AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU?

Aşağa gitmek

KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU? Empty KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU?

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Eyl. 06, 2008 6:40 am

KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU?

KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU? Beyin-hafiza Kolesterolden yüksekliğinden değil, kolesterolsüz kalmaktan korkmamız gerekir.
Kolesterolden yüksekliğinden değil, kolesterolsüz kalmaktan korkmamız gerekir. The
Wall Street Journal’da Dr. Orli Etingin ‘kolesterol düşürücü olarak
kullanılan (statinlerin) kadınları aptallaştırdığı’ söylüyor. Peki bu
haplar neden aptallaştırıyor? iyibilgi özel


The Wall Street Journal’da Dr. Orli Etingin ‘kolesterol düşürücü olarak kullanılan
(statinlerin) kadınları aptallaştırdığı’ söylüyor

Major depresyon, intihar eğilimi, konsantrasyon bozuklukları ve düşük kan
kolesterol düzeyi[2] mortalite (ölüm) gibi konular ise şimdilik sadece
konunun uzmanlarınca biliniyor, kardiyologların ise hiç duymak ve
bulaşmak istemediği bir konu!

Dr. Orli Etingin’in gözlemlerinde
haklılık payı var mı? Dr. Orli Etingin’in gözlemleri haklı ise sinir ve
beyin sisteminin mutlaka bir şekilde etkilenmiş olması gerekir.
Kardiyoloji dünyasının çok sevdiği statin ilaçları beyinde ne yapıyor
ki, insanlar bu ilaçları kullanırken beyni bulanıyor ve aptallaşıyor

Beyin, kolesterol ve kolesterol düşürücü ilaçların birbirleriyle bağlantısı nedir?

Birçok
vatandaşımız, kolesterol konusunu çok iyi bildiğini vurgulamak amacıyla
hemen ortaya çıkar ve konuşur: “Kolesterolü karaciğer yapar”. Bazen
doktorunuz size, zamandan kazanmak için kısaca şunu söyler: “Sizin
karaciğeriniz fazla kolesterol yapmış ve kolesterolünüz yükselmiş”. Vay
canına!.

Karaciğer önemli bir organdır ve elbette kolesterol üretir

Fakat çoğu uzmanın genel olarak söylemediği bu nedenle insanlarında haklı
olarak bilmediği bir şey daha vardır: Karaciğer dâhil, bütün doku ve
organlarımız kolesterol molekülleri üretmek zorundadır. İyi, kötü,
güzel, çirkin, yakışıklı, metroseksüel gibi kolesterole ithaf edilen
çeşitli sıfatlara takılmazsanız, evrensel kolesterol molekülünün
tekliğini, sahip olduğumuz bütün organizmanın aynı kolesterol
molekülünü ürettiğini ve kullandığını da görmüş olursunuz!

Böbrekleriniz,
dalağınız, kaslarınız, üreme hücreleriniz aklınıza gelen ve gelmeyen
bütün doku ve hücreleriniz kolesterol üretmek ve mutlaka kullanmak
zorundadır. Kolesterol üretmeyen veya kolesterol kullanmayan hücrelerin
yaşama şansı zaten hiç yoktur.

Sinir ve beyin[3] sistemi de buna elbette buna dâhildir.

Karaciğer dışı çoğu organların kolesterol üretimini küçümsemek için “yok öyle bir
şey” veya ‘var ama kolesterol üretim miktarı az’ şeklinde ayak
oyunlarıyla bu konuyu asla geçiştiremezsiniz! Çünkü karaciğer dışında
kalan organ, doku ve hücrelerimizde kolesterol üretimi yapılamadığı
veya yeterli olmadığı zaman çeşitli problemler ortaya çıkar.
Düşüncelerimize göre yaşlanmaya başladığımız, zekâ ve hafızamızın en
fazla zorlanmaya başladığı anlar işte bu zamanlarda ortaya çıkar. .

Özellikle karaciğer dışındaki organlar kolesterol molekülleri ortaya çıkaramıyor
ve üretmiyorsa, bizim çok iyi, cici, mükemmel sıfatlarıyla
tanımladığımız lipoprotein türü olan HDL veya HDL-kolesterolünüz de
kanda bulunma şansı hiç olmaz! HDL adlı partikülün görevi, karaciğer
dışında farklı doku ve organların oluşturduğu kolesterol moleküllerini
taşımaktır. Yani karaciğer dışındaki organlar kolesterol üretmiyorsa bu
durumda yaşamakta pek mümkün olmaz!

HDL kolesterolünüzün[4]
istenilen düzeyde olup olmaması, bir anlamda karaciğer dışında kalan
organlarınız kolesterol üretimine bağlıdır. Elbette iyi HDL
parçacıkları ve HDL-kolesterol yüksekliği için tek faktör[5] bu değil,
fakat çok çok önemli faktör! Dengeler öylesine hassas ki, düşünülenin
tersine aşırı HDL yüksekliği de tehlikeli. Gereksiz HDL yükselmeleri
tıpkı, LDL yüksekliği gibi sakıncalıdır ama çoğu zaman sizlere[6] bu
durum doktorunuz tarafından söylenmez!

Yani hangi gerekçeyle
olursa olsun HDL-kolesterol yüksekliği de öldürücü olabilir. Özetle
HDL-kolesterolünüz yüksekliğine[7] de çok fazla güvenmeyin!

Yani hem HDL’niz, hem de LDL’nizin yüksek olması sizi hastalandırabilir!

Bu işte bir tuhaflık var değil mi?...

Neden ve nasıl olduğunu kavramadığınız zaman LDL veya HDL deki yüksek bulgular sizi hasta yapıyor.

Bu çok ciddi bilimsel sorun!...

Kolesterol denilince kardiyologlar kalbi, dahiliye uzmanları karaciğeri düşünür!

Oysa nöroloji uzmanlarının aklına ise sürekli beyin ve sinir sistemi gelir.

Kolesterol
konusu, kocaman fili sadece tek noktadan tanımlamaya çalışan onlarca
farklı uzmanın çalıştığı bir konu gibidir bana göre. Aslında fikir
çatışmaları da bu nedenle ortaya çıkar. Farklı konularda uzmanlaşmış
araştırmacılarında karşılarına bilimsel bir sorun gelince,
araştırmacılar konuyu sadece kendi açısından, kendi uzmanlık aynasından
görür. Kardiyologlar, nörologlar, gerontoloji uzmanları (yaşlanma
uzmanı), sitologlar (hücre bilimcisi) ve benim gibi sıradan
biyologların (canlı bilimcisi) konuya bakışlarında bu nedenle çeşitli
farklılıklar olabilir. Buna bilimsel çatışma diyebilirsiniz, bu her
zaman olabilir!

Fakat çeşitli uzmanlar arasındaki görüş
farklılıkları aşırı derinlik içermeye başladığı zaman, olayda bilimsel
çatışma değil mecburen başka şeyler aramak zorunda kalırsınız!

Ben de haliyle bir biyolog olarak, kardiyologlar sadece karaciğerin
ürettiği kolesterolü ön plana çıkarılıyorsa, diğer organların,
böbreklerin, beyin sisteminin, üreme organlarının kolesterol üretip
üretmediğini[8] sorarım!

Ve kardiyologların kolesterol düşürücü
olarak kullandıkları statinlerin yani kolesterol yapımını engelleyen
ilaçların, diğer organlardaki kolesterol üretimini, yapımını engelleyip
engellemediğini öğrenmeye çalışırım!

Ve çoğunlukla da cevap alamam, çünkü cevap verilmez, bu aslında araştırılması istenmeyen top secret bir konudur?

Okuyucu olarak unutmamanız gereken nokta sadece karaciğer değil, bütün
organlarımız kolesterol ürettiği gerçeğidir ve düşündüğünüzden çok daha
önemlidir

Bazıları için önemli olmasa da, sinir sistemi ve özellikle beynimizde, diğer organlara oranla çok büyük miktarda kolesterol vardır. İnsan beyninin yüz gramında, 2200 (ikibinikiyüz)
mg’dan fazla kolesterol bulunur.

Yeni doğmuş bir bebek beyninin toplam ağırlığı yaklaşık 360 gr iken, gelişimini tamamlamış bir beyin
ağırlığı 1400 gr’a ulaşır. Bebeklikten itibaren beynin içerdiği
kolesterol miktarı da değişim gösterir ve 27 gr’dan 32,2 gr’a kadar
çıkar[9]. İlginç ve şaşırtıcı olan bebeklikten başlayan değişime bağlı
olarak vücut ağırlığı başına düşen beyin kolesterol miktarı ise 0,77
gr/kg’dan 0,49 gr/kg’a kadar düşer[10].

Sağlıklı bir beyin ve sinir hücreleri sadece kendisi için kolesterol üretmez, sahip olduğumuz
kandaki HDL kolesterolü yükseltmek için, total kolesterol miktarının
yaklaşık % 1’inin üretimine de ayrıca katkı sağlar.

Tahmin etmekte zorluk çekmeyeceğiniz gibi gençlik yıllarımız sırasında beyinde kolesterol sentezi son derece hızlı ve yüksektir. Fakat erişkinliğe ulaştığımızda beyin hücrelerimizin kolesterol sentez hızı düşmekte ve beyin hücrelerinin organizmayı ilgilendiren faaliyetlerinde de çok
çeşitli yetersizlikler ortaya çıkmaktadır. .

Hatta can sıkıcı durum Alzheimer hastalarının beyinlerinin değişik bölgelerindeki bazı kolesterol ürünleri (24S hidroksikolesterol) miktarlarında da kontrollerle karşılaştırıldığında hafif azalma olduğu gösterilmiş[11],
bu da dolaylı da olsa bu tip yaşlı hastalarda beyin hücrelerinde
kolesterol yapımının (sentezinin) yeterli olmadığını ortaya çıkarması
açısından son derece önemlidir.

O zaman beyin hücreleri, kandaki lipoprotein partiküllerinden (kolesterol taşıyan parçacıklardan)
kolesterol alsın, bu iş bitsin diyeceksiniz değil mi?

Bu o kadar kolay değil!

Beyin hücreleri bunu yapamaz!

Beyin hücrelerinin, beyinsizliği de değildir sorun!

Beyin organı ve beyin hücreleri için kolesterol molekülleri, öylesine önemlidir ve değerlidir ki, kolesterol ihtiyacının karşılanması konusunda beynimiz diğer organların ve karaciğerin kolesterol üretim garantisine güvenmez. Hatta daha da ileriye gidip, dışardan gelebilecek
kolesterol moleküllerine karşı hücresel bir set, bariyer oluşturur.
Amaç bellidir başka yerde üretilen kolesterol molekülleri beyin
hücrelerine gelmesin[12].

Anlayacağınız beyin hücreleri kendi kullanacağı kolesterolünü kendi sentezler: kandan ve kan
lipoproteinlerinin hiç birinden hücrede kullanmak üzere kolesterol
molekülleri almaz[13], alamaz!...

Birçok uzman, kandan ve lipoproteinlerden beyin hücrelerine kolesterol moleküllerinin
geçmediğini aslında çok iyi bilir… Yani kan beyin bariyeri (blood-brain barrier) nedeniyle kandan hiçbir şekilde beyin hücrelerine kolesterol moleküllerinin geçmediğini mesleklerinin gereği olarak bilmek
zorundalar zaten!

Kolesterol teorisinin ilk ortaya çıktığı zamanlardan şu ana kadar ortaya çıkan bütün bilimsel çalışmalarda, beyin gelişiminin devam ettiği gebelik dönemi dâhil, yeni doğanların
bebeklik döneminde ve erişkinlerde LDL veya HDL kolesterol esterinin plazmadan beyne girişi hiçbir bilimsel çalışmada gösterilememiştir[14]. Merkezi sinir sistemine, yani beynimize dışardan kolesterol esterleri
(kolesterol+yağ asitleri) ya da kolesterol molekülleri asla giremez[15].

Çoğu araştırmacı özellikle Nöroloji Uzmanları bu konuyu çok iyi bilir!

Fakat tesadüf bu ya bazı uzmanlar da bu kan beyin bariyerini bilmez!

O zaman da hiçbir bilimsel değeri olmayan araştırmalar ve komik, eğlenceli haberler ortaya çıkar.

Amaç sözüm ona yaşlı insanları kan kolesterol düzeyinin tehlikelerine karşı uyarmak adına yapılıyor gibi görünse de, gizli bir el insanları ilaç şirketlerine ve özellikle kolesterol düşüren statin ilaçlarına doğru yavaş yavaş yönlendirir.

Fakat kandaki lipoprotein ve kolesterol moleküllerinin beyin hücrelerine geçemeyeceğini biliyorsanız bazı bilimsel çalışmaları ve gazete haberlerini okurken sadece ve sadece gülersiniz. İşte yaşlı insanlarımızın yüreğine korku salan bana göre bazı uyduruk araştırma sonuçlarından ortaya çıkan bazı haberler.

—Kandaki yüksek kolesterol, sinir sistemine zarar verirmiş,(bariyersiz sinirler)

—Yüksek kolesterol hafıza kaybı yaparmış (bariyersiz hafıza)

—Kandaki yüksek kolesterol sağlıklı düşünmeyi engellermiş (bariyersiz düşünme)

—Yüksek
kan kolesterol değerlerine sahip kişilerin, beyin hücreleri etkilendiği
için bunama çok daha hızlıymış (bariyersiz bunama)

—Alzheimer
gibi beyin hastalıklarında kan kolesterol düzeyinin yüksek olması beyin
hücrelerinin çalışmasını bozuyormuş (bariyersiz beyin).

Blood-Brain Barrier konusunu, nöroloji uzmanlarının farklı alanlarda çalışan bazı meslektaşlarına hatırlatması gerekiyor bence!

Yayınlar öylesine sıklıkla çıkıyor ki karşınıza, tek parametrede yüksek kolesterol düzeyindeki yaşlıların daha çok yaşayabildiği gerçeği, Prof.Dr. Ahmet Aydın ve Prof. Dr. Rasim Küçükusta gibi uzmanların tüm uyarılarına rağmen[16] ortada kalıp kaynayıp gidiyor. Tek parametrede
düşük kolesterollü yaşlı insanlarımızda ölüm sıklığının arttığını, düşük kolesterol düzeylerinde yaşlı insanların daha çabuk öldüğünü gösteren çeşitli çalışmalarda bu yoğunlukta unutulup gidiyor.

Beyin hücreleri mutlaka kolesterol üretmeli!..



En son vgokhan tarafından C.tesi Eyl. 06, 2008 6:41 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU? Empty Geri: KOLESTEROL İLAÇLARI APTALLAŞTIRIYOR MU?

Mesaj tarafından vgokhan C.tesi Eyl. 06, 2008 6:40 am

‘Beyin hücreleri kolesterol üretmiyorsa ne olur?’sorusunun cevabı, düşüncelerimizin en trajik bölümünü oluşturuyor.

Normal
şartlarda beyin hücrelerimizin, beynin ve merkezi sinir sisteminin
çalışması için üretmiş olduğu tek bir kolesterol molekülü 5 yıllık bir
yarılanma ömrüne sahiptir. Bunun anlamını bilmeyenler için mutlaka
açıklamalıyız. Sinir sistemi ve beyin hücreleri 5 yıl içinde sahip
oldukları bütün kolesterol moleküllerini yenilemek zorundalar (sadece
1400 gr’lık beyin hücrelerinin içerdiği kolesterol 5 yıl içinde
yenilenmeli), beyin ve sinir hücreleri sahip olduğu kolesterol
miktarını 5 yıl içinde yenilemek, yeni kolesterol molekülleri elde
etmek zorunda. Kısaca organizma içindeki kolesterolün yarılanma
süresinin anlamı bu.

Söz
konusu kolesterol molekülleri nöron ve glial hücre zarlarında ve
miyelin kılıfı olmak üzere iki önemli bölgede yerleşirler[17].
Beynimizde bulunan toplam kolesterolünün % 70’i
sinirsel iletimde
çok önemli rolü olan sinir hücrelerinin miyelininde bulunduğunu
hatırlatalım. Ve tabiî ki bütün bu kolesterol miktarının beyin ve sinir
sistemi hücrelerince ileride kolesterolü oluşturacak
olan ilk moleküllerden (asetil Co A) sentezlenmek zorunda olduğu (novo
sentez) unutulmasın.

Dolayısıyla
dışardan besinsel olarak alınan kolesterol miktarının doğrudan beyin
hücreleri üzerinde olumlu ya da olumsuz yönde rolü olmadığını, fakat
sağlıklı yağ alımıyla diğer doku
ve organlarındaki düzensizliklerin
engellenebileceğini, bunun da beyin işlevlerini kolaylaştırabileceğini
ifade etmiş olalım[18]. Özellikle
yağ asitlerinin, proteinlerin ve şekerler gibi biyokimyasal maddelerin
son yıkım ürünü olan asetil Co A adlı molekül, kolesterol yapımında
gerekli ilk molekül olarak ortaya çıkar ve kan beyin bariyerini çok
rahat geçebilir.

Ayrıca
meraklıları için önemli bir konuyu vurgulamak zorundayız. Merkezi sinir
sistemi hücrelerinde, yani beyin ve sinir hücrelerinde kolesterol
üretim hızı, bildiğiniz bütün organlardan çok daha fazladır. ‘Hücresel
kolesterol üretim hızı’ deyince beyin ve sinir sistemi hücreleri
karşısında, karaciğer
hücreleri dâhil bütün hücreler çok gerilerde
kalırlar. Nasıl denir;hani kendi aralarında yarış yapsalar beyin
hücreleri yanında, diğerorganlar arkalardan sürekli nal toplamak
zorunda kalırlar[19].

Fakat işin can sıkıcı tarafı yaşlandığımız
süre içinde bu yarışta göreceli olarak beyin hücrelerinin bu yarışı
kaybedeceği gerçeğidir[20].Yaşlandığımız süre içinde beyindeki
kolesterol sentez hızı sürekli
azalır, azalır…Her araştırmacı kan kolesterol düzeyine takılıp kalmıştır, çoğu bunu göremez.

Kardiyologlar başta olmak üzere, birçok bilim uzmanının gözden kaçırdığı sorunlar ise burada saklıdır.

Beyin başta olmak üzere bütün doku ve organlar zaman içinde hücresel
kolesterol üretme (sentez) yeteneğini kaybederken, karaciğer organı bu
genel durumun dışında kalabilir mi?

Bizce karaciğer hücreleri, bütün organizma hücrelerini etkileyen bu genel durumun dışında kalamaz, çünkü organizma bir bütündür!

Yani aslında karaciğerde yaşlandıkça fazla kolesterol üretmez!

Kolesterol
yüksekliğinde, karaciğerin fazla kolesterol ürettiği düşüncesi ve bu
konu üzerinde yapılan binlerce araştırmanın hepsi tamamen saçmalıktır
.ve çöpe gidecektir!

Bazıları kızmadan hemen açıklayayım;
Karaciğer hücrelerinin kolesterol ve yağ üretimindeki eksiklik, total
kolesterol düzeyi ile anlaşılmaz, karaciğerin salgılamış olduğu
lipoproteinler üzerinde kolesterol molekülleri eksiklikleri ortaya
çıkar ve bu nedenle araştırmacılar tarafından hiç fark edilmez (small
LDL, small HDL vs).

Lipoprotein
partikülünü oluşturan kolesterol dâhil bazı bileşenler zaman içinde
mutlaka azalır, söz konusu sorunlu partiküller kullanılamaz ve kanda
birikir. İşte bilimsel tartışmalara neden olan sorunlarda [21] burada
başlar, kolesterol masalı kan damarlarına, beyin damarlarına doğru
kaymaya başlar!

Total lipoprotein partikül hipotezinde[22]
matematiksel olarak ifade edilmeye çalışılan, birkaç dostum hariç, çoğu
bilim adamının göremediği asıl gerçek ise burada saklıdır. Organizmada
normal sağlıklı bir insana oranla partiküllerinizin yapımında (anabolik
nedenlerle) total anlamda
lipit açığı vardır! Kanda görülen tek
parametrelik yüksek kolesterol yapımla ilgili (anabolik) değil, tam
tersine yıkımla ve kanda oluşan birikimle (katabolizma) ilgili bir
sorundur.

İşte bu nedenle bize göre kolesterol ilaçları
(statinler) dünya bilim tarihinin en büyük yanılgısı olarak ilerleyen
yıllarda kayıtlara geçecektir. Çünkü tıp dünyası var olan bir sorunu,
anabolik yolu engelleyerek statinlerle çözmeye çalışmaktadırlar ki, bu
bilim adına saçmalamaktan başka bir şey
değildir.

Yaşlandıkça
doku ve organlarımızın sahip olduğu bütün hücreler, hızlı kolesterol
sentezleme yeteneğini kaybeder. Buna karaciğerde dâhildir!

Yaşlandıkça
beyin hücrelerimizde ortaya çıkan ve çeşitli beyin ve sinir sistemine
ait rahatsızlıklarda bu durumun ilginç göstergeleri arasında yer alır.

Sinir sistemi ve beyin yeterli miktarda kolesterol molekülleri üretemezse ne mi olur?

İnanın bunu tahmin etmek, uzman olmayanlar için bile hiç zor değildir. Artık
yaşlanmış, masum, belki biraz sinirli, kızgın fakat sevimli aile
fertlerinizi incelemeniz, bu konuyu kavramak için yeterli olacaktır…

Beyinde
üretilen kolesterolün %70’i sadece miyelinde kullanılıyorsa birçok
sorunun cevabını çekinmeden sizler verebilirsiniz. Çünkü yaşlılarda
görülen birçok nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların temelinde miyelin
bozulmaları vardır ki, bunu sizlere detaylı olarak nöroloji uzmanları
anlatabilir. Biz kabaca yaşlılarda bunama, hafıza kaybı, nöropati gelişebildiğini açıklamakla yetinelim.

Zaman içinde organizmada hücresel (anabolik) olarak kolesterol sentezi azalıyor!

Bütün
bu tersliklerin yanı sıra, kolesterol ilaçları yani statinler, bizim
çok güvendiğimiz kan beyin bariyerini geçiyorsa gerçekten yandınız!

The Wall Street Journal’da Dr. Orli Etingin’in dikkat çekmeye çalıştığı nokta bu ve bizce çok önemli…

Yapılan
çalışmalara bakılacak olursa kandan beyin hücrelerine kolesterol geçişi
olmamasına karşın, özellikle statin türevi ilaçlar kan beyin bariyeri
aşıyor ve beyinde kolesterol sentezini engelliyor gibi görünüyor! Yoksa
başka türlü bu ilacı kullananlarda yan etki olarak neden sinirsel
rahatsızlıklar ve nöropati oluşsun ki?

Yaşlı olduğunuz için kolesterol üretiminiz yetersiz olmasına rağmen, gittiğiniz doktorda
size sadece kan kolesterol değerlerinize bakarak, kolesterol düşürücü
bir ilaç yazmışsa gerçekten çok kötü şeyler olabilir

En kibar deyimle insanlar bu durumda aptallaşır! Kolesterol ilaçlarının aptallaştırma etkisi de bizce burada başlar!

Dr. Orli Etingin işte bu noktada sonuna kadar haklıdır…

Artık küresel ilaç şirketleri de işi iyice azıttı!

Henüz beyin, sinir sistemi gelişimini tamamlanmamış çocuklara bile kolesterol
ilaçları vermek istiyorlar! Beyni gelişmeyen aptal bir nesil ortaya
çıkması ilaç şirketlerinin sorunu değil ki, onlar kazandıkları paraya
bakıyorlar!

Sadece
çocuklar, kalp krizinden korkan insanlarda değil ilaç şirketlerinin
hedefinde olanlar. Özellikle yaşlı insanlar üzerinde duruyorlar, yaşlı
insanlarda merkezi sinir sisteminin, beynin
ihtiyaç duyduğu kolesterol ilaç şirketlerinin umurlarında bile değil!

Son zamanlarda yaşlı insanlara kolesterol ilaçlarını satabilmek için yapmadıklarını bırakmıyorlar!

Yaşlı
insanlarda varolan ölüm korkusunu sömürgeciliği ise tam bir komedi ve
daha bitmedi. Söz konusu kolesterol düşüren ilaçlar bunamayı, hafıza
kaybını, kalp kasları zayıflığını sözüm ona önledi, şimdi başka bir
olayı ön plana çıkarmaya çalışıyorlar! Çok önceden söylendiği gibi
yakında
içeceğimiz suya da kolesterol düşürücü katmaya kalkarlarsa hiç
şaşırmayın. Yaşlılara verilecek, çocuklara verilecek, orta yaşlılara
verilecek! Çok ünlü kardiyologlarımıza göre, yüzyılın icadı sayılıyor
bu ilaçlarımız!

Yani mucize bir ilaçmış bu statin adı verilen kolesterol düşürücüler…

Bilimin geldiği noktaya bir bakın, bilim artık mucizelere inanıyor!

Sanki vapurda jilet satıyorlar!

Bu
ilaç
sadece kolesterol yapımını durdurmuyormuş aynı zamanda dalağa,böbreğe,
gözlere, uykusuzluğa, sinirlere, şekere, akciğer
yetmezliğine,tansiyona, kansere, iktidarsızlığa iyi geliyormuş:- Aman
Tanrım gerçekten bu ilaç gerçekten bir mucize!

Bir beyin hastalığı olan Alzheimer’a, kolesterol düşürücü ilaçlar nasıl olduğu anlaşılmaz bir
biçimde iyi geliyor ve hastalara fayda sağlıyormuş:-Oh oh ne güzel?...

Sözde
kolesterol
sentezi durduran bu ilaç, inanılmaz bir şekilde Alzheimer hastalarında
bulunan bazı kötü proteinleri de yok edebiliyormuş:-Hadi bee şaka
yapıyorsun proteinlere de etkili hadi hayırlısı!

Statin verilen ilaç, Alzheimer hastalarında, hafıza, zekâ yani IQ gelişimi hızlanıyormuş: -Hay sizin IQ’nuzu sevsinler!..

Pardon beyler, bilim gözlüğünü takın ve yeniden bir bakın!

Beyin hücrelerinin kolesterol üretimi ne alemde?...

Mevlüt Durmuş
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz