinden öfke geçtiği halde hanry e
sıcacık sahte gülümsemesi geldi aklına…Burada kim kurban kim haklı kim
haksız kim pisikopat kestiremiyordu artık, rollünü karıştırmaktan
korkuyordu, hanry ona tamda güvenmişken tatlı tatlı gülümsemesini
beklediği bir anda sıktığı yumruklarından birini onun suratının
ortasına indirmekten korkuyordu…Oysa korktuğu asla olmayacaktı tıpkı
doğuştan buna hazırlanmış gibi karakteri bu ikili kimliğiyle tamamıyla
örtüşücek kendisi bile buna inanamayacaktı…
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ŞEFKATLİ ŞİZOFREN Empty Geri: ŞEFKATLİ ŞİZOFREN

Mesaj tarafından vgokhan Çarş. Ocak 27, 2010 10:49 am

Dila hanım gözlerini açtığında başundaki hemşireyle göz göze geldi…
— Nihayet dila hanım, dedi hemşire
gülümseyerek bizde uyanmanızı bekliyorduk, nasıl hissediyorsunuz
kendinizi?
— Bedenim uyuşmuş gibi kuşlar kadar hafif..
— Bu iyi haber, artık sağlığınızın kıymetinin farkına varmışsınızdır umarım…
— Haklısınız, ne zamandır burdayım?
— 2 gündür mışıl mışıl uyuyorsunuz hanımefendi..
Hemşire kapıya yönelirken o sırada içeri
gamzenin babası mehmet bey girdi.Dila hanımın uyandığını görünce
koşarak yanıbaşına geldi..
–Canım…2 gündür uyuyorsun…Nasılsın Bitanem?
–Gamzeyi buldunuz mu? buldum de yalvarırım mehmet…
–Bulucaz bitanem herkes onun peşinde, sen
şimdi bunları boşver de hadi hazırlan evimize gidelim hastane beni
boğuyor…
–Peki.
Dila hanımla Mehmet bey hazırlanıp
ellerindeki uyuşturucu dilekçesi niteliğindeki reçetelerle evin yolunu
tuttular…Mehmet bey yegane hayat arkadaşının koluna yapışmış onu hiç
yalnız bırakmıyordu hastanede olduğu süre içerisinde de bir ana bile
yanından ayrılmamıştı.Mehmet bey evin kapısını açarken telefonu çaldı…
Kolunu Dila hanımın kolundan çekip telefonuna bakarken Dila hanımda
kapıyı açtı, içeri geçtiler…Arayan Gamzenin teyzesi Aynur hanımdı…
–Enişte nerdesiniz? Çıkarttın mı ablamı?
–Çıktık hastaneden Aynur şimdi eve girdik..
–Nasıl, iyi değil mi, ablam?
Mehmet bey söylediklerini Dilanın duymaması için mutfağa
daldığı sırada Dila hanım kendisini Gamzeciğinin odasına sürükleyen
ayaklarının peşine takılmıştı…Herşey gamzenin o sabah bıraktığı gibi
duruyor içerisi biricik yavrusu güzel kızı gamzesi ordaymışcasına mis
gibi kokuyordu…Yatağının kenarına ilişip Gamzenin yastığını okşarken
farketti Dila hanım, Gamzenin kıyafetlerinden bazıları dolabının yarı
açık kapağından yere dökük duruyordu.Hızla yerinden kalkıp kapağı açtı…
—Mehmeeeeeet Mehmeeeeeeeet!!!
Mehmet bey elindeki telefonu elinden düşürmesiyle
koşarak eşinin sesinin geldiği odaya kızının odasına gitti, hızla
kapıdan girdi.Dila hanım elinde Gamzesinin tşörtü gamzesinin yatağına
oturmuş onu koklaya koklaya ağlıyordu.
–Bitanem ne oldu?
–Gamze geldi mehmet Gamzemiz buraya geldi biz
yokken geldi, hıçkırarak ağlıyordu Dila hanım gözlerinden pınarlar
taşıyor taşıyordu…
–Ne diyorsun Dila? Anlamıyorum, ne gelmesi?
–Kıyafetlerini almış Mehmet en sevdiği kıyafetlerini alıp gitmiş…
–Ne dedin sen? Mehmet bey, Dila hanımın baktığı
dolabın raflarına döndüğünde, hastaneden böyle apar topar çıkartmasının
aslında iyi bir fikir olmadığını anladı…
–Güzelim kıyafetleri orada görmüyormusun?
2gündür evde yoksun sana yerlerinde yok gibi gelmiş olabilirler…
–Hayır Mehmet! Bana inanmıyor musun? En sevdiği
kıyafetleri orada yoklar herşeyi temiz katlı oracıkta diziliydi baksana
şimdi yarısı yok!
Mehmet bey eşinin aklını kaçıracağından korkuyordu
ne yapacağını bilmez halde eşinin suratına bakarken onu bu evden
uzaklaştırmanın en iyi fikir olduğunu anladı…

–Tamam Bitanem hadi gel Aynur bizi onlara davet etti biraz
orada kalırız bizim içinde değişiklik olur hadi Bitanem itiraz
istemiyorum…
–Peki.
Nerden bilebilirdiki Mehmet bey gizli bir elin
evlerinin içine kadar uzanıp Hary nin el uşaklığını yaptığını…
Dila hanımda daha fazla direnmeyip Mehmet beyle
birlikte doğruca Aynur hanımlara gittiler.Kapıyı yeni neslin asi kızı
Derya açtı.
–Teyze enişte!!!
–Neden okadar şaşırdın kızım hortlak mı gördün? dedi Mehmet bey.O sırada Aynur hanım geldi kapıya..
–Ooo ablacığım hoşgelginiz enişte buyrun buyrun…






——————————
Gamze düşünerek bir sonuca varmak şöyle dursun düşünmekten aklının
patlayacağını anladığında koltuktan kalkıp mutfağa gitti, masayı
topladı.Mutfaktan çıkıp yatakodasına gitti.Adeta evli ve eşi o gece eve
gelememiş bir bayanın olgunluğuyla yatağın bir köşesine kıvrılıp yattı…




Saat 03:50… Çalan telefon Hanry nin uykusunu belkide en güzel yerinde
bölmüştü, arayan kişi nerden bilebilirdi ki Hanr yi bu saatte rahatsız
etmemesi gerektiğini…
–Alo Hanry?
–Ne var! Bu saatte bu ne telefonu böyle! Umarım beni uyandırmana değecek birşeydir!
–Artık oyununa bir son ver Hanry, polisler her yerde seni arıyor ve
bulmaları an meselesi ne halt yapacaksan yap şu sürtüğe artık! Bu
oyununa dahil olmuşken onu olduğu gibi bırakırsan cehennemin dibine de
gitsen seni bulur ve gebertirim Hanry! Ve şunu untma ki…
–Kes sesini pislik!Bidaha ona böyle şeyler söylersen senide onun yanına alır koleksiyonuma bir çift göz daha eklerim!
–Seni aptal!
Hanry daha fazla duymak istemediğinden telefonu kapattı. Bu ihtar onu
rahatsız etmişti, yatağından kalktı, dolabın aynasında kendini gördü,
öylece kaldı bir süre.Elindeki telefonu havaya kaldırıp delice sevdiği
kıza o iğrenç planları yapan aksine fırlattı, cam parçalara ayrıldıkça
onun korkunç düşünceleride dağıldı…
Gamze yatağından sıçrayarak uyandı.Kalbi küt küt atıyordu, bu sırada o
kalbini böyleseine attıran rüyasını hatırlamaya çalışıyordu…Olmadı tek
bir şey dahi hatırlamıyordu…Acaba saat kaç diye düşündü bir süre sonra
yatağından kalkıp mutfağa gitti, bir bardak su içti hala uykusu vardı
tekrar yatağa döndü bir süre döndükten sonra ruhunu uykuya teslim etti…



Şimdi saat sabah ın
dokuzuydu.Saatten hiç haberi olmayan Gamze gözlerini açtığında yatağın
diğer kenarında Hanry i gördü, o an aklından neler geçmedi ki ama Hanry
nin o masum duruşu azılı bir katil olduğunu biliyor olsa dahi o an
gamzeyi korkutamazdı.Tıpkı bir bebek gibiydi Hanry, sütbeyaz teninde
birbirine meyilli kaşları, gece karası saçları dağınık, ve bir
bebeğinki kadar minik burnu mükemmel bir tablo çiziyordu adeta.Gamze
onu böyle zararsızken sonsuza kadar seyredebilirdi belkide…Buz gibi eli
ister istemez Hanry nin yanağına doğru yol aldı.Eli Hanry nin yanağına
değer değmez Hanry gözlerini açtı, Gamze öylece kaldı uyanık olduğunu
nereden bilecekti ki…Şimdi o gözleri gece karasında parlayan bir çit
yıldızdan faksızdı Gamzeyi yanına çağıran bir çift altın yıldız…Gamze
hemen elini çekti yatakta doğruldu ve;
–Şimdi de izinsiz yatağıma mı yatmaya başladın Hanry!
–Şeyy uyku tutmadı da…
–Anlamadım! Uykumu tutmadı aman ne güzel umarım daha güzel bahanen vardır çünkü buna inanmadım…
–Bahane mi? Neden bahane olsun ki…
–Bilmem…
–Beraber kahvaltı yapmaya nedersin?
–Bidaha aynı şeyi yapmanı istemiyorum Hanry artık izin almadan bana müdahale etmeyi bırak olur mu…
–Pekala Gamze nasıl istesen….
Gamze ve Hanry o sabah ilk defa bu kadar uyumlu bir şekilde
kahvaltıyı hazırlayıp kahvaltı yaptılar, Gamze ona bilmediği gündemden
sorular sorarken Hanry onu Türkiyede değil kendisinin yeni keşfettiği
bir ülkede oldukları konusunda kandırıyor ikisi birlikte neşelendikçe
neşeleniyorlardı…Hanry ise içten içe pazar kahvaltısı yapan iki çift
olduklarını düşünüyor ve mutluluktn uçuyordu…






Aynur, Dila hanım, Mehmet bey, neslin asi kızı Derya ve abisi Burak kahvaltı sofrasında otururken Mehmet beyin telefonu çaldı…
–Alo.
–Alo Mehmet bey?
–Buyrun Atakan bey, bir haber mi var?
–Evet Mehmet bey şimdi sakin olun olur mu?
–Lütfen söyleyin hemen.
……..



Telefonu kapatan Mehmet
bey, sorular soran, heyecanla kendisine bakan Dila ve Aynur hanıma hiç
aldırmadan hızla sofradan kalkıp üstüne ceketini geçirdi.Tam kapıdan
çıkacakken arkasına döndü ve Dila hanıma bakıp ‘Hanry i yakalamışlar’
dedi.
Dila hanım ayağa kalkmasıyla Mehmet beyin arkasından koşarken
Deryanın elinden düşürdüğü bardak cırlayan bir ses çıkartıp parçalara
ayrıldı.Burak da hızla yerinden kalkıp teyzesinin peşine takıldı…Mehmet
bey arabayı adeta koştururcasına sürüyordu…



kaynak:edebiyat galerisi







vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz