AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓

Join the forum, it's quick and easy

AQUATICFORUM
AQUATICFORUM A HOŞGELDİNİZ.FORUMDAN DAHA ETKİN YARARLANMAK İÇİN LÜTFEN GİRİŞ YAPINIZ.
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓ ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
AQUATICFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ

Aşağa gitmek

İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ Empty İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ

Mesaj tarafından vgokhan Perş. Ağus. 28, 2008 8:53 am

İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ

Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye varmış. O bahçede yalnız gül
yetişirmiş. Birbirinden narin ve zarif güller. O güller kadar zarif ve
latif bir hatun kapı önünde duruyormuş. GEZGİN hatuna hayranlık ve
saygı ile yaklaşıp kendisini takdim etmiş. Ve hatundan adını
bağışlamasını istemiş.

HATUN: bana SEVGİ derler.

GEZGİN:

Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz?

SEVGİ:
hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM derler. Şu anda bahçede çalışıyor. Bıkmaz yorulmaz bir kişidir.

GEZGİN:

Bahçeyi dolaşmama izin var mı?

SEVGİ:

Hay hay... lütfen ayakkabılarınızı çıkarında SAYGI dediğimiz şu
mestleri giyiniz. Onlar öylece konuşurken İLİM çıkagelmiş. Bahçeyi
birlikte dolaşmaya başlamışlar. SEVGİ önde İLİM ve GEZGİN arkada
yürüyorlarmış. Her gülün bir adı varmış. MUTLULUK, HOŞGÖRÜ, SABIR,
KANAAT, ADALET, İRADE, ŞEFKAT, MERHAMET, AKIL, HİKMET, KUDRET,
SAMİMİYET, TEVAZU, FAZİLET VE... bu kadar çeşitte ve bu kadar
yoğunlukta güzellik bu kadar bakım ve özen, böylesine bir düzen
karşısında heyecanlanan ve hayrete düşen gezgin bahçıvan ilim efendiye
sormuş:

GEZGİN:

Siz hangi gülün hangi isimde olduğunu bazen karıştırıyormuşsunuz?

İLİM:
Bazen şaşırdığım oluyorsa da SEVGİ hemen yardımıma koşuyor bana doğru ismi hatırlatıyor.

GEZGİN:

Güllerin erip eriştiği bu toprağın bir özelliği var mı?

İLİM:

Özelliği olup olmadığını bilmiyorum. Bu toprağı bize VEFA adında bir
dostumuz getirir. VEFA dostumuzun dediğine göre, örneğin; MERHAMETLİ
bir insan görünce, ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde onu
MERHAMET gülünün altına serpiveririz veya ŞEFKATLİ bir insan görünce
ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde o toprağı ŞEFKAT gülünün
altına sereriz ve bu böyle devam edip gider.

GEZGİN:

Güller arasında aşı yapılıyor mu?
İLİM:

Elbette HAYAL gülüne GERÇEK'i aşıladık; ÜMİT gülü oluştu. İMAN gülüne
HİZMET'i aşıladık; TESLİMİYET gülü oluştu. HİKMET gülüne AKIL'ı
aşıladık; İRADE gülü oluştu. Bu aşıları sürekli yapmak zorundayız.
Örneğin; o muhteşem ADALET gülüne KUDRET gülünü aşılamazsak, ADALET
hemen sararıp soluyor. Aciz kalıyor. KUDRET gülüne ADALET'i aşılamazsak
KUDRET gülünün toprağında ZULÜM böcekleri üreyiveriyor.

GEZGİN:
Bu aşıları siz mi yapıyorsunuz?

İLİM:

Çelikleri ben hazırlıyorum ama aşıyı koyup kovuşturan eşim SEVGİ'dir. O
ilham kalemini eline alır, aşılanacak varlığın AKIL perdesini yumuşak
yumuşak aralar, böylece o varlığın gönlüne ulaşır, oraya aşı çeliğini
bir güzel yerleştirir. Sonra da oluşan bütün kader sicimi ile tatlı
tatlı sarar. Bütün bu işleri bu aşamaları her seferinde aynı dolgun
zevk ve heyecan içinde seyrederim. Sanki o anda Rabbim (c.c)
yanımızdaymış gibi...

GEZGİN:

Tercih ettiğiniz güller var mı?

İLİM:

Aslında yok. Fakat eşim SEVGİ; HOŞGÖRÜ için
"o benim beş duyumdur." der. SAMİMİYET için, "o benim
AHLAKIM'dır" der. TEVAZU için, "o benim EDEBİM'dir" der, ama ÜMİT'e fazlaca düşkün galiba... Zira ÜMİT için
"o benim kanımdır" der durur...


Bir kaç gün sonra gezginimiz bir kasabaya varmış. Bir kahvehaneye
girmiş. Burası oldukça tenha imiş. Kuytu bir köşede bir kişi oturuyor
ve çay içiyormuş. Gezginimiz bu zata yaklaşmış, yanına oturmuş,
kendisini takdim etmiş, adını bağışlamasını dilemiş.... o zat demiş ki:

ADEM:

Bana ADEM derler.

Gezginimiz başından geçenleri; gül bahçesini, iki soylu bahçıvanı, konuşmaları anlatmış.
ADEM dinlemiş. Sonunda demiş ki:O bahçeye

İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ

derler.


RABBÜL ALEMİN İÇİMİZDEKİ GÜLLERİ SOLDURMASIN ...

KAYNAK:site.mynet.com/islamcokguzel/
vgokhan
vgokhan
SUPER MODERATÖR
SUPER MODERATÖR

Kadın
Mesaj Sayısı : 7173
Nerden : aquaticforum
Reputation : 94
Points : 7895
Kayıt tarihi : 23/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz