ATATÜRK
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
ATATÜRK
[flash(http://www.meb.gov.tr/belirligunler/ataturk/Ata.swf,600)]600[/flash]
En son hbgokhan tarafından Paz Kas. 10, 2013 12:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Geri: ATATÜRK
M.Kemal ATATÜRK
ATATÜRK’ÜN PAŞA CAMİİNDE YAPTIĞI KONUŞMA
7 ŞUBAT 1923
ATATÜRK´ün ZAĞNOS PAŞA CAMİİNDEKİ HUTBESİ. (BALIKESİR)
Ey
Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allahın esenliği, sevgisi ve
iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak
tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi
seçilmiştir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce
Kur´an´daki
mânası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz,
son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe
tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış
olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunarı arasında çelişki olması
gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan
Cenabı Hak´tır.
Arkadaşlar;
Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri
kendi evi, diğeri Allah´ın evi idi. Millet işlerini Allah´ın evinde
yapardı. Hazreti Peygamber´in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada
milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek
maksadıyla bu kutsal yerde Allah´ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna
eriştiren Balıkesir´in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı
çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevab kazanacağımı ümit ediyorum.
Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için
yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için
neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak,
danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı
ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya
için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için
neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi
söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum.
Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil,
milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından
ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız
serbestçe sormanızı rica ederim.
Hutbeler hakkında sorulan
sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin şekli, milletimizin duygusal
fikirleri ve lisanı ile medeni ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir.
Efendiler, hutbe demek topluma hitabetmek, yani söz söylemek demektir.
Hutbenin manası budur.
HUTBE denildiği zaman bundan birtakım
kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz
söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber´in hayatta olduğu
mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve
gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz
ki,gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün
sorunlarıdır, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal
konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri genişlemeye
başlayınca, Cenabı Peygamber´in ve dört halifenin hutbeyi her yerde
bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadığından halka söylemek
istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım kişileri memur etmişlerdir.
Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve
meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek
için bir şart lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu
söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan
haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği
zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve
milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından
gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar.
Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onların da
bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, Halife ve
Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye
mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve ona yol
gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki
hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak
demektir.
Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları
gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisi´nde söylediğim bir nutukta
demiştim ki "Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan
kaynağı, ışık kaynağı olmuştur." Böyle olabilmek için minberlerde
söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine
uygun olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve
medeni olayları hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği
takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler
tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk 07-Şubat -1923(ALINTI)
ATATÜRK’ÜN PAŞA CAMİİNDE YAPTIĞI KONUŞMA
7 ŞUBAT 1923
ATATÜRK´ün ZAĞNOS PAŞA CAMİİNDEKİ HUTBESİ. (BALIKESİR)
Ey
Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allahın esenliği, sevgisi ve
iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak
tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi
seçilmiştir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce
Kur´an´daki
mânası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz,
son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe
tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış
olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunarı arasında çelişki olması
gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan
Cenabı Hak´tır.
Arkadaşlar;
Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri
kendi evi, diğeri Allah´ın evi idi. Millet işlerini Allah´ın evinde
yapardı. Hazreti Peygamber´in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada
milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek
maksadıyla bu kutsal yerde Allah´ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna
eriştiren Balıkesir´in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı
çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevab kazanacağımı ümit ediyorum.
Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için
yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için
neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak,
danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı
ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya
için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için
neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi
söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum.
Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil,
milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından
ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız
serbestçe sormanızı rica ederim.
Hutbeler hakkında sorulan
sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin şekli, milletimizin duygusal
fikirleri ve lisanı ile medeni ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir.
Efendiler, hutbe demek topluma hitabetmek, yani söz söylemek demektir.
Hutbenin manası budur.
HUTBE denildiği zaman bundan birtakım
kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz
söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber´in hayatta olduğu
mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve
gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz
ki,gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün
sorunlarıdır, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal
konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri genişlemeye
başlayınca, Cenabı Peygamber´in ve dört halifenin hutbeyi her yerde
bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadığından halka söylemek
istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım kişileri memur etmişlerdir.
Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve
meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek
için bir şart lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu
söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan
haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği
zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve
milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından
gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar.
Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onların da
bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, Halife ve
Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye
mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve ona yol
gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki
hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak
demektir.
Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları
gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisi´nde söylediğim bir nutukta
demiştim ki "Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan
kaynağı, ışık kaynağı olmuştur." Böyle olabilmek için minberlerde
söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine
uygun olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve
medeni olayları hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği
takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler
tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk 07-Şubat -1923(ALINTI)
En son vgokhan tarafından Cuma Kas. 19, 2010 7:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
vgokhan- SUPER MODERATÖR
-
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz