AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İLK YARDIM

Aşağa gitmek

oku İLK YARDIM

Mesaj tarafından aquadmin Paz Ocak 27, 2008 12:51 am

Shocked İLK YARDIM NASIL YAPILIR....


İLK YARDIMDA ÖNCELİKLER

İlk yardım yapılması gereken herhangi bir olayla karşılaşıldığında yapılacakların önceliği ve sıralaması büyük önem taşır. Böyle bir durumda yapılması gereken, ilk önce hastanın hayati fonksiyonlarını kontrol etmek ve gerekiyorsa hızlı ve doğru müdahaleyi gerçekleştirmektir. Unutmayın, bilinçsiz ve yanlış yapılan müdahaleler hastayı daha kötü bir duruma sokabilir. Ayrıca ilk yardım yapan insanlar hata yapabilecekleri düşünülürse veya hastanın ölme riskinin olması dolayısıyla stres yaşayabilirler. Doğal olarak bu stres kurtarıcıyı kötü yönde etkiler. Eğitim, bilgi ve bunların unutulmaması için düzenli tekrarı bu stresi en aza indirir. İyi bir eğitimin ardından öğrenilenlerin unutulmaması için düzenli tekrarı, bilginin motor fonksiyon olarak hafızada kalmasını sağlayacaktır. İlk olarak hayatı tehdit edici fonksiyonların kontrolüne "Ön Değerlendirme" adı verilir ve aşağıdaki sırayla yapılır:

1- Uyarma
2- Solunum yolunun açılması
3- Solunumun kontrolü
4- Dolaşımın (nabız) kontrolü
5- Ciddi kanamaların kontrolü
6- Şok tedavisi

Eğer yukarıdaki sıralamayla ön değerlendirme sırasında hayatı tehdit edici herhangi bir bulguya rastlanmamışsa, ikinci aşama olan hastalık değerlendirmesine geçilebilir. Şimdi sırasıyla ön değerlendirme basamaklarını inceleyelim:

1-UYARMA:
Hastanın bilinçlilik seviyesini ölçme veya şuurunun yerinde olup olmadığını anlamak amacıyla yapılır. Hastayı sesli ve fiziki olarak uyarmak için, yüksek sesle " İlk yardım eğitimi aldım sana yardım edebilirim, iyimisin?" sorusu yöneltilirken bu sırada omzuna ve köprücük kemiğine vurulmalı, ve verdiği tepki kontrol edilmelidir. Eğer hastanın bilinçli olduğu dışarıdan görülebiliyorsa ve konuşuyorsa bu işlemin yapılmasına gerek yoktur. Hastanın bilinçsiz olduğu tespit edilmişse yapılması gereken ilk iş yardım çağırmak olabilir.

.


En son tarafından Paz Ocak 27, 2008 1:03 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
aquadmin
aquadmin
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 403
Yaş : 50
Nerden : AQUATICFORUM
Lakap : MrFish
Reputation : 25
Points : 548
Kayıt tarihi : 22/01/08

http://www.aquaticforum.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

oku Geri: İLK YARDIM

Mesaj tarafından aquadmin Paz Ocak 27, 2008 12:57 am

BİLİNÇLİLİK SEVİYELERİ
YANIT VEREN
1- Farkında ve işbirliğinde: Fiziki veya sözlü uyarıya cevap verir. Kim, nerede ve ne zaman sorularını yanıtlar.
2- Konfüze ve işbirliği yapmayan: Fiziki ve sözlü uyarılara yanıt versede, kim, nerede, ne zaman gibi sorulara anlamsız yanıtlar verebilir veya bilmiyor görünür.

YANIT VERMEYEN
3- Kısmi bilinç kaybı: Fiziki ve sözlü uyarılara anlık cevap verir.
4- Bilinç kaybı: Sadece fiziki uyarılara cevap verebilir.
5- Koma: Solunum ve nabız olduğu halde fiziki ve sözlü uyarıya cevap vermez.
6- Solunumun aresti: Solunum durur ama nabız vardır.
7- Kardiyak arest: Solunum ve nabız durmuştır.

2- SOLUNUM YOLUNUN AÇILMASI:
İLK YARDIM 2ov1 İLK YARDIM 5db0 İLK YARDIM 6db5
Hastanın bilinçli olmadığı durumlarda, solunumunun olup olmadığını kontrol edebilmek için solunum yolunun açılması gerekmektedir. Çünkü normal yatar pozisyonda hastanın kafasının duruş şekli nedeniyl, dili soluk borusunu bloke edebilir. Bu blokajı engellemek için kafa geriye doğru çekilmelidir. Kullanılan yöntemlerin bir tanesi bir eli boynunun altına koyarak diğer elle alnına bastırmaktır. Kullanılan diğer bir yöntem, bir elin işaret ve orta parmağını kullanarak, ağızın ve çenenin tam altında kalan çene kemiğinden yukarı kaldırmak ve diğer elle alına bastırmaktır. Kullanılan üçüncü yöntem ise hastanın kafasının arkasına geçerek iki elin baş parmakları hariç dört parmağını kullanarak çene kemiklerinin yanlarından tutarak geriye doğru çekmektir. Kullanılan bu üçüncü yöntem genellikle boyun ya da sırt yaralanması durumlarında uygulanmalıdır. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın hastanın boynuna ve soluk borusuna baskı yapmamak ve başın pozisyonunu sağa, sola doğru oynatmamak çok önemlidir. Böylelikle başın pozisyonu arkaya doğru değiştirilerek dilin geride kalması ve ciğerlere giden solunum yolunun açılması sağlanmış olur.

3- SOLUNUM KONTROLÜ: ( Suni solunum nasıl yapılır? )
İLK YARDIM 1nv1 İLK YARDIM 3bf3 İLK YARDIM 4xe9 İLK YARDIM 7tl1
Hastanın solunum yolu doğru açıldıktan sonra, ağzının içinde herhangi bir nesne ya da sıvı olup olmadığını kontrol edilmeli, varsa baş yavaşça yana doğru çevrilerek bu maddeler temizlendikten sonra eski pozisyonuna geri getirilmelidir. Eğer bir boyun ya da sırt zedelenmesinden şüpheleniliyorsa bu temizleme işlemini yapabilmek için sadece başı çevirmek yerine, boyun desteklenerek vücut bir bütün olarak hareket ettirilmelidir. Ağız boşluğunun içinde bir madde yoksa veya temizlendikten sonra solunum yolu tekrar doğru olarak açılmalı, kurtarıcının yüzü hastanın akciğerine bakacak şekilde, yanağı ve kulağı mümkün olduğu kadar hastanın ağzına yaklaştırılmalıdır. Akciğerinin inme çıkma hareketinin olup olmadığına bakarak, nefes sıcaklığını yanakta hissetmeye çalışarak ve nefes hırıltısını duyabilmek için dinleyerek, solunumun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca hastanın ağzına ya da burnuna küçük bir ayna yaklaştırarak, ayna üzerindeki buğulanmaya dikkat etmek de solunumun kontrolünde uygulanabilecek diğer bir metottur. Eğer solunum yoksa kurtarıcı suni solunuma başlamalı ve hemen iki yavaş, derin nefes vermelidir. Suni solunum, ağızdan ağıza, pocket mask kullanılarak veya air way/life way adı verilen malzemeleri kullanılarak yapılabilir. Hangisi kullanılırsa kullanılsın kurtarıcı, hastanın burnunun kapalı ve solunum yolunun açık olduğundan emin olmalıdır. İlk nefesler verilirken bu işlem yavaş yerine hızlı yapılırsa, verilen havanın bir miktarı hastanın midesine giderek kusmasına neden olabilir. İlk yavaş ve derin nefesin ardından akciğerlerin şişmesi ve normale dönmesi izlenmeli, ardından ikincisi aynı şekilde verilmelidir. İki yavaş ve derin nefesten sonra hastanın dolaşımı kontrol edilmeli, varsa hastaya her 5 saniyede bir normal nefes vererek, bu beşer saniyelik aralarda solunuma tekrar başlayıp başlamadığı kontrol edilmelidir. Hasta solumaya başlarsa suni solunum durdurulmalı, fakat dikkatle kontrol edilmeye devam edilmelidir. Nadir olmakla birlikte bazı durumlarda hastanın çenesinin kitlendiği görülebilir. Eğer çene ve buna bağlı olarak ağız açılmıyorsa, solunum yolu açıldıktan sonra ağız iyice kapatılarak, ağızdan buruna suni solunum yapılabilir. Suni solunum esnasında kurtarıcının verdiği hava hastanın akciğerine gitmiyor ise, genelde şu üç problemden biri var demektir:
- Hastanın burnu kapatılmamıştır.
- Hastanın solunum yolu doğru olarak açılmamıştır.
- Hastanın solunum yolunu tıkayan bir madde vardır.
aquadmin
aquadmin
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 403
Yaş : 50
Nerden : AQUATICFORUM
Lakap : MrFish
Reputation : 25
Points : 548
Kayıt tarihi : 22/01/08

http://www.aquaticforum.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

oku Geri: İLK YARDIM

Mesaj tarafından aquadmin Paz Ocak 27, 2008 12:57 am

4- DOLAŞIMIN KONTROLÜ ( Kalp masajı nasıl yapılır? ):
İLK YARDIM 8oo2 İLK YARDIM 9wd6 İLK YARDIM 10zt8 İLK YARDIM 11rz5 İLK YARDIM 12ml3
Eğer hastanın solunumu varsa veya buna suni olarak başlanmışsa, verilen ilk iki yavaş ve derin nefesin ardından 5 ila 10 saniye arası dolaşım (nabız) kontrol edilmelidir. Bu kontrol nefes borusu ile boyun kası arasındaki hafif çukur bölgeden geçen Karotid Alterlere (şahdamarları) veya kasıklarda bulunan Arterlere üç parmak ile baskı yaparak saptanabilir. Eğer nabız tespit edilmemişse (kardiak arrest) dolaşımı da suni olarak başlatmak için kalp masajı yapılmalıdır. Unutulmaması gereken nokta kalp masajının çalışan kalbe yapılmaması gerektiğidir. Sağlıklı bir insana veya kalbi çalışan bir hastaya uygulandığında kalp durabilir. Kalp masajı yapabilmek için hasta düz ve sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılmalı, baskı yapacak doğru nokta bulunmalı ve kurtarıcı hasta üzerinde doğru pozisyonu almalıdır. Doğru noktanın tespitinde yapılması gereken, hastanın en alt sırada bulunan kaburga kemiklerini ortaya doğru takip ederek birleşme noktasını bulmak, bu yerin yüze doğru iki parmak üzerine ve tam ortada bulunan kemiğin (sternum) üstüne bir elin avuç içini yerleştirmek olmalıdır. Diğer elin avuç içi ilkinin üzerine konmalı ve ilk elin parmakları hastanın kaburga kemiklerine deymeyecek şekilde havaya kaldırılmalıdır. Kalp masajında baskıların uygulanması esnasında kurtarıcının pozisyonu da önemlidir. Bu nedenle baskı uygularken kurtarıcı dirseklerini kırmamalı, elin avuç içini bulduğu doğru baskı noktasından ayırmamalı ve kollar, baskı yapılacak noktaya dik olacak pozisyonda (90 derece) tutulmalıdır. Yetişkin kişilerde baskı 3-4 cm. içeriye doğru uygulanmalı ve dakikada 80 ila 100 adet olacak hızda yapılmalıdır. Eğer kalp masajı çocuklara uygulanacaksa, aynı şekilde doğru baskı noktası tespit edildikten sonra sternum (kaburgaların birleşme noktası) 2 cm. içeriye girecek şekilde, yine dakikada 80 ila 100 adet arası bir hızda baskı uygulanmalıdır.
Aralıklarla (en seyrek üç dakikada bir) kendiliğinden çalışmaya başlayıp başlamadığını anlamak için nabız kontrol edilmeli. Kalp kendiliğinden çalışmaya başladığı anda işleme son verilmeli. Kalp kendiliğinden çalışmaya başlamadıysa, tıbbi yardım gelinceye kadar uygulamaya devam edilmeli.
Dış Kalp Masajı ve Suni Solunumu Birlikte Uygulama ( Temel Yaşam Desteği- CPR )
Bir kişi ile uygulama ; 1 İLK YARDIMCI - 2 SOLUNUM - 15 KALP MASAJI
Solunum ve kalp atımı yoksa ilk önce iki defa arka arkaya nefes verilmeli ve kalp masajı ile devam edilmeli
2 solunum ve 15 kalp masajı uygulaması ile devam edilmeli
Özet olarak ; ilk yardımcı herseferinde 2 solunum vermeli, 15 dış kalp masajı yapmalıdır

İLK YARDIM Sayfa6dkamavesu11ej6
İki kişi ile uygulama; 2 İLK YARDIMCI - 1 SOLUNUM - 5 KALP MASAJI
Solunum ve kalp atımı yoksa ilk önce iki defa arka arkaya nefes verilmeli
1 solunum 5 kalp masajı ile uygulama sürdürülmeli
Kalp masajını yapan kişinin yorulması halinde; işleme ara verilmeksizin suni solunum yapan kişi ile kalp masajını yapan kişi yer değiştirmeli
Özet olarak ; solunumu veren 1. ilk yardımcı herseferinde 1 solunum verirken, dış kalp masajını yapan 2. ilk yardımcı herseferinde 5 kalp masajı yapmalıdır

5- CİDDİ KANAMALARIN KONTROLÜ:
İLK YARDIM Dk11cq3 İLK YARDIM Dk21or0 İLK YARDIM Dk31bs9 İLK YARDIM Dk41on2
Ortalama olarak bir insanın vücudunda 6 litre kan bulunmaktadır. Çeşitli kazalardan dolayı oluşabilecek ciddi kanamalarda vücut, durumu kontrol altına alabilmek için kalp atışını hızlandırarak oksijensiz kalan dokulara kan yollamaya çalışacaktır. Fakat vücuttan 1.5 ile 2.5 litre arasında kan kaybı, hayati tehlikeler yaratabilir. Bu nedenle ciddi kanamalar kontrol altına alınmalıdır. Kanamalar, atardamar ve toplardamar kanamaları olarak iki ana gruba ayrılır. Atardamar kanamalarında, parlak kırmızı renkteki temiz kan, yaradan fışkırır gibi çıkar. Toplardamar kanamalarında ise, kan kirli olduğundan dolayı daha koyu renktedir ve yaradan sızıntı şeklinde akar. Bazı büyük yaralarda hem atardamar, hem de toplardamar kanamaları bir arada görülebilir. Hangi kanama olursa olsun ilk yardımı aynıdır. Yapılacak ilk işlem steril bir bez ya da tamponla yaranın üzerine direk baskı uygulamak olmalıdır. Eğer kanama durmaz ise, diğer bir tampon ilkinin üzerine yerleştirilmeli ve baskıya devam edilmelidir. Bu arada dikkat etmeniz gereken nokta, ilk kullanılan bez ya da tampon yerinden oynatılmamasıdır. Çünkü az dahi olsa bir miktar kan burada pıhtılaşmaya başlayacak ve bu da kanın durmasına yardımcı olacaktır. Direk baskıyla kanamanın durdurulamaması halinde yapılacak ikinci işlem basınç noktasına baskı uygulamaktır. Basınç noktası, vücut uzuvlarında yer alan deriye yakın, görülebilen ve altında kemik bulunan ana damarların bulunduğu noktadır. Altında kemik bulunan bu ana damarlara basınç uygulayarak kanama durdurulabilir. Son aşama ise turnike bandı kullanmaktır, ancak çok ciddi durumlarda uygulanmalıdır. Bu arada turnike uygulamasının başlama saati not edilip, medikal personele bildirilmelidir. Ortalama 5cm kalınlığındaki elastik bir turnike bandı yaranın hemen üzerindeki bir noktaya bağlanmalı ve kısa bir tahta ya da çubukla kanama duruncaya kadar sıkılmalıdır. Birçok durumda turnike bandı eğitimli bir medikal personel tarafından açılmalıdır. Ancak yardımın gelmesi veya tıbbi bir merkeze ulaşmak uzun zaman alacak ise, telefon ya da telsiz ile tıbbi bir hekimle irtibat kurmak ve onun tavsiyelerini uygulamak en iyi yoldur. Böyle de bir imkan yoksa bant her iki saate bir gevşetilerek 10 dakika kadar dokuların kanlandırılması gerekecektir. Eğer ciddi kanamalar vücut uzuvlarından birinde olmuşsa uygulanması gereken diğer bir kural, bu yaranın kalp hizasından daha yukarda tutulması gerektiğidir.
Kanamada, Ana Damara Baskı Uygulaması
İLK YARDIM Kanamadabaski1xr4
Boyuna baskı uygulamak için, baş parmakla (yara sağdaysa sol baş parmak, yara soldaysa sağ baş parmak) doğru yere baskı uygulanmalı
Köprücük kemiğinin arkasından baskı uygulamak için, baş parmak (yara sağda ise sol baş parmak, yara solda ise sağ baş parmak) doğru yere baskı uygulanmalı
Koltuk altında baskı uygulamak için, bir veya her iki baş parmakla doğru yere baskı uygulamalı
Kolda baskı uygulamak için, baş parmakla (sağ koldaki yara için sağ baş parmak, sol koldaki yara için sol baş parmak) doğru yere baskı uygulanmalı
Kasıkta baskı uygulamak için, el yumruk yapılmış ve kol düz olarak (sağ taraftaki yara için sağ yumruk sol taraftaki yara için sol yumruk ) doğru yere baskı uygulanmalı
Uylukta baskı uygulamak için, yumruk sıkılmış ve kol düz olarak (sağ taraftaki yara için sağ yumruk, sol taraftaki yara için sol yumruk ) doğru yere baskı uygulanmalı
Sağlık ekibi gelinceye yada sağlık kuruluşuna ulaşıncaya kadar basınç gevşetilmemeli.
Yaralı pansuman görülecek şekilde battaniye ile sarılmalı

Turnike (Boğucu Sargı) Uygulaması
İLK YARDIM Turnik51ux5
Altın Kural : Ne zaman turnike uygulanmalıdır ?
4 koşulda uygulanmalıdır :

1- İlgilenecek başka yaralı varsa,
2- Engebeli uzun yol gidilecekse,
3- Uzak noktada basınç etkisizse
4- Ya da uzuv kopmuşsa turnike uygulanır.

  • Turnikeler bazen yaralı ekstremiteye yaralanmanın yaptığından fazla zarar verebileceğinden önerilmez. Altlarındaki dokuyu ezer, sinir ve damarlarda kalıcı hasara yol açabilir. Eğer uzun süre yerinde bırakılırsa, distaldeki (turnikenin altındaki) bütün dokular ölür.
  • Vücutta, dirsek ve dizin altındaki yaralarda asla turnike kullanılmaz,
  • 8-10 cm genişliğindeki sargı yaralı uzvun kalbe yakın tarafına, fakat uzvun mümkün olduğu kadar ucuna 2 kez dolanır.
  • Bir düğüm atılır ve üzerine bir çubuk veya kalem konup tekrar düğümlenir, çubuk veya kalem kanama duruncaya kadar döndürülür, kanama durduktan sonra çubuk sargının bir yerine sıkıştırılarak sabitlenir.
  • Turnike görülebilir durumda olmalı
  • Yaralının elbisesine üzerinde yaralının adı ve turnikenin uygulandığı zaman (saat ve dakika) yazılı bir kart iğnelenmeli
  • Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla veya sabit kalemle Turnike veya T harfi yazılmalı
  • Yaralı pansuman ve turnike görülecek şekilde battaniye ile sarılmalı
  • Uygulamanın uzun sürmesi durumunda, turnike 30 dakika aralıklarla gevşetilmeli, sonra tekrar sıkılmalı.
    Uzuv Kopması Durumunda İlk Yardım
    Kazazede sırt üstü yatırılmalı
    Kazazedenin bacakları 20-30 cm kadar yükseltilmeli
    Turnike uygulamalı (kopan uzvun 3-4 parmak üzerine)
    Kopan parça temiz, su geçirmez ağzı kapalı plastik bir torbaya yerleştirilmeli
    Altın kural : Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konmalı (kopan parça direkt buz veya su içine konmaz)
    Torba temiz bir bez ile sarılıp yaralı ile aynı vasıtaya konmalı, üzerine hastanın ad ve soyadı yazılmalı
    Tıbbi birimler müdahalenin hızlandırılması için transport esnasında haberdar edilmeli.

6- ŞOK TEDAVİSİ
İLK YARDIM Sokpoz1cf6
Çok ciddi kanamalarda, kanın büyük bir kısmı vücudun doğal yanıtı olarak bir ya da birden fazla hayati organa yönlendirilir. Bu esnada diğer dokulara ve organlara daha az miktarda kan gitmeye başlar ki bunun anlamı bu dokulara aynı zamanda daha az oksijen gitmesidir. Şok adı verilen bu durum eğer ağır ise ve önlenmezse kalıcı yetenek kayıpları ve hatta ölüm meydana gelebilir. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede şok tedavisine başlanmalıdır. Şoka girmiş bir hastada sığ ve zor solunum, nefesin kesilmesi ve hırıltılı nefes görülebilir. Nabız zayıf ve hızlı atabilir. Sıkıntı, huzursuzluk, rahatsızlık, yatmama isteği gibi hareketler olabilir. Bulantı, kusma, hafif başağrısı ve konfüzyon şokun diğer belirtileridir. Şoku kontrol altına alabilmek için ön değerlendirmenin ilk basamakları sırasıyla tamamlanmalıdır. Çünkü kalp krizi gibi hastalıklar veya ciddi kanamalar şokun oluşmasına neden olmaktadır ve daha önceden kontrol altına alınmalıdır. Şoka girmiş bir hastanın vücut ısısı normal tutulmaya çalışılmalı, gerekiyorsa bunun için bir battaniye veya aynı görevi gören bir materyal kullanılmalı, hasta yatar pozisyonda tutulmalı, ayakları vücudundan daha yukarı kaldırılmalıdır. Bu esnada hastaya ağız yoluyla hiçbir şey verilmemelidir. Bir boyun ya da sırt yaralanmasından şüphelenilmiyorsa hastanın ayaklarını yukarı doğru kaldırmak yerine düz tutulması gerekmektedir. Ardından yapılması gereken yardım ulaşana kadar hastayı ön değerlendirme açısından kontrol altında tutmaktır
aquadmin
aquadmin
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 403
Yaş : 50
Nerden : AQUATICFORUM
Lakap : MrFish
Reputation : 25
Points : 548
Kayıt tarihi : 22/01/08

http://www.aquaticforum.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

oku Geri: İLK YARDIM

Mesaj tarafından aquadmin Paz Ocak 27, 2008 1:01 am

İLK YARDIM
<table width="100%" border=0><tr><td>BURADA ÇEŞİTLİ KONULARDA BAŞIMIZA GELEBİLECEK KAZALARDA İLK YARDIM OLARAK NE YAPABİLİRİZ. BU KONUDA SİZE BİLGİ VERECEĞİM.
Hayatın içinde bazen yaşamı tehlikeye sokan acil durumlarla karşılaşabiliriz. Böyle acil durumlarda yaşam ve ölüm arasındaki zaman bazen bir kaç dakikayla ölçülür. Bu bir kaç dakikalık zaman diliminde yapılabilecek ufak tefek bazı müdahaleler çoğu zaman hayat kurtarıcıdır. Bir sağlık kurumuna ulaşıncaya kadar veya doktorunuza ulaşamayacağınız bir durumda bu küçük detaylar ve ilk müdahale sayesinde hayati tehlike yaratabilecek bazı durumlara engel olabilir hayatımızı yada insanların hayatını kurtarabiliriz..
İLK YARDIM ÇANTASI


Öncelikle tüm pet sahiplerinin bir ilk yardım çantası bulundurması gerekir. Eğer mümkünse ilk yardım çantasından iki tane hazırlayarak birisini arabada diğerinide evinizde bulundurun.
İlk yardım çantasının içinde olması gerekenler,

Enjektör (gerektiğinde ilaç içirmek için), makas, cımbız veya pens,
Turnike, tampon, sargı bezi, pamuk, flaster
Dijital bir termometre ( mümkünse klasik civalı termometreleri kullanmayın)
Antiseptik bir solüsyon ( Biokadin, Zefiran gibi )
Antibiyotikli bir merhem ( Terramycin merhem, Furacin pomad gibi )
Antihistaminik pomad veya tablet
Amonyak

İLK YARDIM Ilkyardim__antas_
HAYVAN ISIRMALARINDA İLK YARDIM
KÖPEK ISIRMALARINDA İLK YARDIM
İLK YARDIM Kopekler_1024x768
KÖPEK ISIRMALARINDA YAPILACAK İLK YARDIM ŞU ŞEKİLDE OLMALIDIR. KÖPEĞİN ISIRDIĞI YER BOL SABUNLU SU İLE YIKANMALIDIR.DİKİŞ ATTIRILMAMALI VE EN YAKIN SAĞLIK KURULUŞUNA KUDUZ AŞISI VE YARA TEDAVİSİ İÇİN BAŞVURULMALIDIR.

KUDUZ AŞISI ISIRILMAYA MARUZ KALINDIGI GÜN 0. GÜN, 3. GÜN VE 7. GÜNDE YAPILIR GEREK GÖRÜLDÜĞÜ TAKDİRDE SON AŞIDAN BİR HAFTA SONRA TEKRAR BİR DOZ DAHA YAPILIR.

YILAN SOKMASI
İLK YARDIM Yilan
YILAN SOKMALARI GENELLİKLE EL AYAK BÖLGELERİNDE OLAMAKTADIR. BU BÖLGEDE YILAN ISIRIGINDAN SONRA ŞİDDETLİ AĞRI OLUR. YIAN ISIRDIKTAN SONRA ISIRILANBÖLGENİN ÜST KISMINDAN BİR TURNİKE UYĞULAYARAK ZEHİRİN VÜCUDA DOĞRU İLERLEMESİ ENGELLENİR. YILAN ISIRIĞI OLAN YER TEMİZ BİR KESİCİ ALETLE ÇİZİLEWREK KANATILIR. AĞZINYA YARA VE ÇÜRÜK DİŞİ OLMAYAN BİRİ BURADAN YARAYI EMEREK İÇİNDEKİ KANI AĞZINA ÇEKİP TÜKÜRMELİDİR. YUYTARSA KENDİSİDE ZEHİRLENEBİLİR. DAHA SONRA EN YAKIN SAĞLIK KURULUŞUNA GİTMELİDİR.
BÖCEK ISIRMALARINDA İLK YARDIM
ZEHİRLİ ÖRÜMCEK ISRMASINDA İLK YARDIM:

Örümceğin sokmasıyla birlikte önce lokal sonra yaygın çok şiddetli ağrı başlar. Göz bebeğinde küçülme ; miyoziz vardır. Morarma ve sıkıntılı solunum, nabızda 40’a kadar düşme, kan basıncında yükselme görülür. Bulantı, kusma, terleme, ağır vakalarda konvülziyonlar da bulgular arasındadır. Örümcek zehirini gıdalara da bırakır ve bunlar yenilirse zehirler.
Örümceğin soktuğu yere amonyaklı su, permanganat, karbonat eriyiği, sirke gibi antiseptik özellikteki sıvılardan biri sürülür. Analjezik verilir. Örümcek anti serumu uygulanır.

ARI SOKMALARI:

Bal arı türleri arka kısımlarındaki zehirli iğnelerini deriye batırarak sokarlar. Isıran tür arılar zehirlerini ağızlarıyla bırakırlar. O bölgede ağrı, birkaç dakika sonra yanma, şişme ve deride kırmızı kabarcıklar olur. Çok duyarlı kişilerde daha önemli durumlar hatta ölüm görülebilir.
Arının soktuğu yada ısırdığı bölge hareket ettirilmez, üzerine buz torbası konulur, amonyaklı su sürülür. Arının iğnesi soktuğu yerde kalmışsa ağrı giderildikten sonra, alevden geçirilmiş iğne ile çıkarılır. Duyarlı olan kişilerde ; örneğin astımlı bir kişide, arı vb. böcek soktuğu an çok çabuk şişme, yanma olur. Bundan önemlisi solunum yolunda tıkanma olacağından hemen hastaneye iletilir.

YANIKLARDA İLK YARDIM
YANIKLAR:

Yumuşak ( deri, mukoza, kas, damar, sinir, lenf) ve kemik dokuların; ısı, ışın , elektrik, radyasyon ( fiziksel), asit, baz (kimyasal) vb. etkenlerle yanması sonucu oluşan yaralanmalara YANIK denir.

YANIKLARIN DERECELERİ:

a-) BİRİNCİ DERECE YANIKLAR:
Deride kızarıklık görülür, ağrı ve yanma hissi vardır. derinin bütünlüğü bozulmamıştır, iz bırakmadan tamamen iyileşir.

b-) İKİNCİ DERECE YANIKLAR:
Deri ileri derecede kızarıktır. bu kızarık bölgede içi su dolu kabarcıklar (büller) vardır. Bunların içindeki su, damarlardan sızan kan serumudur. su dolu kabarcıkların patlatılması bilinçli olarak enfeksiyon kapısının açılması demektir ve çok tehlikelidir.

c-) ÜÇÜNCÜ DERECE YANIKLAR:
Deri, deri altı yumuşak dokular (kas, damar, sinir) kemiğe kadar yanığa katılır ve yıkıma uğrar. deri bütünlüğü bozularak açık yanık yarası oluşur. enfeksiyon kaynağı olma olasılığı yüksektir.

d-) DÖRDÜNCÜ DERECE YANIKLAR:
Kemik doku da yanığa katılmıştır. yanan vücut bölümleri kömürleşerek, tüm deri, deri altı ve kemik dokuları yıkıma uğrar. yanık vakalarında yanık şokunun önlenmesi gerekir. yanık yüzey derinliğinden önce değerlendirilir. eğer deri yüzeyinin 1/3, veya % 30 u ve daha fazlası yanmışsa bu durumdaki kişi çok ağır bir hasta olarak değerlendirilir ve hemen acil yardım almalıdır.




İLK YARDIM Yan_k_dereceleri

NEDENLERİ

Yanık, alev ya da sıvı, katı ve buhar halindeki sıcak cisimlerin doğrudan etkisiyle oluşur. Bunların yanında, elektrik çarpması ya da sülfürik asit gibi kimyasal maddelerle temas sonucunda da yanığa benzer lezyonlar oluşabilir. Dokunun gördüğü zarar, ısının yüksekliği ve dokunun ısıya maruz kaldığı süre ile doğru orantılıdır. Dokunun 550C'lik ısı-ya 30 saniye süreyle maruz kalması sonucunda yalnız o bölgede kızarıklıkla (eritem) ortaya çıkan hafif düzeyde bir reaksiyon oluşur. Isının 650C'ye çıkması, aynı sürede, o bölgedeki derinin zedelenmesine yol açar. Yanık, ne kadar derine inmişse ve ne kadar geniş bir yüzeye yayılmışsa o kadar ağırdır.

İlk Alınacak Önlemler

Yanıkların mutlaka bu konuda uzmanlaşmış hastanelerde tedavi edilmesi gerekir. Bununla birlikte, çoğu durumda yanıklı hastaya ilk girişim, kazanın olduğu bölgede yapılmalıdır. Bu yüzden yanan hastaya yaklaşımda şu temel kurallara uyulmalıdır:
-Ilk iş olarak yanığa neden olan ısı kaynağı hemen uzaklaştınlmalı ve etkisiz hale getirilmelidir.
-Bu amaçla hastanın vücudunun üstündeki alev hemen bir battaniye ya da örtüyle söndürülmelidir.
-Hastanın üstündeki giysiler hemen soğutulmalı, zararlı bir kimyasal maddeye bulaşmışsa çıkartılmalıdır. Hastanın giysileri dikkatle üstünden çıkanImalıdır. Bu işlem aceleyle ve dikkatsizce yapılırsa, yanık bölgesine yapışmış olan giysilerin çıkanlması bölgenin daha fazla zarar görmesine yol açabilir. Özellikle vücuda değen ve alev olmadan da yanma özelliği olan plastik gibi maddelerin deriyi zedelemesini engellemek gerekir.

-Bulunduğu bölgeye zarar vermeyen giysileri çıkarmak gereksizdir; yanık bölgeleri sterll (mikroptan anndınlmış) gazlı bezlerle örtülmelidir.
-Bölgeyi dezenfekte etmemek ve bölgeye pomat sürmemek gerekir.
-Hasta bir an önce hastaneye götürülmelidir.
Ufak yanıklar evde de tedavi edilebilir. 'ıbölgesine herhangi bir pomat sürülmemelidir. Aynca bölgede içi berrak sıvı dolu olan keseciklerin oluşumuna neden olan yanıklarda enfeksiyon gelişmesini engellemek için bu kesecikler patlatılmamalıdır. Yapılacak tek şey bu bölgenin mikroplardan arındırıcı maddelerle yıkanması ve sargı bezleriyle bölgenin gevşekçe sarılmasıdır. (Ağır yanıklarda bölge dezenfekte edilmez.)
Böyle bir önlem bakteri kökenli bir enfeksiyonun oluşmasını engellerse de, bütün önlemlere karşın gene de enfeksiyon oluşabilir.
Yanıkların değerlendirilmesinde dikkatli davranmak gerekir; yalnızca kızanklık oluşumuna neden olsa da, yaygın yanıklarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır

BOGULMALARDA İLK YARDIM
İLK YARDIM Bogulmalarda_ilk_yard_m
BOĞULMALARDA İLK YARDIM:

Vücudun yaşamsal sistemlerinden solunum sistemine su, yabancı cisim kaçması, intihar, zehirlenme vb. nedenlerle bu sistemin işlevinin durması yada bozulması durumuna boğulma denir.

SUDA BOĞULMALARDA İLK YARDIM:

a-) Hasta hemen yüz üstü durumuna getirilir. Olanaklı ise başı vücudundan daha aşağı tutulmalıdır. En iyisi suyun bronşlardan pasif olarak dışarı çıkmasını sağlamak amacıyla kalçaların kaldırılmasıdır. Birkaç saniye için hastayı baş aşağı getirmek olanaklı ise de bu durumda daha uzun bırakılmamalıdır. En değerli olan ilk zamanlar elbiseleri çıkarmak, battaniyelerle ısıtmak gibi işlerle geçirilmelidir.

b-) Üst solunum yolları hemen temizlenmelidir. Bunun için varsa takma dişler ve çeşitli yabancı cisimler ağızdan parmakla çıkarılmalı, alt çene ve dil öne doğru çekilmelidir ( soluk yolunu açma).

c-) Boğulan kişiye temel yaşam desteği uygulanır. Normal kardiyorespiratuvar işlevleri yeniden başlayıncaya kadar sıcak ve yatar durumda tutulmalıdır. Aldığı sular boşaltılmaya çalışılmalıdır.

d-) Hastanın bilinci yerine gelmeye başlarken, amonyak ve nitritte d’amyle koklatılması hastanın geçici olarak derin soluk almasını sağlar.

e-) Acil yardım 112 servisiyle iletişim kurulmalıdır.

Suda boğulmada kurtarma gecikmişse kazazede derinden çıkarılmışsa, akciğerlerdeki ve midedeki suyun boşaltılması gerekir. Akciğerler su ile dolu ise yapay solunum etkisiz olur. Yutulan suyun boşaltılması için, boğulanın karnından iki elle tutulup, bel yukarı kaldırılır. Hastanın beli baş yerden kesilinceye kadar kaldırılmalıdır. Hasta ile yer ikiz kenar üçgen yapılacak şekilde tutulur. Bu durumda baş ve göğüs aşağıda kalacağından soluk yollarındaki su boşalır. Suyun dışarı atılmasından sonra hastada kalmış olan suyun boşaltılması olanaklıdır. Bunun için hasta sırt üstü yatırılır başı yana çevrilir ve çene vücuttan uzaklaştırılır. Başın bu durumu bir kişi tarafından korunurken başka bir kişide kazazedenin ayaklarından tutarak yukarı kaldırır. Ayaklarla birlikte kalçanın yerden yükseltilmesi akciğerlerdeki suyu boşaltır. Bu yöntemle batın organlarının diyafragmaya baskı yapması sonucu suyun akciğerden boşaltılması kolaylaşır. Bunun ardından fazla zaman kaybetmeden yapay solunuma geçmek gerekir. Boğulmada, yapay solunumun yerini hiçbir uygulama tutamaz. Suda boğulan hiçbir zaman ayakta tutulmaz, ayağa kaldırılmaz. Sıkı elbiseler çıkarılır, hastayı üşütmemek için üzeri battaniye ile örtülür. Vücut ısısı korunmalıdır. Hasta en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmelidir.

BOĞAZA KAÇAN YABANCI CİSİM BOĞULMALARINDA İLK YARDIM:

Boğazdan yabancı cisim çıkarılması için hastaya yan yatış pozisyonu verilir. Sırta elle birkaç kez vurulur. Vuruş ile ani ekspirasyon meydana geleceğinden yabancı cisim dışarı atılır. Ağız boşluğunda kalırda elle alınır. Yabancı cisim yutakta ise ilk yardımcı işaret parmağıyla cismi alabilir. Yabancı cismin parmakla alınamadığı vakalarda kişi karnından tutulur ve elle desteklenerek baş ve vücut öne doğru eğdirilir. Sırta vurma ile basınç yapılarak cismin hava ile dışarı atılması sağlanır. Maddenin cinsi ve de miktarı bilinmelidir. Örneğin fasulye nohut gibi sıvı ortamda şişme özelliğine sahip maddeler kısa zamanda büyüyerek boğulmayı çabuklaştırır. Bu maddelerin alınması ancak klinikte operasyonla mümkün olacağından ilgili kliniğe sevki çabuklaştırılmalıdır. Özafagusa balık kılçığı gibi batıcı cisimler takılır. Bunların su veya ekmek lokmasıyla indirilmesine uğraşmak özafagusun yırtılmasına neden olur. Uzman hekim tarafından müdahale edilmesi için hastaneye sevk edilir.

İLK YARDIM Yabanc__cisim_bogumalari
</TD></TR>
<tr><td></TD></TR></TABLE>
<table width="100%" border=0><tr><td style="PADDING-RIGHT: 6px; PADDING-LEFT: 6px; PADDING-BOTTOM: 6px; PADDING-TOP: 6px"></TD></TR>
<tr><td style="PADDING-RIGHT: 6px; PADDING-LEFT: 6px; PADDING-BOTTOM: 6px; PADDING-TOP: 6px"></TD></TR></TABLE>
aquadmin
aquadmin
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 403
Yaş : 50
Nerden : AQUATICFORUM
Lakap : MrFish
Reputation : 25
Points : 548
Kayıt tarihi : 22/01/08

http://www.aquaticforum.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

oku Geri: İLK YARDIM

Mesaj tarafından aquadmin Paz Ocak 27, 2008 1:01 am

BURUN KANAMALARINDA İLK YARDIM
BURUN KANAMASI: (Epistaksis ):

Burun kanaması çeşitli travmalardan, üst solunum yolu enfeksiyonlarından ve tansiyondan ileri gelir ve kanma burun içi dokusundaki damarların yırtılması veya burundaki küçük kılcal damarların çatlaması sonucu olmaktadır. Bunların dışında ;
1-) Kafatası kırığı
2-) Yüz yaralanmaları, yumrukla vurmaya bağlı olanlarda dahil
3-) Sinüzit enfeksiyon veya burun içinde bir başka anormallik.
4-) Kanama bozuklukları

İLK YARDIM:

BURUN KANAMASI SIRASINDA ŞUNLAR UYGULANMALIDIR:

a-) Burun deliklerini sıkarak veya üst dudak ile diş etleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirip bastırarak basınç uygulayın.
b-) Hastayı mümkünse pencere açıp, önüne oturtun ve başı öne eğin, böylece boğaza akan kan akciğere geri çekilmez
c-) Hastayı sakin tutun özellikle tansiyonu yüksek olan ve endişeli hastalarda önemlidir. Endişe kan basıncını yükseltir, buda kanamayı arttırır.
d-) Burun üzerine ve ense kısmına soğuk pansuman, buz torbası koyun. Lokal soğutma kanamayı kontrolde yardımcı olur.

KIRIKLARDA İLK YARDIM
İLK YARDIM K_r_klarda_atele_alma
Kırık durumlarında en önemli kural,kırık bölgenin hareketsiz kalmasını sağlamaktır.
Kırık, kemikdokusunun sürekliliğinin tümüyle bozulmasıdır. Kırıklar çoğu zaman şiddetli ve ani düşüşler, araba kazaları gibi travmatik olaylar sonucu meydana gelir. Bir de travma olmaksızın ya da önemsiz bir olay sonucu ortaya çıkan kırıklar vardır. Bunlar, kemiklerin gereği kadar dayanıklı olmamasından kaynaklanır. Raşitizm, osteoporoz (kemik dokusunun yoğunluğunun azalması), osteomiyelit (kemik sert. dokusu ve iliği iltihabı), kemik veremi, birincil ya da ikincil kemik tiimörleri gibi kemik yapısında zayıflamaya ya da erimeye yol açan hastalıklar bu tür kınklara yol açabilir.
Tek bir bölgeyle sınırlı kırık olguları bile tüm vücudu kapsayan bir tehlike yaratabilir. Bünyeye göre de değişebilen bu tehlikelerin en önemlileri yağ tıkaçları ya da aşırı kanamaya bağlı hipovolemik (dolaşımdaki kan hacminin azalmasına bağlı) şoktur.
Bu yüzden hastanın yalnızca kırık bölgesiyle değil, genel durumuyla da ilgilenmek gerekir.

KIRIK TURLERI

Kapalı ve açık kırıklar arasında ayrım yapmak büyük önem taşır. Açık kırıkta deri ile derialtındaki yumuşak dokuların bütünlüğü bozulmuştur ve kırık hattı, dış ortam ile ilişkidedir. Kemik dokusunun iltihaba karşı direnci daha düşük olduğundan, açık kırıklarda kemik iltihabı tehlikesi çok yüksektir. Kapalı kırıkta ise kırığı kaplayan ve dış ortamdan ayıran dokuların bütünlüğü bozulmamıştır. Her iki kırık türünde de sinirlerde, kan ve lenf damarlarında ve çevredeki yumuşak dokularda çeşitli derecelerde lezyonlar oluşabilir. Kırıklar her zaman kolay fark edilmez. Ama hastanın yanlış taşınması bazen çok ağır zararlar getirdiğinden, tanıda hata payını en aza indirmek gerekir. Bir kınğı yok saymak ise yanlış tanımlamaktan daha tehlikelidir. Örneğin, bir omur kırığı fark edilmez ya da kırık kuşkusu önemsenmezse, hastanın dikkatsiz ve yanlış taşınması omurilikte hasara, sonuçta da felce neden olabilir.
Tam kırıklarda belirtiler çoğu zaman dikkat çekicidir. Bunlar, kırık bölgesinde ağrı ve acı, şişlik, anormal hareketlilik, kemik gıcırtısı gibi ayırt edici sesler, biçim bozukluğu ve işlev kaybı ya da zayıflığıdır.

Tanı:

Doğal olarak bir kırığın tanınmasındaki en temel unsur, belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan travmatik olay konusunda bilgidir.
Özellikle tam olmayan kırıklarda, tanının kolay olmadığı durumlar vardır. Bunun nedeni belirtilerin zayıf ya da (ömeğin, giysilerin altında) gizlenmiş olmasıdır. Bu kuşkulu durumlarda çok
dikkatli hareket etmek gerekir. Öncelikle zarar gördüğü sanılan bölgedeki giysiler dikkatle çıkarılmalıdır. İşlem hastaya zor geliyor ya da acı veriyorsa hemen durdurulmalı ve kınk varmış gibi hareket edilmelidir. Daha hafif olgularda ilkyardımı yapan kişi parmağını kınk olduğundan kuşkulandığı kemik üzerinde gezdirerek yerel bir acı olup olmadığına bakabilir. Parmak lezyon bölgesine ulaştığında acının artması, kırık kuşkusunun doğrulanmasında önemli bir unsurdur.
Kırığın en sık rastlanan sonuçları şok, iltihap (açık kırıklarda) ve yağ embolisidir. Kırık kemiğin iliğinden kana geçen yağ tıkaçları akciğere ulaşarak acı, solunum zorluğu, ateş, kalp atışının artması, ajitasyonla seyreden ve ölümcül olabilen bir tabloya yol açabilir.

Kırık Çeşitleri;

Kırığı tanımada genel ölçütler ve kırık karşısında davranışın temel kuralları önceki maddede açıklanmıştır. Bu maddede ise kırıklarda uygulanacak önlemler yer almaktadır.

KOL KIRIKLARI

Kol kırığı söz konusu olduğunda, dirseğin altında kalan bölümü (önkol) göğüs üzerine kıvrıp bir eşarp ile bağlamak, üst bölümü ise gövdeye doğru, önden ve arkadan birer tahta parçası (ya da katlanarak sertleştirilmiş gazete, dergi vb) arasına alarak sabitleştirip gövdeye bağlamak gerekir. Özellikle çocuklarda sık rastlanan dirsek kırıklarında, koltukaltından parmaklara kadar kolun tümü, tahta parçaları yardımıyla bulunduğu konumda sıkmadan sabitleştirilmelidir. Bilek ve önkol kırıklarını da, kumaşa sarılmış sopalarla sıkmadan hemen sabitleştirmek, elin ayasını aşağı doğru tutarak hastayı bir an önce hastaneye götürmek gerekir. Köprücük kemiği kırığında önkol gövdeye doğru kıvrılır ve boynun arkasından bağlanan üçgen biçimli bir bezle buraya tutturulur. Önkol ile göğsün arasına yumuşak bir madde konur. Kırık bulunan kol, sağlıklı kolun koltukaltından bağlanan bir şeritle sabitleştirilir.

BACAK KIRIKLARI

Uyluk kemiği kırığı söz konusu olduğunda, omuzdan ayaklara kadar uzanabilen ve yaklaşık 15 cm genişliğinde bir tahta parçası bulmak gerekir. Tahta parçası, teması yumuşatmak amacıyla bir çarşaf, örtti ya da benzeri bir kumaşla kaplanır. Daha sonra hastanın altına hasar görmüş tarafa yerleştirilip şeritlerle sıkmadan bağlanır; böylece tüm bacak, kalça kemiği ve omurilik sabitleştirilir. Uygun bir tahta bulunamayan durumlarda, hastanın bacakları arasına kıvrılmış bir çarşaf yerleştirilir. Kalçadan ayak bileklerine kadar iki bacak, birbirine şeritlerle (kravat, havlu vb) bağlanır. Dizkapağı kırığında, bacağı kalçadan ayağa kadar olanak varsa kumaşa sanlmış bir tahta parçası ya da sert bir destekle sabitleştirmelidir. Dizden ayağa kadar olan bacak kırıklarında da bacağı kalçadan ayak ucuna uzanan iki tahta parçası arasında sabitleştirmek gerekir. Bu arada bir elle ayağın ucunu. öbürüyle de topuğu tutup yavaşça çekerek bacağı düzeltmek yararlı olur. Ayak kemiği ya da parmaklannda kınk olduğunda ayakkabı çıkarılmalı, aşırı ağrı ya da başka bir nedenle çıkanlamıyorsa kesilmelidir. Daha sonra kalın kompresler uygulanır ve ayak, sıkılmadan bağlanır.Böylece kırık görece hareketsiz hale getirildikten sonra hasta en yakın hastaneye götürülür.

YÜZ KEMİKLERINDEKİ KIRIKLAR

Yüzdeki kırıkların en yaygın nedeni trafik kazalarıdır. En çok çeşitli travmalar sonucu oluşabilen burun kırıklarına rastlanır. Çoğu kez burun kırığı fark edilmez. Özellikle çocuklarda, travma sonrası uygun biçimde tedavi edilmeyen kırık bir burnun, bozuk biçimde iyileşerek, estetik sorunların yanı sıra hava geçişinde zorluklar yaratabileceği unutulmamalıdır. Böyle biçim bozukluklarının yetişkin yaşta cerrahi yolla onarılması güçtür.
Altçene kırığına özellikle trafik kazalarında ve sporcularda oldukça sık rastlanır. Bu kemikteki kırıklar, oluşan biçim bozukluğundan ötürü kolay fark edilir. Ama bazen kemik uçlarındaki oynama çok hafif olduğundan kırık anlaşılamayabilir.Hastanın ağzını kapatamaması ve tükürüğün kanla kanşık olması altçene kınğının belirtilerindendir. Altçenenin tüm hareketleri acı verir. Çoğunlukla dişlerde de kınlma vardır.Bu durumda yapılacak ilkyardım çeneyi hafifçe kaldırarak ağzı üst ve alt dişler iç içe oturana değin kapatmaktır. Daha sonra çene, iki şeritle başın üstünden ve enseden bağlanarak sabitleştirilir.Hastada kusma varsa, bağı çözmek gerekecektir. Çene nazikçe desteklenerek kusma bitinceye değin baş bir yana çevrilir.

OMURGA KIRIKLARI

Omurga kırığı, ilkyardımda en çok sorun oluşturan türdür. Yanlış bir hareket, omurga içinden hareket sinirlerine ve duyulara giden sinir köklerini ya da omuriliği örseleyerek felce neden olabilir. Boyun omurlarındaki kırıklarla öteki omurga kırıklarını ayırt etmek gerekir. Boyun omurlarındaki kırıklarda hastayı hareketsiz tutmak çok önemlidir. Hastanın taşınması için en az 4 kişi gereklidir. Hastayı sedyeye ya da kumaş kaplı tahta bir levhaya (en az iki metre uzunluğunda olmalıdır) taşırken
bir kişi başı vücut doğrultusunda tutmalı, biri omuzlan, biri kalçaları, öteki de bacakları tutarak kaldırmalıdır. Bu koşullar sağlanamıyorsa, en iyisi cankurtaranı beklemektir. Olanak varsa hasta, sedyeye koyulabilecek kadar kaldırılıp sık aralıklı şeritlerle bağlanır. Başın altına hiçbir şey koyulmamalı, ama hastaneye gidene değin hareketsiz kalmasını sağlamak için kenarlarına sert ya da yarı sert nesneler (gazete, katlanmış giysiler vb) yerleştirilmelidir. Sırt ve bel kınklarında da aynı önlemler alınmalıdır. Hasta bulunduğunda sırtüstü durumdaysa, döndürmeden önce tahta levhayı uygulayarak omurgada oluşacak kıvnlmalar önlenmelidir. Bu dummda da doğm hareket etmek olanaksızsa, en iyisi cankurtaranı beklemektir

KOPAN ORGAN NAKLİ:
İLK YARDIM Kopan_parmak_nakl_

Kaza yada felaketlerde organ kopmalarına sıklıkla rastlanmaktadır. eğer organ tamamen koparsa total amputasyon, kısmen kopmuşsa (damarları kesik olup kısmı bir deri parçasının veya tendonların sağlam kalması vb.) buna suptotal amputasyon denir. Total amputasyonda kopan organ replantasyon yolu ile tekrar yerine konur. Bu durumlarda, hasta ile kopan organı, steril koşullarda sarılarak acilen sağlık birimlerine iletilir

YARALANMALAR VE İLK YARDIM
YARALANMALAR

Yaralanmalarda öncelikle:
-Dezenfektan (mikrop öldürücü) maddenin yaranın içine girmesi engellenmelidir.
-Toz ya da pomat gibi maddeler kullanılmamalıdır.
-Kullanılan sargı fazla sıkılmamalıdır.
Yaralanma terimi, demin, bazen derialtının hatta daha derindeki dokuların bütünlüğünün bozulması için kullanılır.

Yaralanmalar basitçe şöyle sınıflandırılabilir:

a)Basit yaralanmalar: Şiddetli kanamalara neden olmayan, yaşamsal önemi olan organlrın zedelenmediği ve fazla yaygın olmayan yaralanmalardır.
b)Ağır yaralanmalar: Yara derindeki dokuları da içine alıyorsa ve bölgedeki yapıların bütünlüğü bozulmuşsa; genişçe bir alana yayılmışsa ve aynı bölgede birden çok yara varsa; şiddetli kanamalara neden oluyorsa; derindeki yapılar açığa çıkmışsa ya da yara bölgesinde yabancı cisimler kalmışsa, ağır yaralanmadan söz edilir. Ağır yaralarımalara yaklaşım ve tedavi yöntemleri ile şiddetli kanamaların tedavisi farklıdır. Bu maddede yalnız küçük yaralanmalar ele alınacaktır.
Yapılması Gerekenler;
Dikkatsizlik, acelecilik ve yorgunluk gibi nedenlerle yalnızca çocuklar değil, erişkinler de evde ve evin dışında küçük kazalara uğrayabilmektedir. Bir bıçak ya da kırık bir cam parçasıyla yaralanma sonucunda oluşan ve çok kanamaya neden olan bir kesik, duvar ya da demir. törpüsü gibi pürtüklü bir yüzeye sürtünme sonucunda ortaya çıkan bir sıyrık ya da çekiç ve çivi kullanırken ortaya çıkan yaralanmalar karşısında ne yapılmalıdır'? Böyle bir durumda her şeyden önce sakin olmak, tartışmaya girmeden yaralanan kişiyi bir an önce aydınlık bir yere oturtmak gerekir.
Bundan sonra, acil girişimde bulunacak kişinin aşağıdaki temel noktaları göz önüne alması gerekir:

1)Girişimi yapacak kişi ellerini su. ve sabunla iyice yıkamalı ve temiz bir havluyla kuruladıktan sonra alkolden geçirerek havada kurutmalıdır.
2)Yara kollardaysa yaralının parmaklanndaki yüzükler ve kollaıındaki bilezikler çıkarılmalıdır. Böylece yaralanma bölgesinde ödem oluşursa bölgedeki kan dolaşımı engellenmemiş olur.
3)Yaranın çevresindeki bölge saf suyla (gerekirse su ve sabunla) yıkan-malı, yara bölgesine dokunulmamalıdır.
4)Yaranın çevresi dezenfektan (mikrop öldürücü) maddeye batınlmış bir parça pamukla silinmelidir.
5)Yaranın çevresi silinirken dezenfektan maddenin doğrudan yaraya değmemesine dikkat edilmelidir. Dezenfektan madde derinin bütünlüğünün bozulduğu yara bölgesindeki hücrelere zarar verebilir.
6)Yaranın üstüne pomat ya da toz ve pudra halindeki ilaçlar sürülmemelidir.
7)Yara bölgesini steril gazlı bezlerle koruyun.
8)Bölgeyi bir sargı bezi ile çok sıkmadan, yaranın her yanını hafifçe ve aynı ölçüde saracak biçimde sann. (Sargı bezinin tek işlevi yara bölgesine sürülen ilacın yerinde kalmasını sağlamaktır.)
9)Yara bölgesinde yabancı cisim (örneğin cam parçaları) varsa sargı yapılmamalı, bölgeyi korumak için üzerine bol miktarda birkaç kez katlanmış steril gazlı bez ya da temiz mendil konmalıdır. Bu sırada yaraya baskı uygulamanın yabancı cisimlerin daha da derine gitmesine yol açabileceği unutulmamalıdır.
10)Yara bölgesinde yabancı cisim varsa ya da yara paslı ya da kirli bir cisimle oluştııysa kazazede mutlaka bir ilkyardım merkezine ulaştınlmalıdır.

Küçük Yaraların Bakımı

Evde ya da işyerinde oluşan küçük yaralarda, yara bölgesi uygun bir yöntemle temizlenu1kten sonra steril gazlı bezle kapatılıp sanlmalıdır.
Aşağıdaki iki temel kural unutulmamalıdır:
-Kullanılan steril gazlı bezler kuru olmalı; yara bölgesinin yumuşamasını önlemek için yaranın çevresi yıkanıp temizlendikten sonra iyice kurulanmalıdır.
-Bölgeye uygulanan sargı ya da flasterin kirlenmedikçe ya da ıslanmadıkça değiştirilmesine gerek yoktur. Gerektiği gibi yapılan sargı, günlerce yara bölgesinde kalabilir.Yara bakımı için gerekli malzemenin olmadığı durumlarda, kanamayı saptayabilmek için açık renkli sargı malzemesi kullanılması önerilir. Steril gazlı bezleri yerinde tutmak için mendil, kravat, havlu ve hatta kadın çorabı bile kullanılır
aquadmin
aquadmin
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 403
Yaş : 50
Nerden : AQUATICFORUM
Lakap : MrFish
Reputation : 25
Points : 548
Kayıt tarihi : 22/01/08

http://www.aquaticforum.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz